Sınav dönemi başlamadan tekrar eski düzenime dönsem çok iyi olucaktı.

''Özür dilerim anniş. Çok haklısın söz bir daha bu kadar cıvımayacağım.'' dedim. Annem tebessüm etti. ''Biliyorum prensesim yapmazsın sen.'' dedi. Sonra ''Var mı ödevin? Varsa başla çok geç oldu gerçi ama.'' dedi. Kalşarımı olumsuz anlamda havaya kaldırınca ''Hadi git bugün erken yat. Biraz dinlen yarına kadar.'' dedi. Başımı salladım. Tam kalkıcakken son anda aklıma gelen soruyla geri yerime oturdum.

''Anniş kas gevşetici krem nerdeydi?'' dedim. Annem ''Bilmiyorum kızım ilaç dolabına bak istersen.'' dedi. Başımı sallayıp mutfağa gittim ve kapıdan girince sağımda kalan dolabın ilk kapağını açtım. İçinde bir yığın ilaç bulunan iki kutuyuda çıkardım ve tezgaha koydum. Bütün kremlere bakarken en sonunda aradığım kremi bulunca zaferle sırıttım ve kutuları tekrar yerlerine yerleştirdikten sonra tezgahtan kremi alıp seke seke odama gittim.

Yatağıma oturduktan sonra kremin kapağını açtım ve elime yeterli miktarda krem alıp bacağımın ağrıyan kısmına sürmeye başladım. Kremi iyice yedirdikten sonra ellerimi yatağımın kenarındaki ıslak mendil kutusundan çıkardığım mendille sildim ve kremin kapağını kapatıp komodinimin üstüne koydum.

Annemin dediğini düşündüm ve tekrar kendime kızdım. Bu okula zaten çok zor girmiştim, emeğimi heba etmemeliydim. Ama ders çalışmak o kadar zor geliyordu ki... Tüm bu düşüncelerle birlikte gözlerimi kapattım. Vücudumdaki tüm kaslar teker teker gevşerken iyice mayışmış ve uykuya dalma kıvamına gelmiştim. Uzun ve yorucu bir günden sonra nihayet bedenim pes etmiş ve uyuyakalmıştım.

******

Gece yarısı donarak gözlerimi zorlukla açtım. Etrafa anlamsızca bakındım. Üşümemin sebebini çabucak bulabilmiştim. Pencere açık kalmıştı. Oflayıp ayağa kalktım ve yorganı etrafıma sarıp cama yaklaştım. Eylül ayında bu kadar soğuk hava ne kadar normaldi acaba? Kesin yarın yağmur yağacaktı.

Hızlı adımlarla camın önüne geldim. Tam camı kapatacakken kavga eden iki kişi dikkatimi çekti. Gecenin bu saatinde,sokağın ortasında olduka yüksek sesle kavga eden bu iki kişiyi izlemeye başladım. Kavga gittikçe ateşleniyordu ve az sonra fiziksel olarak kavga etmeye başlamaları an meselesiydi. Nefesimi tutmuş bu iki adamı izliyordum. Sokak lambasının ışığı birbirlerine saldırmak için kendilerini zor tutan adamların sonunda yüzlerini açığa sundu.

Sol tarafta olan adamın kuzguni siyah saçlarında ışık adeta dans ederken aynı koyuluktaki kaşlarının altından bakışları,ürkütücü bir ifadeyle karşısındakini süzüyordu. Önündeki adamsa onun aksine kısa boylu,cılız biriydi. Yine de esmer adamın bu fiziksel üstünlüğü onu hiç de geriyora benzemiyordu. Aksine yumruğunu geçirmemek için zor tutuyordu sanki kendini.

Esmer adam ani bir hamleyle arka cebinden silahı çıkardı ve namluyu sarışın adama doğrulttu. Göz açıp kapayıncaya kadar sokakta bir silah sesi yakınlandı. Sarışın adam... kanlar içinde yerdeydi. Ölmüştü...

Hızlıca penceremi kapatıp perdelerimi çektim. Panikle yatağıma koştum ve yastığıma sarıldım. Cenin pozisyonuna geçip az önce gördüklerimi düşündüm. Az önce neler olmuştu öyle? Ben bir cinayete mi şahit olmuştum? Nasıl kaldırabilirdim böyle bir yükü? Neden o adam diğer adamı vurmuştu ve neden bu saatte? Neden bu sokakta? Onlar kimdi? Korkuyla daha çok yastığıma sarıldım. Annemlere söylemeli miydim? Napıcaktım şimdi?

Telefonuma gelen bildirim sesiyle kaşlarımı şaşkınlıkla kaldırdım. Yerimde doğruldum ve telefonumu prizden çıkarıp elime aldım. Bilinmeyen bir numaradan SMS gelmişti. Dudağımı ısırıp şifreyi girdim ve mesajı açtım.

Bilinmeyen numara

Seni planlarıma dahil etmemiş olsamda kendi merakın sayesinde başına çok büyük bir bela aldın sevgili Almira. Polislere,ailene veya herhangi birine en ufak bir laf edecek olursan bir tanecik anneni bir daha göremezsin.

Bu mesajın altında gelen fotoğrafla iyice kanım donmuştu. Bizim evin kameradan görüntüsüydü. Annemlerin odası çekilmişti. Perde kapalı olduğu için içerisi gözükmesede onların odası olduğunu tahmin etmek zor olmamıştı. Kalp atışlarım iyice hızlandı ve ne yapacağımı bilemeyerek telefonu kapattım. Sırtıma yatağa yaslayacak şekilde oturup düşünmeye başladım. Titreyen ellerim zorlukla telefonu yere bıraktı ve tekrardan yatıp yastığıma sarıldım. Ben başıma nasıl büyük bir bela almıştım öyle.


Veeeee bölüm sonu!

Hikayeyi nasıl buldunuz? Sizce neler olucak?Akış nasıl ilerleyecek? Tahminlerinizi yoruma yazmayı unutmayı ayrıca hikayeyi oylamayı da unutmayın lütfen! Bu cuma veya haftaya cuma -müsaitlik durumuna göre- ilk bölümü yayınlayacağım. Sizleri çoook seviyorum şekerparelerim! Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.

-Buse

Perde ArkasıWhere stories live. Discover now