10. Bölüm: Geçmişten gelen...

Начните с самого начала
                                    

"Anlaşılan konu sandığımdan uzun... İlk derse yetişemeyeceksin muhtemelen. İçeri geçelim mi?"

"İyiyim baba merak etme. Senin toplantın falan yok mu?" diye sordum kendimi toparlayarak.

Ayağa kalkıp "Varsa bile kızımdan önemli değil." dedi ve elini omzuma koydu güç verircesine. "İçeride anlatmaya devam et. Hadi..." Yerimden kalkarken "Fatma Hanım gelmedi mi?" diye sordu.

"Halil amca sabah erkenden haber verdi geç kalacağını. Sebebini de söyledi muhtemelen ama hatırlamıyorum. Bende sorun olmayacağını söyledim."

Başıyla onaylarken kolunu omzuma atarak beni mutfaktan çıkardı. Salona geçtiğimizde aynı koltuğa oturduk. Ayaklarımı önümdeki sehpaya uzattım. Babamın bana baktığını hissetsem de ona bakmadım.

"Kafanın içinde dönen her şeyi düşünüyormuş gibi anlat. Anlat ki toparlayalım..." dedi ve sordu. "Neden korkuyorsun?"

"Ben unutmak istedim baba. O güne kadar hayatıma kim girdiyse unutmak istedim. Başardım da... Kimse kalmadı sen ve annem dışında. Tabi bir de Ediz. O çıkmamak için çok direndi. Ve hâlâ da direniyor. Korkum ise... Ördüğüm duvarlarımdan biri bile yıkılır ve geriye dönüp baktığımda aslında hiçbir şeyi unutamadığımı görmekten korkuyorum. Ya her şey hâlâ kafamın içinde bir yerlerde duruyorsa? 11 yıl boşuna mı çabaladım ben? Daha doğrusu 12 yıl boşuna çabalamış oluyorum. Bunu görmekten korkuyorum. 12 yıllık çabam aslında yok demektir."

"Belki de unutmamak çok daha güzeldir. Bunu denemeden bilemezsin."

"Güzel falan değil baba." Diye karşı çıktım hemen. "Ben böyle iyiyim. Unutmamış olduğumun düşüncesi bile beni bu duruma getiriyorsa bir de bunu yaşadığımı düşünsene baba? Sandığın kadar güçlü değilim ben. Kaçmaktan başka bir halt yapabildiğim yok."

"Emin misin?" diye sordu sakince. Anlayamadığım için afallayarak babama baktım. "Eminim." dedim.

"Bak Simal... Sana bunu yıllardır söylüyorum ve bundan sonra da hep söyleyeceğim. Sen güçlü birisin... Kaçmak değil senin ki."

"Ne peki?"

"Savaşmak. Sen kendinle bir savaş veriyorsun 12 yıldır. Acı çekiyorsun ve böyle bir acıyı tekrar çekmek istemediğin için yapıyorsun bunu. Ve bu yüzden de kendinle savaş veriyorsun, bir başkasıyla değil. Bu çok daha zor..."

"Kendimle savaşmak mı?" diye sordum kafam karışarak. Babam kendimi daha iyi hissetmem için söylüyordu muhtemelen. "Bunlar sadece senin düşüncelerin baba. Gerçekler öyle değil."

"Sen hiçbir psikologla veya bir uzmanla görüşmedin. Bunu da reddettin hep ama ben senin için pek çok kez görüştüm." Deyince sertçe yutkunarak babama baktım. Psikologlarla görüşmek istemiyordum o zamanlar. Çünkü ilk zamanlar çok daha kötüydüm. Okuldan kaçıp babamın şirketine gittiğim bile olmuştu çoğu kez. 7 yaşında bir çocuk okuldan kaçtığında ise kırmızı alarm veriyorlardı resmen.

"Sen ne düşünüyorsun baba? Benim hakkımda... Gerçekten..."

Gülümsedi hafifçe. "Sana hiçbir zaman yalan söylemedim. Ve bunu sende biliyorsun." Başımla onayladım sadece. "Travmalar her insanda aynı olacak diye bir şey yok Simal. Sende bir travma geçirdin ve bunu atlatamadın. Sonrasında da yakın olduğun her insanı kaybedecekmişsin düşüncesine kapıldığın için kendine böyle bir mekanizma oluşturdun. Bunu hatırlamıyor olmanda çok normal çünkü muhtemelen unuttun. Ama beynini bu şekilde kodladığın için yıllar geçse de bundan vazgeçemiyorsun."

"Annemi kaybetmeden önceki hayatımdakileri unutmam peki? Sen, Ediz, Fatma teyze ve Halil amca dışında tabi... 7 yaşıma kadar hayatıma dahil olan herkesi unuttum baba. Yani öyle sanıyorum. Şuan da zaten bunun tersi olmasından korktuğum için konuşuyoruz."

Kuzey Yıldızı (Tamamlandı)Место, где живут истории. Откройте их для себя