21

61.2K 3.2K 246
                                    

Bu harika tanıtım videosunu için canım kardeşim yzr_kedi 'ye çok teşekkürler ❤ Süper olmamış mı? 😍

Vee bu bölüm @cansadogato için yazıldı❤ Diğer bölüm ithafım en yaratıcı yoruma!

---

Duygu telaşla arkasını döndüğünde Oğuz Karahanlı ile karşı karşıya gelmişti. Baştan aşağı siyah takımlar içinde olan Karahanlı, ay ışığının yüzüne vuran gölgesiyle oldukça yakışıklı ancak bir o kadarda tehlikeli gözüküyordu.

Karahanlı kafasını yana eğip, baştan aşağı üzerinde yazlık bir elbiseyle dikilen Duygu'yu incelerken, Duygu'nun içindeki hırçın kız bir anda ortaya çıktı.

"Beni niye buraya çağırdın?"

Karahanlı'nın yüzünde alaycı bir gülümseme belirdi. "Hediye mi beğendin mi? Bir dahakine onu giyip yüzmeyi deneyebilirsin. Tehlikeli gözlerden korunman gerek, değil mi?"

Duygu, Karahanlı'nın kendisini çırılçıplak gördüğünü düşününce vücudundan buz gibi bir ürperti geçti. "Kimsin sen ve ne istiyorsun?"

"Önce seni bir yere götürmek istiyorum."

"Fazla vaktim yok. Buraya sadece hak ettiğim cevapları almaya geldim."

Karahanlı bir eli cebindeyken tekrar gülümsedi. "Sabırsız kız... O kısma geleceğiz ama önce beni takip et."

Hiçbir şey demeden ilerleyince, Duygu birkaç saniye duraksasa da peşinden gitmeye karar verdi. Evde kırılacak bir eşya gibi korunamazdı. Biri ciddi anlamda onunla uğraşıyordu ve bunun sorumlusunun kim olduğunu bilmek istiyordu. Beyni ister istemez Oğuz Karahanlı ile bu kişi arasında bağlantı kuruyordu. Karahanlı adada kimseyle tanışmazken kendini Duygu'ya neden göstermişti? Neden Duygu'nun başına bir şey gelmesini istemiyordu? Ateş'in, Karahanlı'nın 'iyi niyetli olduğu' iddiası ona inandırıcı gelmemişti. Öylece duramazdı. Kaderini bekleyemezdi. Bir şeyler yapmak zorundaydı.

Karahanlı sessizce yürümeyi sürdürürken, Duygu'da onu takip ediyordu. Hiç konuşmadan, birlikte adanın kuzey tepesine doğru ilerliyorlardı. En sonunda Karahanlı kafasını çevirip ona baktığında, aşağıya doğru yapılmış toprak merdivenler Duygu'nun dikkatini çekti. Şimdi geldiğine bin pişman olmuş, güven kokan evinde olmayı diliyordu.

"Ne bu şimdi?" dedi Duygu sinirli bir tavırla. Korktuğunu belli etmemesi gerekiyordu. Aşağıda ne olduğunu kim bilebilirdi ki? Ateş, onun Karahanlı olduğunu doğrulamıştı ancak Karahanlı'nın ona yapabileceklerinin sınırları hakkında bir bilgisi yoktu. Ve bilmediği şey, insanı korkuturdu.

"Yaptığım onca şeyden sonra bana güvenmen gerekir."

"Yaptığın onca şeyin nedenini öğrenmeden mi?"

"Sana zarar vermek isteseydim, bunu çoktan yapabilirdim Duygu. Hadi şimdi benimle gel..."

Karahanlı merdivenlerden aşağı inmeye başladığında, Duygu birkaç saniyelik tereddütün ardından istemsizce onu takip etti. Sonunda bir düzlüğe çıktıklarında, Duygu Karahanlı'nın onu bir mağaraya getirdiğini anlamıştı. Ama burası oldukça özel bir yerdi, öyle ki; Duygu karşısındaki bu muhteşem manzaradan ötürü büyülenmişçesine etrafı inceliyordu. Mağaranın her yerinde binlerce sarımsı yeşil ışık parlayıp sönüyor, ateş böcekleri derin bir sükûnet eşliğinde dünyanın en güzel gösterisini yapıyorlardı. Mağaranın dibinden geçen küçük bir su birikintisi nefes kesen bir ütopyayı andırıyordu.

ATEŞLE OYNAMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin