[Ek Bölüm]

7.7K 753 610
                                    


''Jimin-ah, hadi kalk!''

Üzerimden çekilen yorgana daha sıkı sarılmaya çalışsam da başaramamıştım ve sevgili, yumuşak yorganım kollarımın arasından kayıp gitmişti. Üzerime eğilmiş bana bakan iki çift göz fazla ürkütücü, aynı zamanda da komik gözüküyordu.

''Ne istiyorsunuz benden?'' dedim ciddi olmayan bir azarlamayla.

''Acıktım.''

Minik kollar boynuma sarıldığında pes edip onu sıkıca sararak yataktan kalkmıştım.

Yoongi'nin kıkırtılarını duymazdan gelerek kucağımdaki veledi masanın üzerine oturtup, banyoya yöneldim.

Giyinip yanlarına gittiğimde ikisinin de az önce yatıyor olduğum yerde yattığını gördüm. Güneşin bile henüz etrafı aydınlatmadığı bir zamanda beni uyandırıp kendileri yatmıştı.

''Beni uyandırıp nasıl kendiniz uyursunuz?''

Yoongi'nin kahkahası duyuldu odada. Ardından da Yoongi'ye fazlasıyla benzeyen oğlumun kahkahası.

''Baba, sen de gel!''

Kollarını uzattığında itiraz etmeyip bedenimi yanına bıraktım. Göğsüme gömdüğü küçük yüzü avuçlarım arasına alıp onun kusmaya benzer sesler çıkarabileceği şekilde, sulu sulu öpücükler bıraktım yanaklarına.

Yüz şekli Yoongi'ye benziyordu. Ve diğer her şey gibi kokusu da Yoongi'ye benziyordu. Bundan şikayet etmem imkansızdı ama o benim de çoçuğumdu. Biraz olsun bana benzeyemez miydi?

''Gördüğüm en güzel manzalardan biri bu.''

Yoongi önce küçüğün sonra da benim saçlarıma ufak bir öpücük kondurdu.

''Başka güzel manzaralar da gördün demek?''

Dudaklarımı büzdüğümde minik parmaklar dudağıma bastırılmıştı.

''Babam böyle yaptığında çok çirkin olduğunu söylüyor.''

Yaşına rağmen, biraz peltek olsa da, güzel cümle kurabilen bir çocuğum olduğu için mutluydum. O akıllı bir çocuktu.

''Çirkin, huh?''

Yoongi'nin üzerine doğru eğildiğimde ikisi de kıkırdamaya başlamış, bir anda kendimi onların altında bulmuştum.

''Sizinle baş etmem mümkün değil, değil mi?''

Beni gıdıklayacaklarını biliyordum ve onlar hamle yapmadan ikisine de sarılmıştım. Böylece hareket edemeyeceklerdi. Bu gülmekten gözlerimden yaş geldiği bir zamanda aklıma gelmişti.

''Baba! Hile yapıyorsun.''

Hafifçe kıkırdayarak ikisinin de saçlarını öptüm. Gerçekten bir ailem vardı.

Yoongi ufaklığı omzuna alıp kıkırdayarak banyoya girmişti sonunda onları bırakıp azad ettiğimde. Ardından su seslerini ve kahkahaları duydum. Suyla oynamaları en az iki saat sürüyordu ve bu benim iki saat fazladan uyuyabileceğim anlamına geliyordu. İçeriden gelen kahkahaları ve çığlıkları duymazdan gelerek uyumaya çalıştım. Ve yine de neşe dolu bu seslere gülümsemekten kendimi alamamıştım.

...

''Heyecanlı mısın?'' dedim avucumdaki minik eli baş parmağımla koşarken.

''Hı-hı.'' dedi başını sallayarak.

Geçen hafta beş yaşına girmişti ve bugün eğitime başlayacaktı. Oğlumun büyüyor olduğunu hatırladıkça karnıma ağrılar giriyordu. O minicik bir bebekti benim için hala. Böyle bir klanda doğup savaşçı olması kaçınılmazdı elbette ama onu kılıçlarla ya da kanlar içinde hayal edemiyordum. Ne kadar zorlarsam zorlayayım bu olmuyordu.

Leader - YoonminWhere stories live. Discover now