38.Ne yapardım?

En başından başla
                                    

Kafamı sallayıp , daldığım yerden gözlerimi alarak kırpıştırdım. Bu halimde bile onu düşünebiliyordum. Benim yaşadığım onunkinden katlarca kötüydü!

"Önce bana gider, güzel bir kahvaltı ederiz ha ne dersin?" dedi yanımdaki Eren tebessümle.

"Hayır" demiştim ki anında bozulan ifadesini gördüğümde "Ben, biraz yalnız kalmalıyım." diye ekledim.

"Kabullenemiyorsun değil mi?" dedi anlayışlı bir ifadeyle.

"Hayır." "Herşey kabus gibi." "Anlarsın ya, uyanacağım ve bitecek."dedim anlamsız el hareketleriyle.

"Senin kabusun benim mucizem." dediğinde üzülmeden edemedim.

"Baban ya da üvey annen umurumda değil , Aren ve dayım da öyle." "Senin ailen benim , bu yaşandığı için mutluyum."

Ne diyeceğimi bilemedim. Mutlu olmasını doğal karşılamaya çalıştım , haklıydı, aradığı beni bulmuştu. Ama diğer yandan aslında bende onu bulmuştum.

Hiçbir benzerliğimiz olmasa da kan bağımız vardı. O benim ağabeyimdi. Bana gerçek annemden kalan bir ağabey. Onu iç dünyam dışında kabullenmeyi çok fazla erteleyemeyecektim. Bu durumun tek iyi tarafıydı. Onu bağrıma basacağımı biliyordum , yoksa bir kaç ay önce kıl kaptığım çocuğa şu anda hissettiğim samimi duyguların başka bir açıklaması olamazdı.

"Areni seviyorum." dedim pat diye. Söylediğime ben bile şaşırmıştım. Şu an için hiç aklımda yokken çıkmıştı ağzımdan. Sebebi bilinçaltım.

Yanımdaki Eren derin bir nefes alıp verdi. "Ama ona dönmeyeceksin." dedi onaylamamı beklercesine.

Ayrılmıştık öyle değil mi? Ama anlatacağım demişti. Dinleyememiştim. Herşey ortadayken ne anlatabilirdi? Dönüp dolaşıp yine aynı yere geliyordum!

"Bilmiyorum." dedim kafamda tüm sorular dönüp dururken.

"Sana yaklaşmasına izin vermeyeceğim."

Kendimi fazlasıyla rahatsız olmuş hissettim. Ağabeyim olarak hayatıma karışmayı planlıyordu. Şimdiden. Bu his yeniydi. Yeni ve tedirgin edici.

"Ama onu seviyorum." dedim tekrar.

Uzun bir süre birbirimize baktık. Bir şey söylemeyince bende daha konuşmadım.

Havaalanına indiğimizde aramızdaki durgunluk biraz dağılır gibi oldu.

"Seni eve bırakayım." dedi teklif edercesine.

"Taksiyle gidebilirim."dedim.

"Sabahın köründe seni yalnız bırakmak istemiyorum, taksi önce seni sonra beni bırakır."

Tartışmadım. Bana gelmeyip evine gidecekse benim açımdan sorun yoktu.
Kafamı sallayarak onu onaylamakla yetindim.

"Akşam gelmeyebilirsin." dedi boş bir taksiye yerleşip, ben adresi verdikten sonra.

"Şaka mı yapıyorsun?" "Bu benimle ilgili, tabiki geleceğim!" dedim bir hayret nidasıyla. Ciddi miydi?

"Sadece, ben herşeyi tüm detaylarıyla öğreneceğim ve Su ya da Areni görmeni istemiyorum."

"Ekrem bey ile bende konuşacağım." dedim kararlı bir şekilde. "Tabi Aren ile de."

"Peki."dedi pes edercesine. "Seni akşam üzeri alırım, güzelce uyu dinlen."

"Tamam." diye cevapladım dediğinden şüphe ederek. Şu an dinlenip uyumak asla yapabileceğim bir şey değildi.

Taksi evime yaklaştığında, elimi kapıya atarak bekledim. Para verme girişiminde bile bulunmamıştım. Sonucu nasıl olsa biliyordum , zahmetine katlanmama değmezdi.

KORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin