20. Bölüm

32 3 0
                                    

Kapı sesini duyan Donna, annesine fırsat vermeden kapıyı açmıştı. Karşısında teyzesi vardı. Sırf teyzesi gelecek diye işe gitmemişti ve annesinin evindeydi.

"Anna teyze!" diye nida atıp teyzesine sıkıca sarılmıştı.

Teyzesi de ona sıkıca sarıldıktan sonra içeriye girmişlerdi. O sırada Annabel odasından çıkıp salona gelip kardeşine sarılmıştı. Yanında üç tane valiz vardı. Gelmeden önce kız kardeşini aradığı zaman, uzun süreliğine geleceğini belirtmişti. Donna, bunu annesi için yaptığını biliyordu. Teyzesi ile annesi arasındaki bağ çok sıkıydı ve kimsenin araya girmesine izin vermiyorlardı. Donna evdeki eşyalarını toplayıp iş icabı diğer eve taşınalı haftalar olmuştu. Annabel yalnız kalıyordu. Donna onu yalnız bırakmak istemiyordu ama arada kalmıştı. Bir tarafta annesinin yanında olup varlığını hissettirmeye çalışırken işe gidip ofisindeki ciddi işleriyle ilgileniyordu. Geceleri de uyumak yerine kahramanlık yapıp sokaklarda kötü adam pataklıyordu. Donna'nın hayatı üç farklı kola ayrılmıştı. Evini değiştirmeseydi bir şekilde idare edebilirdi ama ne kendi evindeydi ne de evler birbirine yakındı.

Durum bu raddeye gelince Donna'nın yardım için arayabileceği tek kişi gelmişti aklına. Teyzesi uzun zamandır onları ziyaret etmiyordu. İşleri yüzünden nişanı da kaçırmıştı. Arayı kapatmak için harika bir zamanlama olabilirdi. Bu şekilde Donna biraz nefes alırdı. Annesi de kardeşine kavuşmuş olurdu. Ayrıca yalnızlığa - Donna'sız olmaya - alışmaya başlardı. Teyzesi Donna'nın parmağındaki tek taşı incelerken Annabel nişanı anlatmıştı.

"Çok sade bir nişan oldu. Yakınlarımızı çağırdık sadece. Aramızda resmiyet olan insanları düğünde çağıracağız."

Anna onlara hak vermişti.

"Çok doğru düşünmüşsünüz. Nişanın daha samimi bir ortamda olması akıllıca olmuş. Düğünde herkesi çağırıp mükemmel bir organizasyon yapmalıyız. İnsanlar, masallardaki gibi kırk gün kırk gece şöhretinizi sürdürmeli."

Koltukta teyzesine dönük oturan Donna, Anna'nın abartılı konuşmalarına gülerek,

"Belki." demişti.

Onun gülüşüne şaşıran Anna,

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Onun gülüşüne şaşıran Anna,

"Ne oldu?" demişti. "Yoksa düğünü de nişanın gibi mi yapmak istiyorsun? Sade bir konsept ve az kişi."

Konu biraz ciddileşince Donna kendini toplamıştı.

"Yo, hayır. O yüzden değil. Sadece... Daha düğünü bile düşünmedim diyebilirim."

Onun sözlerine teyzesi şaşırsa da Annabel kızına hak vermişti.

"Kahramanlık işine girdiğinden beri özel hayatı kalmadı."

Anna yeğenini baştan aşağı incelemişti.

"Evet, anlatmıştın. Peki, nasıl gidiyor?"

Donna, gecelerinin nasıl geçtiğini aklına getirince derin bir nefes almıştı.

Adaletin BekçileriWhere stories live. Discover now