0.4 ❄️hello!

696 87 20
                                    

Okulun dış kapısına giden uzun yolda yürüyorlardı,çünkü kütüphane dış kapının hemen yanındaki binadaydı.

Asya çizgilere basmamaya çalışarak ve sekerek yürüyordu Jungkook da onun arkasından gülerek koşup önüne geçiyor dikkatini dağıtıyordu.Düşmesi için güldürüyor ardından düşeceği zaman yakalayıp dengesini sağlatıyordu.
Namjoon en narin sesiyle 'Asya' diye seslendi.

Yürümeye devam ederken omzumun üzerinden ona baktım,Joon konuştuğu zaman daima hepimiz onu pür dikkat dinlerdik.

'Kendine çok yüklenmiyor musun?'

İki yana açtığım kollarımla dengemi sağlamak için kıpırdanırken güldüm.Ciddi olduğunu bilsem de şakaya vurarak cevaplamam gereken bir konuydu.Son zamanlarda o kadar yoğundum ki okulun dışında onları görmem çok zor oluyordu ve ben de bunun farkındaydım.Onlar da beni görmek için ek işlerim arasındaki yürüme mesafesinde yanımda bulunuyorlardı.

'Hadi ama Namjoon, kütüphanede vakit geçirmeyi sevdiğimi bilirsin.'

Sol ayağım çizgilere basmadan yürüdüğüm tümsekten kaydığında Joon birden yanımda belirdi ve dirseğimin yukarısından seri bir hareketle kavrayıp dengemi sağlamama yardımcı olduktan sonra elini aynı hızda çekti.Beni öyle iyi tanıyordu ki ona yalan söylemeye çalışmamın bile aptallık olduğunu bana göstermişti,o benim nerede takılıp düşeceğimi benden daha iyi biliyordu,ne hissettiğimi de öyle.

'Rafları düzenlemekten değil kitap okumaktan zevk alırsın.Bir yandan tüm hocalarla aranı iyi tutuyorsun bir yandan tüm okulun işini yükleniyorsun.Yetmiyor hocaların özel hayatlarında bile seni kullanmalarına izin veriyorsun.Dur artık.'

Jungkook ve Lavin de benimle beraber şaşırarak Namjoon'un soluk almasını beklediler.Böyle uzun ciddi cümleler kurmak onun pek adeti değildi.Birdenbire neden ayaküstü bu konuya girdiğini anlamasam da kendisi de sesinin fazla otoriter çıktığını fark edip öksürdü.

Ona doğru birkaç adım atıp cevap vermek yerine Namjoon'un kaslı gövdesine sarıldım.Kollarımı arkasından kavuşturdum ve başımı yavaşça omzuna koydum ardından sevgiyle fısıldadım.

'Teşekkür ederim,zorunda olmadığın halde beni kolladığın için.'

Lavin tiz sesiyle duyguyu dağıtarak bana arkamdan sarıldığında tabiki eksik kalmayarak Jungkook da kollarını üç arkadaşına birden dolamaya çalıştı.Biz tam ayrılacakken arkadan güçlü bir arabanın motor sesi geldi.

Tam başımızı çevirip sesin kaynağına bakıyorduk ki,diğerlerinden önce ben ne olacağını anlayıp güvenliğin olduğu tarafa baktım.

Güvenlikçi ahjussi yerinde yoktu.Tabi yaa! Ve okulun otoparkının çıkışını koruyan büyük bariyeri kaldıracak kimse de yoktu.

Lüks arabanın sürücüsü sanki istediği buymuş gibi gazı kökledi ve labirent gibi olan otoparkın çıkışına doğru yöneldi.Keskin dönüşlerle frenini olabildiğince az kullanırken bir anda kapıya doğru koşmaya başladım. Bu olayın tekrar yaşanmasına izin vermeyecektim.Zaten kıt kanaat geçinen bir adam olan güvenlikçi ahjussi geçen ay aynı şekilde ve büyük ihtimalle aynı kişi tarafından kırılmış olan bariyerin parasını cebinden ödemek zorunda kalmıştı.
Diğerleri şaşkınlıkla bakarken sanki sürücü de benim ne yapmaya çalıştığımı hemen anlamıştı ve daha kıvrak hareketlerle bariyere yöneliyordu.

Koş Asya,diye geçirdim içimden.Var gücünle koş.Bu aptal herif yine bariyere çarpacak ve okul yönetimi arabanın ve bariyerin masrafını ahjussiden çıkaracak! Bunun tekrar olmasına izin veremezsin. Koş.

Arabadaki adam bundan zevk almış gibi daha da gürültülü manevralarla beni kışkırtmaya çalışıyordu.Şimdi bariyerlerle arasında yüz metreden biraz fazla mesafe vardı.Hızımı daha da arttırdığımda bacaklarım aşırı yüklendiğim için cayır cayır yanmaya başlamıştı,durmak için bana yalvarmalarına aldırmadan koşmaya devam ettim.Başımı çevirip baktığımda geç kaldığımı anladım,çünkü güvenlik kulübesine girersem basıp geçecekti,ve açılmasına müsaade etmediği bariyer yine kırılacaktı.

Spor araba tam gaz bariyere doğru gelirken bir karar vermem gerekiyordu.Zaman yetmeyecekti.Bu kez o yaşlı adamın maaşının bu züppe yüzünden kesilmesine izin vermeyecektim!

Anlık bi deli cesaretiyle aklıma gelen ilk şeyi yaptım ve aniden yola atlayıp kollarımı açtım.Ah sanki faydası olacakmış gibi.Sanki son hızla üstüme gelen arabayı durdurabilirmişim gibi.
Ve arabanın sürücüsünün dudaklarındaki kıvrım aniden dümdüz oldu.Freni son anda köklediğinde araba zorlukla durmuştu.Demek ki pahalı arabalar böyle durumlarda parasının hakkını veriyormuş.Korna sesiyle kenara çekildim ve adrenalinin bütün hücrelerime yayılışını hissettim,az önce durduk yere kendimi öldürebileceğim bir duruma sokmuştum, yavaşlayan araba yanımdan geçerken açtığı camdan gözüken yüze baktım.
Ve sürücü beni şaşırtarak kendinden emin tok bir sesle konuştu.

'Nefes al'

Nefes almayı unuttuğunu o an fark edip derin bir nefes aldım ve ciğerlerimin coşkusuna bir kahkaha koyverdim.Şuan bu durumda yapmam gereken son şey olsa da ben içim dışıma çıkana kadar kahkaha atmak istiyordum.Ama derin bir nefes daha alıp bana şaşkınlıkla bakan sürücüye 'Adın ne?'  diye sorarak onu daha da şaşırttım

Sürücü ciddi manada bu soruyu beklemiyor olmalıydı ki yavaşça dudaklarını aralayıp hayretle baktı.Bağırıp çağıracağımı sanıyordu ama ben kahkaha atmıştım.Gerçekten deli olduğumu falan düşünüyor olmalıydı.Kıçı kırık bi bariyerin önüne kendimi atmıştım ve neredeyse ölecekken muhtemel katilimin adını mı merak ediyordum.Ağzından yalancı bi kahkaha kaçtı ve arabayı sürüp ilerledi.Ben arkasından öylece bakarken bir an için başını camın dışından arkaya doğru çevirdi ve arabanın arkasında kalan beni şaşırtmak ister gibi tok sesiyle konuştu.

"Kim Taehyung"

Bense sanki adını söyleyeceğinden eminmişim gibi olanca gücümle uzaklaşan arabanın arkasından bağırdım.

'Ben de Asya! Merhaba....'

*

 'Ve biliyorum

Tüm bu sıcaklığın doğru

Mavi çiçeği tutarken

Elini tutmak istiyorum.'

Kardem ❄ kim taehyungWhere stories live. Discover now