Aşk İçin Kurulan Şehirლ

Start from the beginning
                                    

Aşina diye mırıldandı. Sesi mahcup ve pişmanlıkla doluydu. Sert bakışlarından eser kalmamıştı. Pişmanlık ele geçirmişti. Geçti, çok geçti. Kırılan parçaları nasıl toparlayacaktı? İz kalmadan her şey silinebilir miydi? Silinmezdi. Aramızda yaşananlar kolaylıkla silinebilecek şeyler değildi. Sadece bu olayla değil, bundan öncesi de vardı. Ayrılma isteğimin ne kadar doğru olduğunu bugün göstermişti. Onun boş sözlerine kanmamam gerektiğini bir kez daha hatırlatmıştı.

Sertçe "Konuş! Neden geldin? Bu sefer daha açık mı konuşacaksın? Beni sadakatsiz mi ilan edeceksin? Sana ihanet ettiğimi sağa sola yaymakla mı tehdit edeceksin?" dedim. Batur ayağa kalkmış, karşıma geçmişti. Ellerimi tutmaya çabalasa da hemen geri çekilmiştim. Bana dokunmasını değil, yanımda nefes dahil almasını istemiyordum. "Dokunma, bana! Dokunma."

Yalvaran bir sesle "Aşina üzgünüm çok üzgünüm. Her şeyin farkındayım. Böyle dememle bir şey düzelmeyecek, unutmayacaksın, izi bile kalacak ama beni affetmen için elimden geleni yapacağım," dedi.

"Senden tiksiniyorum, Batur. Bugün yaşadıklarımız beraber geçirdiğimiz az ama öz anları silmeye yetecek güçte. Sayende ne kadar doğru bir karar aldığımı hatırladım. Seni dinleyip burada beklemek en başından beri hataydı. Madem boşanma kararı aldım, gideyim buradan. Niye seni bekliyorum ki?"

"Bir hata değil, Aşina. Babamla konuştum, ona ayrılmak isteğini söyledim. Uzun tartışmalar sonucunca senin hak ettiğin konumu almanı sağladım," dedi. Bir şey demedim, tepkisiz kaldım. Alkışlayacak değildim. Tepkisizliğim karşısında karşımda daha çok küçülmüştü. "Yalvarıyorum, bana bir düşmanmışım gibi bakma. Biz evliyiz."

Tek kaşımı kaldırdım, acı bir tebessümle ona baktım. "Evliyiz. Evliymişiz. Bunu nasıl diyebiliyorsun? Sahiden benimle evli misin? Ben daha farklı düşünüyorum. Bana göre sen Nazan'la evlisin. Onunla sevişmeden onu hamile bıraktın, büyük bir başarı! Bana gelince ben senin için meşru bir cariyeyim."

"Lütfen, sen benim eşimsin. Asla ama asla seni bir cariye olarak görmedim, görmem. Neden böyle söylüyorsun? Her şey yoluna girecek, inan bana. Sen hak ettiğin değeri göreceksin."

"Buna inancım kalmadı. Yaptığın hareketler, söylediğin sözler o kadar birbirine zıt ki, görmüyorsun. Farkında bile değilsin."

"Evet, hatalı davrandım ama kendi tutamadım. Seni o an, İlter ile yakın görünce kendime söz geçiremedim. Sana olan güvenim, İlter'e karşı duyduğum güvensizliğin gerisinde kaldı. Kendimden geçerek o davranışları sergiledim. Çok hatalıydım."

Başımı iki yana salladım. Bu bir savunma olamazdı. "İlter ile benim aramdaki şey, seni ilgilendirmez! Ben hür bir kadınım. Hiçbir erkek bana sözünü geçiremez. Bunu öğrenemedin. Beni buradaki kadınlarla aynı görüyorsun. Onların yaptığını yapmamı istiyorsun."

"Bunu biliyorum, Aşina. Sen farklısın," dedi. Gözlerini kapattı, derin bir nefes aldı. "Sana söz veriyorum, seni geri kazanacağım. Lütfen, gitme. Bir şans daha ver. Sözümü tutmam için bana şans vermeni istiyorum."

"Korkma, buradan gideceğim falan yok. Bir süre buradayım. Bu olayların ardından hemen gidersem kötü olur."

Bunun dememle bana sarılmıştı. Beni kendisine bastırıyor, hareket etmeme izin vermiyordu. " Biliyordum, beni terk etmeyeceğini biliyordum. Gör, her şeye yeniden başlayacağız," dedi ve onu sertçe ittirdim.

"Beni duymadın sanırım. Burada kalıyor olmam, hadi yeniden başlayalım demek için değil. Hemen buradan gidersem annem ne yapar sence? Ülkene meydan okur. Oysa zamana yayarsam iki ülke tekrardan savaşın eşiğine gelmez. İnsanları düşünüyorum."

Gölgenin Aşkı ლWhere stories live. Discover now