12. Bölüm/ Kaçış

9.1K 346 21
                                    

Sağ kolunda ve başında ki ağrı ile gözleri açan Azra ilk önce nerede olduğunu kestirmeye çalıştı, odasındaydı. Kolunun izin verdiği kadar yatakta doğruldu sağ tarafta koltukta oturan Barlas ile şaşkınlığa uğradı. Kot pantolon ve kazağı ile koltukta oturan Barlas 'ın uykusuz olduğu şiş gözaltları ile belli oluyordu. Nasıl uyusun ki Hatice Sultan'ın anlattıklarından sonra kızın odasına çıkıp uyanmasını bekledi akşamüstü tekrar doktor geldi Azra'nın bünyesi zayıf olduğu için uyandırmak yerine tekrar iğine yaparak uyumasını sağladı o süreçte de Barlas hep kızın yanında bekliyordu.
Karşısında Barlas'ı gören kadın korkuyla gözlerini sonuna kadar açtı bacaklarını çekip cenin pozisyonunu aldı, yorganı da bir koruma kalkanı edasıyla kafasına kadar çekip adamın gitmesi için içinden dualar etti. Birden üstünden çekilen yorgan ile gözlerinin sıkıca yumdu Barlas'ı görmek bile midesinin bulanmasına sebep oluyordu.
"hadi kalk iki gündür bir şey yemiyorsun. Hatice Sultan bir şeyler hazırladı" Azra her ne kadar kendisine ne olduğunu merak etse de adamla muhatap olmak istemediği için sustu. Karnından gelen seslerle acıktığının kendisi de farkındaydı zorla da olsa yatağında doğruldu kalkmak için hareketlenirken.
"çıkma yataktan. " Barlas'ın sesiyle iyice sinirlenen kadın sadece sustu. Sırtını yatak başlığına yaslayıp Barlas da Hatice sultanın hazırladığını tepsiyi kızın dizlerine bırakıp az önce kalktığı koltuğa oturdu. Azra dirseğine kadar sargılı olan kolunun acısını görmezden gelerek becere bildiği kadar sol eliyle yemeğini yemeye çalıştı. Uyandığından beri Barlas ile göz göze gelmemeye hatta yüzüne bile bakmayan kadın karşısında pür dikkat onu izleyen adamın karşısında nasıl yemek yiyeceğinin şaşırdı zaten midesi de küçük olduğu için fazlada yiyemedi. Peçeteyle dudaklarını silip tepsiyi yavaşta kucağından iteklemeye başladı. Yemeklerin yarısının anca yenildiğini hatta tavuk soteye hiç dokunulmadığını fark eden Barlas 'bu kız nasıl ayakta duruyor' diye de düşündü.
"o tepsi de ki yemeklerin hepsi bitecek" otoriter sesle konuştu. Azra midesinin bir kaşık bile almayacağını biliyordu onun için Barlas'ı duymazlıktan geldi. Sakinliğini koruyan adam koltuktan kalktı ve Azra'nın itelediği tepsiyi kucağına koydu tepsiyi işaret ederek
"bütün yemekler bitecek" diyerek uyarıda bulundu. Aniden açılan odanın kapısıyla ikisi de kapıya baktı.
"duydum ki ufak bir kaza geçiren güzel bir bayan varmış burada" tüm neşesi ile içeren gire Buğra ile Azra'nın yüzünde tebessüm oluştu. Buğra Barlas'ın yanına son projeleri hakkın da konuşmak için gelmişti. Kapıyı açan Hatice Sultan'a Barlas'ı soran genç adam olan biten her şeyi de öğrenmişti.
"senin ne işin var lan burada"
"hoş bulduk Barlas." Barlas homurdanarak dostuna da birkaç küfür ekleyip koltuğa oturdu şuan yeri ve zamanı değildi. Buğra, Azra'nın yanına gidip kıza süzdü her ne kadar yakın dostuna öfkelensene baş başa konuşmanın daha sağlıklı olacağını düşünüp erteledi.
"Azra'cım iyi görünüyorsun. Geçmiş olsun bu arada"
"teşekkür ederim. Buğra birden Azra'nın yanına oturup kucağında ki tepsiyi aldı kullanılmamış kaşığı da alarak tavuk soteyi yemeye başladı onun bu haline tebessüm eden Azra'nın aksine Barlas sinir küpüne dönmüştü.
"ne yapıyorsun lan sen bıraksana kızın yemeğini hayvan herif" Barlas'ın bağırmasına iyice keyiflenen adam içinden 'bunlar daha iyi günlerin Barlas Bey' diyerek sinsice güldü tabi bu Barlas değil Azra görmüştü ona göz kırpıp bir kaşık daha aldı. Buğra'ya güvenen Azra sadece tebessüm bahşetti.
Elinde ki kaşığın hızlıca alınmasıyla kafasını sol tarafa çevirdi nedense şaşırmamıştı Buğra.
"kime diyorum açsan git aşağı da Hatice Sultan yemek hazırlasın sana. Daha fazla da sinir etme beni"
"İyice abi ben sadece tavuk soteyi yiyorum. Azra beyaz et sevmez onun için diğer yemeklere dokunmuyorum onları yiyebilir" evet Azra beyaz et sevmiyordu o gün kahvaltı da Azra ile sohbet ederken ne sevip sevmediğini öğrenmişti. Kendisine ait olan kız hakkın da ne sevip sevmediğini bile bilmeyen Barlas elinde ki çatalı tepsiye atarak bir hışımla çıktı odadan. Barlas'ın çıkışın dan sonra derin nefes ala Azra biraz da olsa rahatlamıştı. Buğra tepsiyi sehpaya bırakıp Azra'nın sağ elini sargıdan dışarı kalan parmaklarını tuttu güve verircesine sıktı.
"Hatice sultan bana olanları anlattı Azra şimdi sende neden bu hale geldiğini anlat bana belki yardımım dokunur sana." Azra sessizce yutkundu bu olanları ona anlatamazdı utanıyordu. Barlas ona sahip olurken kendini bile koruyamadı bir başkasına nasıl anlatacağını hiç bilmiyordu.
"sinirlerim bozuldu sadece hepsi o kadar başka bir şey yok. Yakında hepsi bitecek" son dediklerini çok kısık sesle söylediği için Buğra duymamıştı. Evet, Azra düşünmüştü ve bir karar almıştı bunu en kısa sürede uygulayacaktı.
**
Aradan geçen 1 hafta sonunda Azra biraz daha kendisini toparlamıştı ilk birkaç gün Barlas her akşam yemeğinde kızın başında bekleyip yemeklerini bitirmesi için bastı yapıyordu ilerleyen günlerde ise salonda yemek masasında beraber yapıyordular. Azra her ne kadar karşı çıksa da Barlas kızı kucaklayıp masaya kadar taşıyordu. 1 hafta boyunca yüzüne bile bakmayan Azra hiç iletişim kurmaya geçmemişti. Yemek yiyip hızlıca odasına çıkıyordu. Kapının tıklanmasıyla,
"gel"
"kızım yemek hazır gel hadi" Azra kafasını sallamakla yetindi Barlas ile aynı ortamda bulunmak istemese de tekrar kucaklayıp aşağı indireceğinin bildiği için üstünü düzeltip aşağı için hem Barlas ile konuşması gereken konular vardı. Barlas Azra'yı çağırmak için tam merdivenlerden çıkıyordu ki aşağı inen kızla olduğu yerde bekledi nedense bu duruma tebessüm etti. Azra'mım bazı şeyleri kabullendiğini gördü.
Sessiz geçen akşam yemeğinde Azra Barlas'a taraf dönerek hafif öksürdü.
"yarın okula gitmek istiyorum"
"daha sargın bile çıkarılmadı bir hafta sonra sonra gitsen" her ikisinin de konuşması soru amaçlı değildi daha çok fikirlerini ilk kez sakince dile getiriyordular.
"iyim zaten bir şeyim yok. Hem vizeler başlayacak yakında çok fazla konu kaçırdım" Barlas her ne kadar izin vermek istemese de kızın haklı olduğunu gördü zaten kendisi götürüp getiriyordu.
"Peki, sen bilirsin"
Azra yüzünde ki mutluluk ile hızlıca odasına çıktı yapacak çok işi vardı. Telefonu eline alıp atması gereken mesajı attı. Kol çantasına kimliğini koydu birkaç ufak şeyler ekleyip çantaı hazırladı. Yarın yorucu bir gün kızı bekliyordu banyoya geçip ılık bir duş alıp hemen kendini yatağa attı.
Heyecandan dolayı bir türlü uyuyamayan Azra sabah geç kalkabilmişti. Banyoya geçip rutin işlerini halletti. Giysi dolabın önüne gelip kot pantolon, çizgili gömlek ve spor ayakkabılarını giydi bugün bu kıyafetler işini oldukça kolaylaştıracaktı. Barlas'ı daha fazla sinirlendirmek istemediği için çantasını da alıp kapıya geldi odaya son kez göz attı hafifçe tebessüm ederek aşağı indi. Kahvaltı masasında kahvaltı yapan Barlas'a aldırmadan mutfağa geçti.
"günaydın kızım. Sen geç içeri ben çayını dökeyim"
"günaydın. Teşekkür ederim kahvaltı yapmıcam bir iki bir şey atıştırıcam" masanın üstünde ki kahvaltılıklardan atıştırdı. Barlas ise daha fazla oyalanmadan kalkıp kapıya geçerken mutfakta bir şeyler atıştıran kıza gözü takıldı. Akşam yemeklerini zorla beraber yiyordular ama kahvaltı için aynı şey geçerli değil. Kızı baştan aşağı süzen Barlas 'bugün fazla mı spor giyinmiş' diye düşündü. Azra zaten rahat ve spor giyinmeyi severdi ama bugün oldukça sadeydi.
"hazırsan çıkalım" Azra son lokmayı da yutup Hatice Sultan'a sarılıp
"her şey için teşekkür ederim" diyerek mutfaktan çıktı.
Barlas tüm yakışıklığı ile onu arabanın önünde bekliyordu. Azra da sessizce gidip arabaya oturdu kafasını cama yaslayıp defası büyüklükte ki eve baktı. Birçok kişinin hayalinde ki evdi ama Azra bu eve geldiği ilk günden beri evde ki her şeyden nefret ediyordu en çok da Barlas'tan. Artık kendisine tanıdık gelen yollarda araba sessizce ilerliyordu. Barlas'ın onu okula götürdüğü ilk gün daha dün gibi aklında. Daldığı hayal dünyasından arabanın durmasıyla çıktı. Arabadan inecekken Barlas kolundan tuttu.
"öğleden sonra dersin yok. Seni almaya ben değil Kemal gelecek haberin olsun." Kemal'in onu almaya gelmesi işi daha da kolaylaştırırdı. Azra sadece kafasını sallayarak tekrar arabadan inmek için hamle yaptı yine Barlas tarafından kolundan tutuldu. Azra ne olduğunu anlamdan yanağında hissettiği bastı ile gözleri iyice büyüdü. Barlas onu öpmüştü hem de çapkın bir gülüş sunmuştu.
"ne yapıyorsun sen ya"
"öpüyorum ne var bunda emin ol biz bunun daha ilerisine bile gittik. Ayrıca malım değil misin istediğimi yaparım" yüzünde ki gülüşü genişledi genç adamın. Azra daha fazla dayanamayıp hemen kendini dışarı attı. 'hayvan herif' diye söylenmeyi de ihmal etmedi.
Azra'yı sinirlendirmekten keyif alan Barlas mutluluk ile şirkete sürdü arabayı. 15. Katta asansörden inen genç adam elleri cebinde ıslık çalarak odasına doğru yol aldı. Melek hanım şaşkınlıkla Barlas'a baktı. Bu mutluluğa çok nadir görmüştü genç asistan.
"Melek aval aval bakmayı bırakta bugünün planını getir" Melek Hanım hemen kendini toplayıp ajandayı kaptığı gibi odaya geçti.
Melek hanımdan günlük planları alan Barlas tam surat dosyalarla savaşmaya devam ediyordu. Kapının çalınması ile kendine çeki düzen verdi.
"Gir" kapıdan içeri giren Kemal kafası yerde bekliyordu
"ne oldu Kemal" kemal bey ne diyeceğini bilemiyordu.
"Barlas Bey şeyy" Kemal'in bu suçlu haline sinirlenmeye başlayan Barlas masadan hızlıca kalkıp Kemal Bey'in karşısına dikildi.
"Kemal yüzüme bak ve ne olduğunu söyle"
"Barlas Bey her yeri aradım taradım güvenlik kayıtlarına da baktım ama yok"
"kim yok Kemal "
"Azra Hanım"

İnşallah bölümü beğenmişsinizdir 😊 Yeni bölüm için tarih vermek istemiyorum henüz o da yorum ve Votelerinize göre gelecek 😊
Kendinize iyi bakın 😊😊

Zat-ı AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin