sound || min yoongi

üç : yes, he is from daegu

"HyeRim.." Bana doğru gelen Choi Kwon'a baktım. İçimde bir miktar boğukluk oluşmuştu tabii ;ama ben güçlü bir kızdım en azından okulda.
En neşeli ses tonumu ayarlayarak konuştum. "Efendim?" Çantamı sıraya bıraktım. "Bu çocukla mı kıskandıracaksın beni ?" Sesli bir kahkaha attım. " Gereksizlerle uğraşma gibi bir hobim yok." Cümlemin sonlarına doğru keskinleşen sesimi engelleyememiştim. "Beni severken gereksiz mi görüyordun yani ?" Kahkaha attı. "Komiksin."
"Sadece sana beslediğim aşk sahteydi." dedim ve soluklandım. "Seni kandırmak o kadar kolaydı ki. Seni sevdiğime inanman... Hah, ne kadar da basit zekalısın. Ters psikoloji diye bir şey var hani." Kapşonumu indirdim ve sıraya yerleştim. Ders bitmek üzereydi ama öğretmen gelmemişti bile. "Hoca yok !" Bağıran sınıf başkanına baktım. İçimi kapkayan neşe ile telefonumu çıkardım ve kulaklığımı kulağıma geçirdim.

"Onu gördünüz mü ?" Fısıldaşan kız sesleri kulağıma dolduğunda sebepsizce dikkat kesildim."Çok yakışıklı... Daegu'dan gelmiş." Hala kimden bahsettiklerini anlayamıyordum. Daegu'dan buraya mı taşınacaklardı yani ? Tatil için olsa neyse de...
"Kızlar... Suga'dan mı bahsediyorsunuz ?" Araya In Ha'nın sesi girdiğinde masama biraz daha sokuldum.
Suga... Neden tanıdık geliyordu ?
Aklıma gelen şeyle ellerimi telaşla birbirine kenetledim.

'O Suga değil mi ?'

Yani tam ,DaeGu'dan buraya mı taşınmışlardı.
Yuh ama.

Çalan zil ile sıramın solunda bir ağırlık hissettim. "Yah, bu kızların senle derdi ne ?" Yoongi'nin sesi kulağıma dokduğunda başımı ona çevirdim. Kulaklıklarımdan birini kendine taktı. "Sadece , boşver."
Arkasındaki kızlar onu yiyecek gibi bakıyorlardı."Kalk lütfen. Rahatsız oluyorum."Mırıldandım ve tekrar başımı diğer tarafa çevirdim. "Kalkamam. Fazla üşengecim."dedi ve olduğu yerde öylece durdu. Sorun şu ki;nefes alış verişleri tam kulağımın üstündeydi.
"Gidip o kızlarla 'arkadaş' ol." dedim ve başımı o tarafa çevirdim.
Parlak iki gözün gözlerimle buluşması ve beni derinden etkilemesi planlarım arasında yoktu.
Tanrım birinin burun deliği ne kadar harika olabilir ?!
"Adın neden Suga ?" diye sordum. Kızların gözleri üzerimizdeydi. Ve biz birbirimize çok ama çok yakındık. Lanet gelesice bir durum.
"Eski okulumda öyle derlerdi. Meşhurdum."dedi ve saçlarını karıştırdı. Kıkırdamadan edemedim. Şirindi ve bunu tüm dünya kabul edebilirdi. Hayır ,etmeliydi.
"Peki Şeker." dedim ve kafamı tekrar diğer tarafa çevirdim. Bıkkın nefes alış verişleri kulağıma dolduğunda güldüm. Sanırım çoğu kişi Suga(r)'a bu espiriyi yapıyordu.
Zilin cazırtılı sesi kulağımıza dolduğunda soluklarını tekrar yüzümde hissettim. "Geri geleceğim." Omuz silktim. "Mümkünse gelme." Mırıldanışımı duyduğunda güldü ve kapıya ilerledi.
İçeri giren Kwon ona omuz atacağı sırada geri çekilmişti. Kwon'un omzu boşlukta kalmıştı ve etrafa çaktırmayın ,der bakışlarını atıyordu.
Komikti ,istemsiz kahkaha attım.

Kwon'un sinirli bakışları gözlerimi bulduğunda kahkaham artmıştı. Bu çocuğa gülmek neden bu kadar keyifliydi ..?

"O çocukla çıkıyor musunuz ?" dediğinde kahkahamı kestim. "Ben sana çeken bir it değilim." Gözleri telaşla sağa sola baktı. In Ha'yı bulduğunda kollarını ona doladı. Bu artık gülünç geliyordu. Sinir bozucu ya da üzücü değildi.
Gözlerini bana çevirdiğinde omuz silktim ve başımı duvara çevirdim yeniden.
Öğretmen bu derste gelmemişti. Kendimi yalnız hissettiğim doğruydu , her zaman gülüşeceğim bir In Ha yoktu.
Derin derin nefesler aldım. Çalan müziğin etkisiyle uykum biraz daha gelmişti. Ama okul psikopattı. Böyle hafif belalıyken uyumam uygun olur muydu bilmiyordum.

Zil çalana kadar telefonla uğraştım. Sosyal medya sayfalarımın çoğunu dolaştım.
En son okulun bloğuna girdim ve en son yazılan makalelerin başlıklarını okumaya başladım.
İlgimi çeken birine tıkladım. O makale de Yoongi ile alakalıydı.

Neden okula geldiğinden ,nereden geldiğinden vs. bahsetmişlerdi. Benimle ilgili bir haber olmamasına sevinmiştim açıkçası.
Okulda makale konusu olmak sadece iki şeye işarettir.
Ya başınıza bela almışsınızdır, ya da bir anti topluluğunuz vardır.

Telefonu kilitleyip cebime koydum ve soluklanmaya devam ettim.
In Ha ve diğerlerinin kılırtıları kulağıma geliyordu. Sinir bozucu cırtlak seslerini duymamak için sesi sonuna kadar açtım.
Ona rağmen iki sıra daha yakınıma gelmiş ve daha da yüksek sesle konuşmaya başlamışlardı.
Onları duymamak ciddi anlamda imkansızdı. "Gerçekten yakışıklı."
"HyeRim ona yapışacak." Umursamak isterdim. Sadece elimi sıkıp parmaklarımı avucuma geçirerek rahatlamaya çalıştım.
Bir süre içerisinde sağ elimin bileğine kramp girmişti. Acının verdiği refleksle elimi sıkmayı bıraktım.
"HyeRim elin-" Yoongi'nin nefes kesici sesini duyunca elime bakmıştım. "Aish..." Mırıldandım.
Tırnaklarımı batırdığım yerler mosmor olmuştu. Bileğimdeki damarlar belirginleşmişti. Bileğim çok ağrıyordu. "S-sen iyi misin ?" diye korkuyla sordu. "Sadece boş dersleri çekemiyorum. Öğle yemeği saati ve ben aç değilim." diye ekledim.
Aşağı inmeli ve yemek yemeliydi. "Aşağı in. Yemek ye. Ben uyuyacağım." dedim ve başımı masamda ait olduğu yere koydum. "Revire gitmeliyiz." dediğinde cevap vermedim. "Sinir bozucusun." dedi. "Ben gidiyorum o zaman ?" dediğinde cama baktım. Bir çok kız ve açık kameralar. "Çabuk git. Çekiyorlar." dediğimde ayağa kalktı ve şirin bir poz verdi. "Swag olmak bunu gerektirir." Sırıttım ve sınıftan gitmesiyle birlikte iki üç kız içeri daldı.
In Ha , akıllanmayacak mısın ?

"Suga'yı da mı seveceksin , ha ?" Kızların şımarık ve sahte gülüşleri havada uçuştuğunda göz devirdim. "Gidin başımdan." Boğuk çıkan sesime karşılık sadece sinirli nefes alışverişleri duyuluyordu. "Klişesiniz cidden. Afedersiniz ama film filan mı çekiyoruz ?!" Bağırdığımda ürkülüp iki adım geriye gittiler. Ama ciddiydim. Neden bu kadar saçma salak bir hayatım vardı ? Neden annem beni elin adamıyla aynı evde bırakıp kahvaltı ettirirdi ?Neden başımdaki psikopatlar serseri değilde şımarık olurlardı ?-

Bir an önce bu kızlar buradan uçsalar ne kadar da güzel olurdu.
Ama aksine.
Arkalarında bir grup daha belirmişti.