4- "İki İnatçı"

9.2K 482 16
                                    



Yağmur damlaları sol tarafındaki uzun ve geniş teras camını döverken esnedi genç kadın. Elini kolunu oynatamayacak derecede halsiz hissediyordu. Bir an gözünün önüne dün geceki yemek ve sonrası geldi. Büyük hayal kırıklığı ve öfke...

Mavi beyaz minik çiçeklerle bezenmiş yatak çarşafından kurtulup yüzünü yıkadı. Aynada gördüğü kişi Doktor Selin Duman mıydı? Anne olmayı hak etmemiş,berbat bir evliliğin pençesinde sıkışıp kalmış biriydi. Alt kata inip kahvesini yudumlarken Bihter kucağına atladı. Tırnaklarıyla kendine genç kadının kucağında yer ararken keyifle mırlıyordu. "Artık bitmeli değil mi kızım?"dedi başını okşayarak. Kedi ise Selin'in kederine zıt bir şekilde keyifle geriniyordu.
Gün içinde hastaneden izin alıp boşanma davasiyla ilgilendi. Sinan'a haber vermesine gerek yoktu. Ne de olsa yakinda celb eline geçerdi.

Sinan posta kutusundaki celbi görünce kağıdı parçalayıp yere fırlattı. "Boşan lanet olası kadın! Boşan da etrafındaki akbabaları ümitlendir!"diye bağırdı. Ne yapacağını bilemez halde dolanıyordu koridorda.

"İyi misin devrem?"
Sinan'ın en nefret ettiği sorulardan biriydi iyi misin. "Değilim!"diye terslerdi arkadaşlarından birini. Madem hanımefendi boşanmak istiyordu o da boşanacaktı. Zaten o da bu evlilikten bıkmamış mıydı? Hep aynı yorgun surat,neşesiz sofra. Belki de daha iyi bir evlilik yapar,huzurlu bir yuva kurardı.
Bir an durdu ve düşündü genç adam.
Başka bir kadın,güzeller güzeli... Sinan eve geliyor. Onunla ilgilenen,severek yemekler yapan,şen şakrak bir kadın. Teşekkür ediyor,onu öpmek için eğiliyor.
Ama o kadın Selin..
Sonra en başından beri Selin'in silüetini hayal ettiğini fark etti Sinan. Tekrar tepinir gibi koridoru turlamaya başladı.
"Hayalimde ne işin var cadı! Boşan da kurtulayım!"

Kendisi böyle delirmiş gibi söylenirken Mert'in onu hayretler içinde izlediğinin farkında bile değildi.

"Sinan?"dedi Mert yaklaşırken. "Oğlum bu ne hal? Duyduklarım doğru anlaşılan?"

"Boşayacağım o inatçıyı. Başkalarıyla eğlenmek istiyorsa ben de öyle yapacağım!"

"Sen ne dediğinin farkında mısın? Selin hakkında böyle düşünmen çok yanlış."

"Umrumda değil. Herkes özgür olacak bundan sonra."

Aslında Mert buraya boşanmayı kabul etmemesini söylemeye gelmişti ama görünüşe göre Sinan dünden razıydı. Onu öfkesiyle baş başa bırakarak hastaneye geri döndü.

Bahçeye kahve molasına çıktığı arkadaşı kolunu delercesine dürtüklediğinde sıçradı Selin. "Ne oldu?!"
Kız tuhaf bir ifadeyle bir yöne bakiyordu. Selin başını çevirmesiyle kocasının öfkeli yürüyüşünü tanıdı. Kız kenardan kenardan sıvışırken, Sinan polis üniformasıyla, geniş adımlar atarak saniyeler içinde yanında dikildi. "Boşanma kağıdı geldi."

Selin kavga edip etrafa rezil olmamalarını umarak cevap verdi. "Bu durum sürpriz değil."

"Niye geldim biliyor musun?" Sinan bankta oturan Selin'e daha da yaklaştı. Dizleri neredeyse birbirine değiyordu. "Artık seninle uğraşmayacağım,boşanırsak boşanalım. Ucunda ölüm yok! Hatta ne kadar çabuk o kadar iyi. Ben de kendi hayatıma bakarım."

Selin o acıyı hissediyordu. Kalbinin çevresinde düğüm oluşturmuş ince bir ip yığını vardı ve Sinan konuştukça o ipi çekiyordu.
Ama asla gururunu bir kenara atamazdı. "İmzayı attıktan sonra istediğini yapmakta özgürsün Sinan Duman! Yeniden Akınoğlu olmak için can atıyorum!"

Selin bunları derken bile Sinan'ın başka kadınlarla olma fikri boğazını sıkıyordu.
Ya onu öptüğü gibi başkalarını öperse?

DÖRT MEVSİM [Tamamlandı]Where stories live. Discover now