11. Bölüm/ Vicdan

9.3K 319 19
                                    


Bazen hayatta kalmak ölmekten
daha zordur.

Yüzüne çarpan güneş ışınları ile gözlerini açıp birkaç küfür mırıldandı. Yatağın sol tarafında ki hareketlilik ile oraya baktı. Yanında çıplak yatan kadının sırtını süzdü ne oldu diye düşünürken akşam olanlar film şeridi gibi gözlerinin önünden geçti. Yataktan doğruldu tam kalkacağı sırada yatakta ki kırmızı lekeyi fark etti. Kendi kendine düşündü ' ne yani bu yaşına kadar bakire miydi' nedense yüzünde hafif tebessüm oluştu daha fazla oyalanmadan yataktan kalktı. Başında şiddetli ağrı vardı. Banyoya geçip kendini soğuk suyun altına attı. Duşunu aldıktan sonra giyinme odasına geçti. Beyaz gözleğini, lacivert takım elbisesinin giyip, nemli olan saçlarına da el yordamıyla şekil verip evden çıktı.

Azra kasıklarında ki ağrıyla gözlerini açtı yerinden kalkmak istedi ama buna engel olan bir şey vardı kasıklarında ki ağrı. Etrafa bakındı sonra akşam yaşananlar geldi aklına evet bu doğruydu Barlas kıza zorla sahip olmuştu. Gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı bile çoktan. Bacaklarını biraz daha kendine çekti. Gözlerini sıkı sımsıkı kapadı. Gözlerinin açtığında bunların hepsinin rüya olmasını dileyerek tekrar açtı olmadı bir kez daha denedi. Ne kadar denediğini kendisi de bilmiyordu ama artık inanmıştı bu lanet olasıca şey gerçekti. Yatağa tutunarak ayağı kalktı. Banyo olduğunu tahmin ettiği odaya girdi. Sıcak su sanki tüm iliklerine işliyordu eline aldığı lifle gecenin tüm pisliklerinin atmak istercesine vücudun da gezdiriyordu öyle ki beyaz teni hem sıcak sudan hem de lif darbelerinden kıp kırmızı olmuştu. Banyodan çıkıp odaya geldi kıyafetlerini bulup hemen üzerine geçirdi. Yatağın sol tarafında ki kan lekesini görünce daha az önce duran gözyaşları tekrar firar etti. Tam karşısında duran boy aynasına doğru yaklaştı, yaklaştıkça korkası geldi. Hızla çarşafı çekti ve kısa sürede yatağı yerle bir etti muhtemelen sinir krizi geçiriyordu kendine hâkim olamayıp yatağın başında ki komedinin üzerindekileri kolu ile yere savurdu, camın yanında ki sehpaya doğru ilerledi. Barlas'ın saat ve parfümleri vardı onları da tek hamlede odanın ortasına postaladı. Gayet sade odada taş taş üstünde bırakmadı. En son odada ki boy aynasının önüne geçip kendini süzdü. Küçücük bedeni mümkünmüşçesine daha da küçülmüştü, beyaz teni halen yine kızarıktı gözleri bir an bacaklarına kaydı hayvan herif ısırarak mosmor yapmıştı aslında bunu neden yaptığını çok iyi biliyordu kısa giymemesi için. Küçücük burnu kıpkırmızı olmuştu, gözleri ise hepsinden kötüydü mor halkalar kendini ele veriyordu. Gece Barlas'ın söyledikleri geldi aklına 'artık BENİM MALIMSIN' demişti. Genç kız içinde ki volkana engel olamayıp çoktan yumruk olan sağ elini karşısında ki boy aynasına geçirmişti. 5 saniye içinde görkemli ayna tuzla buz olmuştu.
Barlas'ı şirkete yolcu eden Hatice Sultan hızla mutfağı topladı. Öğlen vakti olmuştu yaşlı kadın genç kızı merak ediyordu. Okula gitmeden önce kendisine görünüp giderdi. Yukarı çıkma konusunda karasız kalıyordu. Üst kattan gelen kırılma sesiyle daha da endişelenen Hatice Sultan hemen merdivenlere yöneldi ilk ağlama sesinin geldiği odaya girmesi ile olduğu yerde kala kaldı. Darıma dağın oda her şey yerlerde, etraf telef olmuştu. Bakışlarını sağ tarafa çevirmesi ile esas şoku o an yaşadı. Boy aynası tuzla buz olmuş genç kız aynanın önüne çökmüş kolları ise yan tarafında duruyordu en önemlisi ise kırık camlara karışmış kandı. Hatice sultan hemen başında ki eşarbı çıkardı. Kızın sağ koluna sardı ama küçücük eşarp yetmiyordu tahmininden daha büyük ve derin kesmişti, yerde ki su göletti gibi duran kandan bunu anlıyordu. Hatice sultan bir taraftan kızın koluna eşarbını bastırırken diğer taraftan işe yaraması için bir şeyler arıyordu. Genç kızın gözlerinin kapandığı fark edip hemen boşta ki eliyle kafasını tuttu bayılmıştı tabi. Yaşlı kadın kızın kafasını dikkatli bir şekilde yere bırakıp hemen banyoya havlu almak için koştu. Eline alığı havluyu kızın kolunda ki eşarbı çıkarıp havluyu batırdı fakat nafile kan bir türlü durmuyordu. İyice telaşlanan kadın hemen mutfağa inip eline telefonunu alarak Barlas'ı aradı.
Genç adam şirkete gelince ilk işi Melek Hanım'dan kahvesini istemek oldu bugün oldukça yorucu gün olacaktı. Masasına geçip bugün ki önemli toplantı için son kontrolleri yaptı o sırada Melek Hanım da kahvesini getirmişti.
"Barlas hadi abi geç kalacağız" Barlas dosyalardan kafasını kaldırıp Buğra'ya baktı ne zaman gelmişti bu çocuk.
"kaptırmışım kendimi kusura bakma"
"farkındayım abicim hadi saat 11 oldu fazla bekletmeyelim"
"tamam, hadi çıkalım"
Tam hareketlenirken odayı telefon sesi doldurdu. Barlas hemen telefonu çıkarıp ekrana baktı Hatice Sultan arıyordu. Kesin ne yemek istediğini sormak için aradığını düşünüp telefonunu sessize aldı şuan daha önemli bir işi vardı daha fazla oyalanmadan toplantı salonuna geçtiler.
**

Zat-ı AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin