"Benimle gel Anka." Onu oturduğum yerde hareketsiz durmaya devam ederek izledim. Peşinden gitmiyordum. Tam anlamıyla ne yapacağımızı bilmeden de onun peşinden gitmek gibi bir aptallık yapmayacaktım. 


Sonunda o da peşinden gitmediğimi anladığında henüz merdivenlerin başına yeni gelmişti. Sırtını duvara verip bir ayağını merdivenin basamağına koydu ve bana baktı. Ona oturduğum yerden bakmayı sürdürdüm.


"İlla  yoracağım seni mi diyorsun?" Henüz kendinde değildi çünkü sesi yumuşaktı. Benimle dalga geçiyor olabilme ihtimali de yüksekti.


"Anka," Dedi gözlerini gözlerime dikip. "Yorma beni güzelim." 


Ben ne yapıyordum ki?Cevap vermedim. Uluç bu halime olumsuz anlamda başını salladı ve basamağa koyduğu ayağını yavaşça diğer ayağının yanına indirdi. Sonra yasladığı sırtını duvardan önce kalçasını öne iterek kurtardı ve bana doğru gelmeye başladı. Onu her adımında izledim. Sonunda dibime kadar geldiğinde boynumu onunla göz temasını kesmemek için kaldırmak zorunda kalmıştım.

"Benimle uyumak zorundasın." Kaşlarımı çattım ve ona bakmayı sürdürdüm. Uluç derin bir nefes verdi ve benimle aynı hizaya gelene dek dizlerinin üzerine eğildi. koltuğun dirsek yerine kolunu dayamış bana bıkkın bir ifade ile bakıyordu.


"Cidden senden izin alıyorum şu an. Zorlama beni. İkimizde biliyoruz ki ben istersem olmayacak şey yoktur." Yanaklarımı iç kısımdan dişledim. Kaşlarımı çatmaktan vazgeçmiştim. Ona halledilmesi gereken bir problem olduğunu hatırlatmak istercesine baktım. Ona kalsa bunu yeniden açmayacağına emindim.


"Tedavi olman gerektiğinin farkında mısın Uluç?" Alnını koltuğun dirsek yerine sürttü. Bunu sinirlendiği için yapmamıştı. Alnı kaşınmıştı ve kolunu bile kaldırmaya erindiğinden kolay yoldan böyle bir çözüm bulmuştu.  Kafasını kaldırdığında gözlerinden uyku akıyordu ve hareketinden dolayı önüne düşen saçları birbirine girmiş, birkaç tutamı alnına düşmüştü.


"Bu konu senin yorum ya da tavsiye vermeni gerektirecek bir durum değil. O yüzden bırak bunları da benimle uyumaya gel." 

"Bundan sonrası için birlikte vakit geçireceğimizi kabullendim Uluç. Fakat senin gelgit kafanı kabullenemem anlıyor musun? Saatler önce yaşadıklarımız sabah uyandığımda unutabileceğim türden bir şey değil. Ve kes şunu."Onu ittirdim. 


"Sen neyi sabah kalktığında unutursun ki? Anneannemi hiç tanımadım ama yaşıyorsa bence senin gibi bir şeydir." Yavaşça doğruldu.


"Ne demek şimdi bu?" Birbirine kenetlediğim ellerimden birini tutup parmaklarını bileğime doladı.


"Senin kadar genç ve diri değildir elbet." Diri derken baktığı yere gözlerini indirdiğimde kolumu çekmeye çalıştım. Göğüslerime bakıyordu. Ona hayretle baktım. Bu kafada bile erkeklerin böyle şeyler düşünüyor olabilmelerine şaşırıyordum.


"Edepsizlik yapma."Üzerine oturduğum koltuğun sıcaklığını artık hissedemez olduğumda elimden olmadan çığlık attım ve şaşkınlığımdan doğan fırsatla Uluç'un beni omzuna atmasına izin verdim.

SAHİPSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin