Yalnız ben bugün bayağı geveze oldum ayrıca da saçmalama katsayım yükseldi. Normal ınsanlar böyle meseleleri pek takmazlar ama sorun şu ki okulda bu sebeple ayrılan biri sağlıklı düşünüyor olamazdı.

Browniem in son parçasını ağzıma tıktım ve suyumdan bir yudum aldım. Zar zor yutmaya çalışırken boğulacağım sandım. Ikinci boğulma tehlikesi hem de bir günde hadi hayırlısı!

Birinin sırtıma sertçe vurduğunu hissettim ve kendime gelmeye çalıştım. Her kimse canımı çıkartmaya çalışır gibiydi.

"Su iç!" arkamı dönmemle küfretmem bir oldu , tabi içimden.

Yüzümün donduğunu hissediyordum. Ne demeliyim ki bu durumda? "Teşekkürler..dört sene önce seni bir kız gibi dövdüğüm için özür dilerim ama pişman değilim ve seninle konuşamam imajıma ters..." falan mı? Tabi ki hayır.

"Nasılsın?" niye benimle ilgileniyorsun seni gerizekalı? Durum yeterince garip zaten daha da çok karmaşa yaratmaya gerek yok. Ne istediğini söyle verelim. Veremiyorsam da döverim.

Suratını incelemekle meşgul olduğumdan cevap vermedim. Beyaz bir teni ve sarıya çalan saçları vardı. Her kızı , ben dışında , etkileyebilecek çıkık elmacık kemikleri ve derin bakışları yüzünde yerini almıştı. Mavi mi yeşil mi olduğunu ayırt edemediğim gözleri büyüleyiciydi. Bu ayrıntı eskiden dikkatimi çekmemişti. Açıkçası kafamda eski görüntüsü bulanık olmasına rağmen onu tanımış olmama şaşıyordum.

"Dilini mi yuttun?" hiçbir duygu sezilmeyen sesi melodikti. Ergenlik çocuğa geçirmiş ama sesi rahatsız edici bir kalınlıkta değildi. Ah tanrım! Sıradan bir erkek işte! Sanki benimle bir alakası varmış gibi sesine de takmıştım ya... kendime bazen küfrediyorum.

Su an nasıl göründüğümü merak ediyordum doğrusu.

"Derse git!"

Masadan kalkıp bahçeye doğru yürümeye başladım. Peşimden geliyormuş gibi hissetsem de sadece fazla baskıdan diye geçiştirdim.

Her zamanki bankın oraya oturdum ve gözlerimi her zamanki gibi uzaklara diktim. Manzara değildi önemli olan herhangi bir boşluk yetiyordu. Görüntüden uzak gözler, fazla kafa yormadan bir zihin her zamanki rahat Rüya..

'Düşünme Rüya, düşünme!'

Kendime de emir veriyorum nerde benim alkışım? Bugün okulda durmadan direkt eve gitsem...çok ezik profili çizerim gözünde. Güçlü görünmem gerekir gerçi ilgilendiğini sanmıyorum güçlülüğümle falan. Ceylanı avlamak isteyen bir aslanın cesaretini umursamayarak avına kilitlenmesi gibi. Tabi aslan ceylan , av avcı ilişkisine neden girdim orasını bilmiyordum.

"Her şeyden kaçar mısın?" sesiyle irkildim. Arkadan sinsice yaklaşma seni beyinsiz! Kasları var demem alırım ayağımın altına!

Yüzümü onunkine tabiki çevirmedim. Ne bekliyorsunuz gözlerinde erimemi falan mı? Birkaç kelimesine şımarmamı mı? Hala beni tanımıyorsunuz.

"Herkese sülük gibi yapışır mısın?" Tek kaşımı kaldırdım. Böyle zamanlarda havalı olunması gerekirdi. Umarım öyle oluyordur çünkü genelde ben herkesin yaptığının tersine uyuyorum.

"Beni dövenlere karşı ayrı bir ilgi duyuyorum" imalı lafına karşı gözlerimi devirmeden edemedim. Yüzüne baktığımda sırıtıyordu.

"Ne istiyorsun...sen de beni döv de ödeşelim dememi falan mı?"

"Kızları dövmek mi? Hiç bana yakışmaz...gerçi sana kız demek için doktordan test raporu falan almalı..."

Beni yaraladığını falan mı sanıyor acaba çok merak ediyorum. Kıza benzemek gibi bir derdim yok en azından okulda.

"Uzatma!" gerçekten çok konuşmuyor muydu hadi ama...

"Hep böyle sevimsiz misindir?" Işte buna gülerim. Sevimli olmak demek aşırı kız olmak demekti. Benim sergilemeye çalıştığım şey şeker kız Candy değil ya? Gelmeden önce insan bir araştırır ya!

"Evet, şimdi defol!"

"Neden geldiğimi merak etmiyor musun?" Aslında birazcık çok çok azcık ediyorum.

Suratına tip tip baktım.

"Umrumda gibi mi görünüyor, sadece beni yalnız bırak! Kısaca defol!"

"Sen beni dövdükten sonra bir yemin ettim" alt tarafi dövdüm ya hadi ama abartmayın.

"Bana ne?" dıştan ne kadar duymak istemediğimi söylesem de anlatmasını istiyordum. Kendimle bile çelişiyorum.

"Saçma aslında...ama seni izledim bu süre icinde..."

"Nasıl seni izledim? Saçmalamayı bırak!" Lanet olsun neden bahsediyordu. Eğer bu süre zarfında beni izlediyse...en azından ne düşündüğümü bilemez. Akıl okuyorum da desin tam olsun.

"Beni dinlediğini bilmek güzel tabi 'Kötü Kız'" bizim cümlelerden çıkardığımız sonuçlar bile çelişiyordu.

Şaşkınca suratına bakarken o bana 'kork benden!' Der gibi bakıyordu. O bakış nasıl oluyor bilmesem de varsayıyorum artık.

Ayaklandı ve okula doğru yürümeye başladı. Yok artık daha neler...imada bulunmadı sadece ben öyle düşündüm.. yani umarım öyledir.

"Nereye? Bekle!"

"Defoluyorum güzelim" güzelim lafını aldıramayacak kadar kafam karışıktı. Hadi ama biz bir filmin başrolleri olamayız. Ben daha kendi ailemde bile ara oyuncu değilim.

Sınıflardan bize bakanları fark ettiğimde susmam gerektiğini anladım. Kötü Kız yeni gelen yakışıklı çocuğun peşinden koşuyor dedirtmem. Yakışıklı ?

Yanlış oldu, dilim sürçtü.

Son bir kez arkasını döndü ve dudaklarından okuyabildiğim kadar , yanlış anlamayın bunun da kursuna falan gitmedim sadece tahmin:

'Daha çok görüşeceğiz....' dedi.

Vote ve yorum yaparsanız çok sevinirim :)

Sen Gittiğinde(Askıya Alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin