42- MASAL

2K 344 105
                                    

Yüksek cam gürültü ile yere inerken kollarımı yüzüme siper ettim, saatler sonra fark edecektim küçük bir parçanın sekerek elime saplandığını

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yüksek cam gürültü ile yere inerken kollarımı yüzüme siper ettim, saatler sonra fark edecektim küçük bir parçanın sekerek elime saplandığını.Boyacı uğruna kan bile akıtmıştım! Hey gidi Mira!

Mahalleye yayılan kırılma sesi durulmadan "Ne oluyoruz ulannnn!" kükremesi ile Deli Behçet belirdi kapıda .Beni görmesi için bir süre daha bekledim. Bacaklarım kaçmak için tetikte beklerken durdum ve planın bana düşen kısmını yerine getirdim..

"Yine mi sen?" dediği an varlığım da fark edilmişti.

İşte o an başladım koşmaya. Kanıma pompalanan adrenalin etkisiyle,can havliyle koştum. Deli Bahçet'in elinde kalın bir değnek vardı yanlış görmediysem.

Bu kafadan çatlak adamın ne kadar ileri gidebileceğini kim bilebilirdi ki! Koştum ve Hasan'ın bana tarif ettiği aralardan tam bir tur atıp yeniden kahveye geldim.

Hasan ben babasını oylarken bir kart arayacaktı. Bulut'un babasına verdiği ve gelirse çok mutlu olacağını söylediği bir yere aitti kart.

Deli Behçet dükkanının camını indirip sabahtan beri başına bela olan beni kovalarken son anda cesur davranmaya karar veren Hasan da kendi üzerine düşeni yapacaktı...

Bir tam turda eğer kahvenin önünde beni bekliyor olmazsa arkama bakmadan kaçmamı tembihlemişti. Kalbim güm güm atarken gördüm Hasan'ı. Elinde uzun ince bir zarfla zaferle duruyordu kapıda..

Babası sokağın başında belirmeye ramak kala uzattı bana hile ile aldığı emaneti.

"Git." dedi sonra."Babam geliyor git."

Zarfı ağzıma alıp bisiklete koştum. Geride kalan pedalı ayağımla kendime çekerken Deli Behçet'le aramızda çok az mesafe kalmıştı... Ağzım dolu olmasa gerginliğimi azaltmak için çığlık atacaktım ancak dişlerimin arasında boyacının yeri vardı.

Posta güvercini gibiydim. Bir kez gevşetirsem çenemi hiç bir şeyin önemi kalmayacaktı. Hızla asıldım pedallara.. Arkama bakmadan es vermeden ve aradan çok uzun zaman geçtikten sonra bile dönmedim geriye.

Artık takip edilmediğime kesinkes inandıktan sonra durdum ve soluklandım. Hayatımın en uzun günüydü sanki..Elimde ağzımla tuttuğum yeri ıslanmış zarfa baktım bir süre.

Önce yüreği yumuşayan taş kalpli Yunus Kaptan, sonra cesaretiyle geceye imzasını atan Korkak Hasan...

Zarf elimde tüm çaba ve yorgunluğuma değecek bir ilaç gibi bekliyordu. Saçım başım dağılmıştı ,yüzüm gözüm toz içindeydi ve elimin üzerinden ince bir kan sızıyordu.

Aslan onu terk ettiğim sırada beni lanetlenmiş falan olabilir miydi acaba? Kalan son gücümle kendimi eve atmaya karar verdim. Zarfı artık rengi koyu griye çalan pantolonumun arka cebine yerleştirip sürdüm. Şimdi değil,yeniden insana benzediğim an açıp okuyacaktım içindekini....

AŞK BULUTLARIN ÜZERİNDE(Kitap olduk)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin