1.BÖLÜM (GEÇMİŞİN İZLERİ I)

Start from the beginning
                                    

"Güzel... Şimdi ziyafete ilk önce bunları
terbiye etmekle başlayalım!..."diyerek sert darbelerle başlamıştı bile..Adam
lar oldukları yerde yedikleri her darbede ileri geri sallanırken çırpınmaya başlamışlardı.Genç adam
Burnunda soluyordu artık.Attığı her yumrukta sormaya başladı.

"Lan siz ne cesaretle küçücük çocuklara uyuşturucu satarsınız haa!!" diye kükredi.O anda depo çınlayan sesle sallandı sanki..Adamlar
olacaklardan korkarak yalvarmaya başladılar.

"Affet abi bir daha yapmayız!!"diye.

"Aldığınız o kadar can için sizi affeder miyim lann!!"
Yine öyle bir kükremişti ki adamlar neredeyse bayılacaklardı.Genç adamın
her darbesinde yere düşen adamları sandalye ile birlikte tekrar kaldırıp
karşısına koyuyorlardı.

"Aldığınız her nefes fazla size...Yapar
ken acımayan bundan sonrada acımaz.
diyerek nefes nefese arkasını döndü.

"Ali!"diye seslendi sağ koluna..

"Efendim abi!"

"Bunların kırılmadık kemiği kalmaya-
cak! Tedavi etmekte yok...Zehirledikleri
insanlar gibi yavaş yavaş ölecekler!"
Sözü bittiği anda arkasında bağırmaya
başladılar.

"Yapma abi ne olur!Bizim ailelerimiz var!"
"Lann siz o çocukları zehirlerken düşündünüz müzik aileleri varmı diye haa!!Onlarında evde bekleyenleri vardı.Şimdi sizde hiç gidemeyeceğiniz evinizin hasretiyle kalın..."

Savaş adamlarına işaret verip çıkıverdi depodan.Biliyordu...
Vicdanına söz geçiremeyip o ailelere yardım edecekti.Eğer içerdeki adamlara acısaydı başka masumların canı yanacaktı. Belki gidenleri getiremez idi ama elinden geleni yapmaya çalışıyordu.Varsın kendi canı
yansındı birşey değildi.Ama masum insanların ki yanarsa yüreği dayanmazdı.Bunların önüne geçmek için bir yol bulmalıydı.Yoksa eni konu mafya olup çıkacaktı...
Arabaya doğru yürürken arkasında sağ kolunu varlığını hissetti. İçeridekileri düzenleyip gelmişti kesin.Yanından bir adım uzaklaşınca endişelenen dostu...

"Abi üzerindekileri değiştir istersen bagajda tişört olacaktı..."
Savaş o zaman farketti içerideki pisliklerin kanının üzerine sıçramış olduğunu.
"Sağol Ali,hallederim..."diyerek arabadan kıyafetlerini alıp üzerini değiştirdi.Aklına gelen gelen fikirle Ali'ye döndü.

"Biraz hırpalasınlar sonrada Güner'in
Karakolunun yakınlarına atsınlar. Ben
Haber veririm ona seni arar."

"Tamam abi. Merak etme!"

Arabasının bagajını kapatıp Ali'ye başıyla selam verip arabasına atladı.
Omzunda da vicdanında da sızı yola koyuldu.Güneri aradı hemen..

"Ooo Savaş bey bizi arar mıydı!.."
Kulağına gelen sitemli sesle gülümsedi.

"Hiç aramıyorumuşum gibi konuşuyorsun...Daha iki gün önce görüşmedik mi oğlum!"

"Eee kırk yılda bir oluyor işte ne diyelim!"diyerek güldü.

"Ben müsaid olunca sanki sen olabiliyorsun...Benim değil senin mesleğin tatil mefhumu olmayınca ne yapalım görüşmeler hep erteleniyor."

"Yaramı deşme lann! Hem bir kere etrafta,haftada 3-4 saatlik uykuyla zombi gibi gezmemizin nedenini biliyorsun.Allah'ım!!! Resmen tipim kaymış durumda...İtleri bırakıp gece
rahat rahat uyuyamıyoruz ki!Arkadaş...7/24 bizim mi çalışmamız lazım onların mı çözemedim..!"

"Boşuna uğraşma kardeşim..'Su uyur düşman uyumaz...'atasözü var ya işte
Öyle bir şey bu da.Şerfsizler...Kendi yedikleri kaba pisleyen hayvanlar işte boş ver!"

"Öyle valla kardeşim...Hiç iç açıcı değil
ama bütün gün içinde olunca bastı bana sanırım..Bu arada sen ne için aramıştın!"

"Bizimkiler sizin mekânın yakınlarına iki tane içi dışı çürümüş hayvanlar
getirecek. Senindir kardeşim!"

"Ne iş?"

"Ali'ye ara o sana detayları anlatır."

"Tamam koçum bende..Meraklanma sen!"

"Eyvallah kardeşim...Sana kolay gelsin, inşallah bir yardımım dokunur...
Dikkat et kendine!"

"Sende abicim görüşürüz..."

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Genç kız arkadaşlarıyla kampüse doğru yürüyordu.Arkadaşına dönüp
seslendi.

"Efendim Cansu?"

"Ders planı geliştirmenin notları varmı
sende,ben biraz eksik tutmuşum..."

"Cansu,sen iyi misin? Ne zamandır böyle dalgınsın...canın sıkkın gibi!"

"İyiyim canım... Sadece içimde bir sıkıntı var ve bir türlü geçmiyor... Bir anda herşeyden kopup dalgınlaşıveriyorum.Bende anlamadım
ne olduğunu..."dedi omuz silkerek.
Hayal'de Gökçe gibi şöyle bir düzdü Cansu'yu sonrada her zaman ki açık sözlülüğüyle konuşuverdi.

"Bana baksana kızım sen aşık olmuş olmayasın...!"
Az kalsın tükürüğü boğazına kaçtığı için boğulacaktı genç kız.Öksüre öksüre konuşmaya çalıştı kıpkırmızı suratla...

"Ne alakası var Hayal yaa!"diye çemkirdi.
"Nasıl o zaman?..."diyerek kaşlarını kaldırdı Hayal.

"Her zaman oluyor.Böyle bir anda bir şey olmuş gibi içim cız ediyor.Birşey düşünmüyorum ama öyle dalgınlaşıyorum ki etrafımdaki herşey değişiyor sanki!"
Hayal ve Gökçe şaşkınlık ve korkuyla bakıyorlardı genç kızın.Gökçe hemen ortamın değişmesini sağlamak için lafı değiştirip hızlı hızlı konuşmaya başladı.Cansu'nun koluna girip yürütüyordu bir yandan.

"Birşey yoktur inşallah canım yaa...
Derslerdendir o derslerden.Hep o cadı
Mukaddes'in yüzünden...Neymiş efendim 2 güne hazır olacakmış projeler...Sanki teslim gününü bilmiyoruz! Uyuzluk yapacak ya. Valla şeytan diyo 'Al kadını konuştukça vur duvara...'da Allah'tan dua etsin şiddete
karşıyım...Gıcık mıcık ama hiç bir kadının hak etmediği gibi oda şiddeti haketmiyor bee..."

Gökçe'nin bu haline kahkaha atmaya başladılar.Yine de neşeli hallerine rağmen hepsi gözlerinin önüne gelen geçmişteki sahnelerle baş etmeye çalışıyorlardı.Geçmişin kuyusuna dalmadan ilk kendine gelen Cansu oldu bu sefer.Arkadaşlarının gözlerinden gördükleri ile içi şefkatle doldu... Dikkatlerini dağıta bilmek için
Teklifte bulundu hemen.

"Hadi birer kahve içelim de öyle derse girelim... Yoksa derste uyuya kalacağız!"

Birlikte kampüsün içindeki Cafeye giderken Cansu onların bir tebessümünü dünyadaki hiç birşey ile değişmeyeceğini düşünüyordu.

Biraz uzun oldu ama beğenirsiniz umarım...

AŞKIN İZLERİWhere stories live. Discover now