Bölüm5

172 38 7
                                    

Medyada Belinay var.
İyi okumalar gençler😋

Aybars'ın söylediğini algılamak için 5 dakika boyunca ağzım açık bir şekilde onun yüzüne baktım. Aybars ceketinin iç cebinden sigara paketini çıkartıp içinden bir dal aldı. Sigarayı dudaklarının arasına sıkıştırdığında çakmakla yakıp derin bir nefes aldı. Dumanı içinde tutup dışarı vermemekte kararlıydı. Onun bu hareketlerini izlerken kafamda söylediği kelimeler yankılanıyordu.
Sigara dumanını yüzüme üflediğinde kendime gelmiştim. Bu yaptığı hareket çok aptalcaydı.

"Sen benim malımsın, sana benden başkası dokunamaz, altında başka bi anlam arayacak kadar salak olmadığını umuyorum." dedi.
Niye için burkuldu bilmiyordum. Kendimi kötü hissetmiştim. Belkide bana mal dediği için böyle hissediyordum. Bu lafı kendime yediremeyip suratına tokat attım ve
"Ben senin malın değilim sen de benim sahibim değilsin! Lanet olası bir iş için beraber çalışıyoruz ve ben bu iş bitince gideceğim. Sakın Aybars , sakın bir daha bana benim malımsın deme hakkını kendinde bulma."

Aybars arabayı hızlı bir şekilde yolun ortasında durdurdu. Ona attığım tokadı daha yeni sindiriyordu. Birden irkilip kendime geldim. BEN AYBARS'A TOKAT MI ATMIŞTIM?

Birden saçımdan tutup kendine doğru çekti. Canım yanıyordu ama bunu yansıtmaya niyetli değildim. İnadına karanlık gözlerine baktım. Birşey bulmak istedim ama gözleri düşüncelerini saklarcasına zifiriydi.

"Sen o holdingten içeri girdiğin an benim oldun. Bunu inkar etmen senin canını yakmaktan başka bir işe yaramayacak Tansu."
Hiçbirşey demeden arkama yaslanıp yolu izledim. Bana baktığını hissediyordum ve ona bakmamak için büyük bir çaba sarfediyordum.
...

Ani bir frenle kafamı torpidoya çarpıp kendime gelmeye çalıştım. Eve geldiğimizi ve arabada uyuya kaldığımı Aybars'ın kapıyı çarpıp arabadan inmesiyle idrak ettim. Bende inip eve doğru yürüdüm. Eve girdiğimde karnımın gurultularını duyabiliyordum. Adımlarımı mutfağa  yönelttim. Dolabı karıştırıp buzlukta hazır dondurulmuş patates ve sosis görünce kızartmaya karar verdim. Belinay'ın benim bu saatte bunları yediğimi görse kıyamet koparacağını bildiğim için mutfak kapısını kapattım. Hemen işe koyuldum. Patatesi kızartırken elime sıçrayan yağ ile  sessiz bir şekilde küfürler yağdırıyordum. Tam önüme dönüp tabağımı masaya yerleştirecekken Aybars'ın kapıda dikildiğini gördüm.

"Tam bir beceriksizsin."

dediğini görmezden gelip ayrı bir tabak çıkartıp  masaya yerleştirdim. Aybars'ın yiyip yemeyeceğini bilmiyordum ve açıkcası umrumda  değildi. Onunla muhattap olmak istemiyordum. Tek istediğim şu işin bir an önce bitmesiydi.

Kızartmaları iki tabağa bölüştürdüm. Sessizliği ikimizde koruyorduk. Temennim bozulmamasından yanaydı. Yemeğini bitirdiğimde kalkıp gidiyordum ki Aybars'ın kolumdan tutup çekmesiyle kendimi onun kucağında bulmam bir oldu. Bu kısa olan elbisem katlanıp dahada kısalırken ellerini belime doğru sararak kalkmamı engelledi. İçimde  değişik bir his varken ne yapacağımı şaşırmıştım. Aybars yüzüme bakıp

"Bu elbiseyle adamın seni istemesi normal."

deyip bi elini bacağıma koydu. Nutkum tutulmuş bir şekilde yüzüne bakıp ne demek istediğini  anlamaya  çalıştım. Dolan gözlerime inat kucağından kalkıp tam gözlerinin içine bakarak.
"Haklısın senin  bana hediye ettiğin elbiseyle beni istemesi normal. Hatta senin bana zorla yaptırdığın iş yüzünden beni   sürtük gibi gören adamın bana yaklaşması da senin yüzünden!" diye bağırıp odama çıktım.

Saat 03.00'dü . Sabah 9'da kahvaltı masasında olmalıydım yoksa aç kalacaktım. Yatağa girip bugün olanları düşünürken uyuya kalmıştım.
...
Sabah kurduğum alarme uyanırken sövmeye başladım. Telefonu komidinden alıp alarmi susturdum. Yatağımda doğrulup gözlerimi uykudan arındırmak için ovuşturmaya başladım. Ellerimi gözlerimden çektiğimde penceremin önündeki koltukta oturan Aybars'ı gördüm. Yorganı üstüme çekerek

KUTUPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin