Bölüm4

213 63 20
                                    

Medya da Aybars var 🤗
İyi okumalar🤗

Tansu

Yürüdükce yollar uzuyordu. Arabayla daha kısa sürmüştü sanki. Aybars'a güvenip giydiğim bu kısa elbiseyle tacize uğramadan eve gidebileceğime emin değildim. Sanırım şuan her yerde beni arıyordu. Kızım Tansu senin etin ne butun ne. Aybars'ın o çok önem verdiği kıymetlilerine ikinci kez vurmuştun . O hapları çöpe attığın için değil de doğmayan bebelerini  öldürdüğün için kurşuna dizecekti seni .

Beni arabayla aramaya çıkacağı için ara sokaklardan gitmeye karar verdim. Cünkü bu caddede beni bulması an meselesiydi. Bulduğum ilk sokaktan içeri girdim. Lisede Coğrafya dersini dinlemem lazımdı. Sağımı solumu biliyordum ama güneyi kuzeyi bilmiyordum. Evim sanırım batıda kalıyordu ama ben bok yoluna gidiyordum.

Batıya doğru yürüdüğümü umut ederek dümdüz yürüdüm. En son olacak gibi değildi. Telefonumdan navigasyonu açıp kalan %20 şarjımı da kendime feda ettim.

Hadi gerizekali Tansu , elbise giyersin de neden topuklu ayakkabı giyersin ki. Ayaklarım felç olmuştu. Telefondaki kadın son 1 km deyince etrafıma bakındım. Tanıdık bir yer bulmayı umut ediyordum. Sokaktan caddeye çıkınca telefonumu kapattım. Evin alt sokağındaydım . Bildiğim yolları kendimden emin bir şekilde yürüyordum. Saat geç olabilirdi ama benim oturduğum yerde kimse kimseye zarar vermezdi. Bunun için korkmuyordum.

Evin önüne geldiğimde hemen apartmana girip merdivenlerden çıkmaya başladım. Ayak topuklarımın zonkladığını hissedince  ayakkabılarımı çıkarıp elime aldım ve merdivenleri çıkmaya devam ettim.

Kapının önüne geldiğimde çantamdan anahtarımı çıkardım. Anahtarı tam kapının kilidine sokacaktım ki, kapıya dokunduğumda açıldığını gördüm. Belinay kapıyı kapatmayı mı unutmuştu? Bu kapı nasıl açık olur diye söylenirken içeriye girdim ve kapıyı kapadım. Elimdeki stilettoları ayakkabılığa bırakırken Belinay'a seslendim.

"Belinay?"...     "Kapıyı açık bırakmışsın aferin sana tebrik ediy..."
Oturma  odasına girdiğimde elleri ceplerinde olan tanıdık bir yüzü görünce sözümü tamamlayamamıştım. Aybars benim evime nasıl girmişti? Buna nasıl cesaret edebilmişti?

Odanın karanlığını sadece ay ışığı aydınlatıyordu. Aybars'ın yüzü tam olarak görünmüyordu fakat sinirli olduğunu biliyordum. Yavaş yavaş bana doğru adımlarını atarken yerimden kıpırdamadım. Benim evimde bana zarar veremezdi. Yani öyle umuyordum.

"Sen benim bu işi kolay kolay bırakacağımı mı sandın? " Adımlarını atıp tam karşımda dikildi. Aramızda yok denecek  kadar az mesafe vardı. Nefesini yüzümde hissediyordum.

"Benim istemediğim işi zorla yaptıramazsın. Ayrıca evimede böyle izinsiz giremezsin! "

"Bu saatten sonra sana istediğimi yaparım. Ayrıca şunu belirteyim bu iş için ben sana gelmedim. Sen bana geldin ve şartları kabul ettin"

"Böyle bir iş olduğunu bilmiyordum tamam mı ! "

"Benimle geliyorsun! "

"Hiçbir yere gelmiyorum! "

"Eğer gelmezsen o çok sevdiğin ev arkadaşın zarar görebilir. Eve nasıl girdim sanıyorsun? "

"S-sen.. , sen ne yaptın! Belinay nerede! " avazım çıktığı kadar Aybars'a bağırıyordum. Ben bu kadar sinirli ve telaşlıyken onun karşımda bu kadar sakin olması beni iyice çileden çıkarıyordu.

"Son kez soracağım. Geliyor musun? "
"Geliyorum Allah'ın cezası, geliyorum. Karşılaştığımız güne lanet olsun. "

Aybars kolumdan tutup sürüklerken beni bırakması için debeleniyordum. Her şeyi zorbaydı bu adamın. Duygusuzdu, insafsızdı ve acımasızdı. Belinay'ı nereye götürdü , ona ne yaptı diye düşünürken arabanın ön kapısını açıp beni içeri savurdu. Belinay'a benim yüzümden zarar geldiğini düşündükce ağlamadan edemiyiordum.

KUTUPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin