1-İLK GÜN

1.9K 61 11
                                    

Güneş ışığının gözlerime hücum etmesiyle kendimi kalkmaya zorladım.kalkıp bacaklarımı yataktan aşağı sallandım ve gözlerimi açtım. saate baktığımda derin bir iç çektim.ilk günden okula geç kalmak isteyeceğim son şeydi ama saatim benimle aynı fikirde değildi. ayaklarımı sürüyerek banyoya yöneldim ve aynada kendime bakınca sanki bir zombiyle karşı karşıya kalmışım gibi korkmuştum. çünkü şu anda tam anlamıyla bir zombiye benziyordum. uykusuzluktan gözlerimin altında morluklar oluşmuştu.ve BERBATTIM!!.hemen kendimi duşa attım ve sıcak suyun vücudumdan süzülmesine izin verdim.evet büyük soru ben kimim?.ben Hale Dila Demir.17 yaşındayım.aslen Amerika'lıyım.annem Amerika'lı ve babam Türk.Daha doğrusu öylelerdi demem gerekirdi.Annem ve babam 4 ay önce bir trafik kazasında vefat ettiler.onlara hala kızgınım aslında. beni bırakıp gittiler. ne olurdu sanki daha dikkatli kullanıp bir çocuklarının olduğunu unutmasalardı.böyle dediğime bakmayın onları hayattaki herşeyden çok severdim.onların beni bıraktığı gün ruhumun bir parçasıda beni bıraktı.daha fazla orada yaşayamadım çünkü evdeki herşey bana onları hatırlatıyordu. bende evimizdeki hiçbirşeye dokunmadan öylece bıraktım ve babamın doğduğu yer olan Türkiye'ye yerleşmeye karar verdim.Hayattaki en büyük şansım belkide para yönünden sıkıntım olmamasıydı. Şimdilik benden 3 yaş büyük olan üvey kuzenim Asrın sirketin başında ama tabiki ben mezun olunca bu durum değişecek.  neyse bu kadar gevezelik yeter okula geç kalıyorum.ne acıdır ki okulun ilk gününde beni uğurlayacak bir ailem yok.hemen duştan çıkıp içeri koştum.iyiki okulum yakın. hemen üstüme okul formamı geçirdim.okulumuzun forması siyah-kırmızı kareli bir etek,beyaz gömlek ve siyah bir ceketten oluşuyordu.altımada eteğime uygun siyah kırmızı converse'lerimi geçirdim. saçlarımı düzeltip hafif bir göz kalemi çektikten sonra koşar adım merdivenlerden indim.hemen dolaptan portakal suyunu kapıp kafama diktim. çantamı kapıp kendimi dışarı attım.hava bugün güneşliydi ama hafif bir rüzgarda vardı.buraları çok bilmiyordum. sadece okulumu,evin yakınındaki alışveriş yaptığım market, okulun yanındaki bir kafe ve birde yine okulun yakındaki alışveriş merkezi.bunlarda bana yetiyordu zaten. hayatta hep bir kısır döngüm vardı. ya bir kaç parça kıyafet almaya çıkardım ya da evdeyim. şimdi birde buna okul eklendi.hemen okula doğru koşmaya başladım.

5 dakika kala yetişmiştim!.rekor süre.gülümseyerek okulun içine ilerledim.öyle büyüktüki ömrünüzü burada geçirseniz bile yinede içinde kaybolabilirdiniz.çantamdan okul planını çıkardım ve sınıfların önüne ilerledim.birden köşeden bir çocuk çıkıp önüme zıpladı ve tatlı bir şekilde gülümsedi.

"selam yeni."

"yeni?"

"sen yeni kız değilmisin?"

"e-evet öyleyim."

Ve birden elimdeki kat planını kaptı.5 saniye sonra yüzünde bir gülümsemeyle başını kaldırdı.

"bizim sınıftasın.benimle gel."

görünüşe göre bu bir rica değil emirdi.çünkü elimi tutup,peşinden çekiştirmeye başladı.

ona daha dikkatli bakma fırsatı buldum.dağınık sarı saçlar,mavi gözler,uzun bir boy,kaslı bir vücut ve tabiki güzel bir yüz.kızların istediği tipik erkek tipi.eminim çok popülerdi.ama bana sadece tatlı gelmişti.

birden durunca ona çarpmamak için çaba harcamam gerekti.

"işte burası!"

kapıyı açıp beni içeri çekiştirdi.ve tabiki herkesin gözü anında ikimize dönmüştü.ve kulağıma fısıldadı.

"ne yaparsan yap Aral'dan uzak dur,yeni."

tam onun kim olduğunu sorucaktım ki gidip boş sıralardan birine oturduğunu gördüm.ve bende ortada kalmamak için boş sıralara baktım.

bir kız bana gülümseyerek yanını işaret ediyordu.bende gülümsedim ve gidip yanına oturdum.

"merhaba!ben melis."

"Merhaba.tanıştığıma memlun oldum.ben Ha-"

"Biliyorum.Hale Dila Demir.ama Hale'yi kullanıyorsun."

"Nereden bil-"

"İdarede çalışıyorum.tabi bununda bir faydası olması lazım.geliceğini biliyordum!."

tatlı bir kızdı ama birlikte takılıcaksak herzaman sözümü kesmemesini umuyordum.

"Hep böy-"

derken sözüm kesildi.çünkü öğretmen sınıfa geldi.baktığımda herkes ayağa kalkmıştı.ama niye?

melis kolumu çekiştirip ayağa kaldırdı ve kulağıma fısıldadı.

"Burada hocalar gelince ayağı kalkılır.diğer şeyleri daha sonra açıklarım."

böyle bişeyi daha önce hiç duymamıştım.

herkes yerine oturduğunda bende oturdum.ve derken sınıfın kapısı çalındı ve biri içeri girdi.

mavi-yeşil gözleri,koyu kahverengi saçları,esmer bir teni vardı.ve oldukça uzun boyluydu.

ama gözleri biraz umursamaz bakıyordu.ve sanki...ah ne biliyim ben.

melis gözlerimi ona diktiğimi fark etmişti.kulağıma doğru eğildi ve zar zor duyduğum bir sesle konuştu.sesinin titrediğini fark etmiştim.

"o...o A-Aral.Aral Tuna."

kimdi bu Aral? ve neden herkes ondan bu kadar korkuyordu?

RESİM:HALE ♥

KELEBEKWhere stories live. Discover now