5- "-Çünkü o benim ailem."

9K 444 4
                                    




Ne demek ben boşanmıyorum dedi Sinan'ın arkasından bakan genç kadın. Bu hale gelmelerinin sorumlusu o değilmiş gibi bir de gelip onu öpüyordu. Öpüşmeleri aklına gelince dudağı gülümseme denebilecek kadar yukarı kıvrıldı. Parmaklarını az önce öpülen dudaklarına değdirdi. Sinan'ı bu kadar çabuk özlemiş olamazdı. Bu sadece alıştığın hayatın sana bir oyunu dedi Selin öfkeyle.

Bu şekilde olmaktan nefret ediyordu. Onu sevmekten ama ilişkilerine devam ettiği takdirde yaşayacağı pişmanlıktan...
Birşeyler değişmeliydi. Böyle devam etmeleri ikisinin de hayatlarını berbat edecekti. Ama bir yandan..Sinan'ın boşanmayacağını söylemesi kalbini kanatlandırmıştı. Sevinmek miydi,çaresizlik miydi ölçemiyordu. Bu ikilemde kalmak Selin'i delirtebilirdi. Hemen telefonuna sarıldı. "Mert?"

"Efendim?"

"Ne yapıyorsun?"

"Daha yeni eve girdim.Birşey mi oldu?"

"Canım çok sıkkın.Birşeyler içelim mi diyecektim ama sen de yorgunsundur şimdi."

"O zaman bana gel."
Selin kapanan telefona şaşkınlıkla bakakaldı. Yoksa uykusunda mı aradım diye düşünmeden edemedi.

Sinan ise büyük sırıtışıyla eve döndü ama yerinde duramıyordu. Boşanmamakta kararlıydı. Hele onu ne kadar özlediğini farkettikten sonra.
Kalkıp kendine kahve yaptı,biraz televizyon izledi ama Kenan meselesi aklını kurcalıyordu. Selin'e kendini affettirebilmek için Kenan'ı ondan uzak tutması şarttı. Ulan Kenan! dedi ceketini alırken. Bugün onun Emniyet'ten geç çıkacağını biliyordu.

Arabasını gelişigüzel bırakıp birkaç polise selam verdi. Kapıya doğru giderken yanında üç polis arkadaşıyla çıkan Kenan'ı gördü. "Kenan!"
Kenan yanındakilere bir şeyler söyleyip gülerek eliyle asker selamı verdikten sonra pişkin sırıtışıyla Sinan'ın yanına geldi. "Buyrun benim."dedi hala sırıtırken.

"Selin'den uzak duracaksın!Seni son kez uyarıyorum."

"Yoksa?" Kenan iki adım daha yaklaşıp Sinan'a diklendi.

"Yoksa seni ellerimle gebertirim. Anlatabiliyor muyum?"

"Seninle ciddi ciddi konuşmanın vakti geldi anlaşılan."

Sinan Kenan'ın tavrını beğenmemişti. Söyleyeceklerinin tedirginliği üzerine binmişti bile. Ya kendime hakim olamayıp onu öldürürsem? Hem de burada, Emniyet'in önünde? Hem de polis olduğum halde? diye düşündü. Onu dinlemeden kaçıp gitmeyi düşünse de söyleyeceklerini duymaya can atıyordu.

"Selin'i ilk gördüğümden beri istiyorum."

Sinan istem dışı ellerini yumruk yaptı. Sinirlerine hakim olabilme çabası çatışmada sivillere zarar vermeme çabasından çok daha fazlaydı.

"Hatta...onun fotoğraflarıyla dolu gizli bir dolabım bile var!"

Sinan inceldiği yerden kopsun deyip bir yumruk savurdu. Kenan yere düşer düşmez üstüne atladı. "Ulan...." Yumrukları Kenan'ın savunmasına fırsat vermeden ardı ardına yüzünde patlıyordu. "Ulan şerefsiz! Geberteceğim ulan seni."
Etrafta bulunan birkaç polis koşup Sinan'ı Kenan'ın üzerinden ayırdı. Ardından Tolga koşup "Abi napıyosun?!"dedi hayretle.

"Neler söylediğini duysan.. Adi pislik!" Parmağını burnundaki kanları silmekte olan Kenan'a uzattı. "Seninle görüşeceğiz şerefsiz. Burada bitmedi."

Tolga çekiştire çekiştire Sinan'ı emniyete götürdü. İslemler halledilirken Kenan şikayetçi olmadı. Yanından geçerken hala pis pis sırıtıyordu.
"Abi sakin ol bi ya."dedi Tolga. "Görmüyor musun seni kışkırtmaya çalışıyor.Selin yengeye haber verdin mi?"

DÖRT MEVSİM [Tamamlandı]Where stories live. Discover now