...

9 1 0
                                    

Ben Isabel. Isabel Lacwood. Herşey üniversitenin ilk yılı başladı. Çok sıradan olan hayatım tam bir kaosa döndü. Başıma geleceklerden habersiz o sabah annemin yaptığı enfes kurabiye kokusuyla uyandım bildiğimiz kurabiye değil 'anne kurabiyesi' ve yediğim son "anne kurabiyesi". Ve babamın 'hadi Is uyan sonuçlar açıklanmış merak ediyoruz' demesiyle yataktan fırlayıp laptopı almak için yatağımın karşısında duran çalışma masamın üzerine atıldım ki... "jeremyyyyy!"
Benim küçük ve tek kardeşim aslında anlaştığım ama onun munzurlukları yüzünden sürekli sataşıp durduğumuz kardeşim.
-Hemen bilgisayarımı bana ver!
-Hadi ama Is. İkimizde biliyoruz kazanamayacaksın
-Heyy baba biliyomusun jeremy..
-Kes sesini tamam al bilgisayarını.
Ve babam;
-Ne oldu tatlım diyerek şaşkınlıkla bakarken annem içeri girdi.
-Kazandın mı yoksa?
Evet küçüklükten beri tek hayalim ve hedefim olan okula ya bir adım atacaktım yada yıkılan hayallerimle baş başa kalacaktım.
-Sakin olun! Anne, baba şimdi bakacağım ve yanımda olmanız gerektiğini düşündüm.
Kalbim hızla çarparken bilgisayarı açıp siteye giriş yaptım.
EVET kazandım!!!!!
Çığlıklarıma ve sevinç gözyaşlarıma eşlik eden anne babam her ne kadar belli etmesede huysuz ve sevimli kardeşim Jer.
-Bunu kutlamalıyız tatlım
-Elbette anne. Ama önce Bonnie ve Amy'i aramam gerek biliyorsun ki hep o okulda olmayı hayal ettik.
Evet bu zamana kadar hergün beraberdik ve üniversiteli genç kız olmamız bizim arkadaşlığımızı etkilemeyeceği gibi ayıramadıda. Çünkü aynı okulu kazanmayı başarmıştık. Kızlarla telefon görüşmesini bitirip mis gibi kokan kurabiye kokusunu takip ederek mutfağa gittim.
Annem ve babam hem hüzünlü hemde mutluydu beni kendilerinden ayrı bir şehre yollamak onlar için oldukça zor bir durumdu. Ama her ne kadar bu durum onlar için zor olsada gözlerindeki gururu görebiliyordum. Yetişkin olmaya aday bir Isabel.
Bu gerçekten inanılmaz!
Kahvaltı yaptıktan sonra akşamki kutlamaya hazırlanmak için odamın yolunu tuttum. En sevdiğim elbisemi giyip aynanın karşısına geçtiğim anda duraksadım. Dakikalarca kendimi seyrettim. Artık büyüyordum. Eskiden dümdüz olan siyah saçlarım büyüdükçe annemin saçları gibi dalgalanmaya başlamıştı. Boyum neredeyse babama yetişmiş aynı zamanda bakışlarımda onun ki kadar maviydi. Jer ve ben gamzelerimizi annemden almış olmalıyız.
Ben bunları düşünürken saat iki olmuştu. Giyeceğim yeşil elbisemi ve taba rengi topuklu ayakkabımı yatağımın üzerine koyduktan sonra duş almak için banyoya doğru yürümeye başladım. Her zamanki gibi Jer benden önce davranıp kapıyı yüzüme vurarak banyoyu kapmıştı.
-Neredeyse 1 saat oldu çıkman gerek hazırlanacağım.
-olalalala olalalala..
-Eğer çıkmazsan babama notlarını değiştirip onları kandırdığını söyler...
-Şaka yapıyor olmalısın elbette söylemeyeceksin değil mi?
-Bilmiyorum bu ciddi bir konu ve bu..
-Hadi ama Is sana söz verdim bi dahaki yıl bunu telafi edeceğim.
-Umarım Jer.
Zorlu geçen duş işleminden sonra "kızlar zordan kastım ufak bir ağda işlemi kız olmak zor ne yazık ki"
Salaş yeşil diz üstü elbisemi ve taba rengi stilettolarımı ayağıma takıp kalçama uzanan siyah dalgalı saçlarımı taradım ve hafif şeftali tonu bir ruj ve bir rimelle makyajımı tamamladım. Kutlamaya hazırdım. Merdivenlerden aşağı inerken babamın sesiyle irkildim anneme sesleniyordu.
-Tatlım sanırım senin partnerin Jer olmalı çünkü ben bu gece başka bir hanımefendi ile olacağım. Isabel çok güzel görünüyorsun tatlım!
-Ben senin hala küçük kızınım baba hadi ama makyajımın akmasını istemiyorum. Pekii beni nereye götüreceksiniz bu akşam Bay Lacwood?
-Rezervasyonumuz çoktan yapıldı çıkalım.
Babam her zaman olduğu gibi centilmenliğini elinden bırakmayıp kapımı açtı ve bugün öncelik annemin değilde benimdi.
Arabada en sevdiğim şarkılar eşliğinde giderken birden müzik kesildi.
Evet sonunda geldik. İçeriye geçip bize ayırtılan yere oturup siparişimizi verdik. Bu gecenin şerefine birde şampanya patlattık. Her ne kadar mutlu olmaya çalışsamda onlardan ayrılacağım için üzgündüm.
Babam hesabı istedikten sonra şampanyadan son bir yudum alıp restorantdan çıktık.
Evimize gitmek için yola koyulduk. Gece zifiriydi herkesin üstünde bir yorgunluk vardı ortalık sessizdi. Sonrası karanlık.. Eve varmadan önceki son köşeyi dönerken karşıdan hızla gelen bir arabayla çarpıştık ve tek hatırladığım annemin bana "hep yanındayız ne kadar uzağa gidersen git" demesiydi. Ağzından son dökülenler bunlarken hepimiz bir tarafa savrulduk. Gördüklerim onların cansız bedenimi yoksa bu geçici bir şokmu?




You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 07, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

DARK NIGHTWhere stories live. Discover now