Ve Asla Unutulmayacak Olan~Final Part 2

2.4K 142 83
                                    

                             VE ASLA UNUTULMAYACAK OLAN-FİNAL

.....

Martin'e baktım.Ciddi olamazdı öyle değil mi?Gözlerimi kıstım:

"Mezarından hortlayacağını tahmin ediyordum zaten...Cehennem bile seni kabul etmedi öyle değil mi?"

Harry'nin gülüşünü bastırdığını duyabiliyordum.Pekala aynı şey benim için de geçerliydi zaten.

"Bu seni ilgilendirmez.Tabii bir dahakine benimle gelmek istemiyorsan,Annabeth.Her neyse...Buraya geliş amacımı söylediğimi farz ediyorum.Anlaşma şartlarına geçelim."

"Anlaşmanı istediğin yerine sokabilirsin ya da bunu senin yerine memnuniyetle ben yaparım." Daha önce gülecekmiş gibi duran Harry,şimdi rahat bir cinayet işleyebilirmiş gibi geliyordu.Buna kesinlikle karşı çıkmazdım.

"Çok incindim Harry,oysa ben seni incitmemeleri için özellikle ikaz etmiştim arkadaşlarımı.Karşılık bulamadığıma üzüldüm."

"Sen üzen şey beni sevindirir." Harry'i hafifçe dürttüm.Böyle giderse yarım saat sonra Harry'nin mezarı başında ağlıyor olacaktım.

"Ne anlaşması Martin?" Meraklı görünmeye çalıştım.

Martin boğazını tekrar temizledi.Ortam bu kadar gergin olmasa boğazına bir şey takılıp takılmadığını sorardım.

"Uhm..Dafnie,evet ismi buydu.Onunla en son kim görüştü?....Bir dakika,sanırım o benim.Doğru duydunuz Dafnie artık benim misafirim.Onu geri isteyeceğinizi umuyorum."

Kafamı iki yana salladım:

"Yalancı pisliğin tekisin.Dafnie'nin nerede olduğunu bile bilmiyorsun." Bunu söylerken yeteneğime sığındım.Kahretsin...cidden doğruyu söylüyordu.

".İstersen arkadaşını ara ve kontrol et.Bakalım zavallı arkadaşın telefona çıkabilecek kadar kendini iyi hissediyor mu?"

Bir saniye düşünmedik.Harry ile ben aynı anda telefonlarımızı çıkarmıştık.Ona kafamı salladım.Benim yapmam gerekiyordu.Orada ne olduğunu kendimi biraz zorlarsam anlayabilirdim belki.Hemen numarayı tuşladık.Telefon çalmaya devam ederken Martin'e baktım.Tatmin olmuş görünüyordu.Ah,hayır.O küçük avcı şeysinden nasıl çıkarabilmişti onu?Telefon nihayet açıldığında telefona bağırdım:

"Dafnie?Sen iyi misin?Dafnie?Lütfen cevap ver."

Birkaç saniye sessizlik oldu sonra hattın ucundan Dafnie'nin her zamankinden çok daha tiz çıkan sesi duyuldu.Sesi titriyordu ve bazı kelimelerde tamamen yok oluyordu:

"Ben,iyiyim." Hayır kesinlikle değildi.

"Martin'e nasıl yakalanabilirsin?"

"Sürpriz yapacaktım.Ziyaret-etmek-için...izin almıştım." Nefes nefeseydi ve bu sesinin şu anda kazanmış olduğu bütün özellikleriyle kelimeleri anlamamı ve birleştirmemi zorlaştırıyordu.

"Neredesin?"

"Bu kadarı yeter." Telefon kapandı.

Hattın diğer ucundan gelen bu gür sesin kime ait olabileceğini tamhin etmeye çalıştım ama bulamayacağımı zaten biliyordum.Telefon kapanmadan önce ise duyabildiğim tek şey...Dafnie'nin tükenmeye yüz tutmuş çığlıklarıydı.

Hiç düşünmeden yerimden kalktım ve Martin'in yakasına yapıştım.Evet bunu hiç düşünmeden yapmıştım çünkü kolumu saran güçlü iki kola ve kırmızı gözlere karşın sivri dişlerimi geri çekmek zorunda kalmıştım.Harry de ayakta onların yanında duruyordu ama ne yapabilirdi ki?İçten içe onların insan olmasını düşlediğini biliyordum.Öyle olsaydı onlara yapacakları yüzünden rahatça okunuyordu.Sıktığı dişlerinin arasından konuştu:

Acemi Vampir ★Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin