Yanımda olmasına rağmen kilometreler kadar uzaktı. Öpüyordum, ama sevgisini tadamıyordum. İçimde bir ses bağırıyordu ve o sesi ne yaparsam yapayım susturamıyordum. Taehyung' a yaklaşmak, onu öpmek, hatta sevdiğimi defalarca söylemek istiyordum.

Ama içimdeki o ses beni öyle bir engelliyordu ki, tarifi imkansızdı. Çektiğim üzüntü vücuduma diken gibi saplanıyordu. Acıtıyordu.

Okuldan içeriye girdiğimde gözlerim hei yi değil, bizim kızları aramıştı. Belki diğerleriyle hala konuşabiliriz diye düşünüyordum.

Fakat okul girişinde gördüğüm kızlar beni görür görmez kafalarını çevirip içeriye girmeye koyuldu. Ne yapıyorlardı?

Yanlarında duran hei ise bir süre beni izledi. Yüzünde merhametten eser yoktu. Sonrasında arkasını dönüp o da içeriye girdi.

choon-hee: taehyung

choon-hee: kızlar da benimle konuşmuyor, biliyor musun

taehyung: şaşırdın mı?

taehyung: hei muhtemelen onların kanına girip kendi yanına çekmiştir

taehyung: şaşırmadığım bir ihtimal

choon-hee: sırf dünkü olay için bana tepki almaları biraz, saçma değil mi?

choon-hee: hayır yani, bu sadece hei ile benim aramda bir sorun

choon-hee: onların sırf bu yüzden beni dışlaması aşırı saçma geliyor

taehyung: ne demek istiyorsun?

choon-hee: başka bir şey olduğunu düşünüyorum

choon-hee: benim bilmediğim, başka bir olay olduğunu

Evet, gerçekten bunu düşünüyordum çünkü bu olayın başka bir açıklaması olamazdı. Çok saçmaydı, sırf dün yüzünden bana tavır almaları.

Okul boyunca hei' nin ve diğer kızların yanına yaklaşmadım, zaten onların da yanıma gelmek ister gibi bir halleri yoktu. Okul çıkışı kendimi hızla en sevdiğim yere attım.

Hep gözüme kestirdiğim, içerisinde hem kitap okuduğum hem de oturup kahve içebileceğim minik bir kafe keşfetmiştim ve hep buraya gelirdim. 

Daha doğrusu, burayı hei ile keşfetmiştik, ve çoğunlukla burada yanımda o olurdu.

Her ne kadar istemesem de hei ile sık sık oturduğumuz masaya gitti adımlarım. Yavaşça sandalyeye kurulduğumda önümdeki kitap dikkatimi çekti. Açıp sayfalarında gezinmeye başladığımda, işaretli bir noktaya gözlerimi gezdirip okumaya başladım.

Ben yaşadıklarımın hiçbirini unutmam. Ama evet! yeri gelir susarım. Canımı çok yakan şeyler olur ama... yine de susarım, tükenirim.

Buna izin de veririm aslında. Salaklığımdan mı? Hayır! Ben kimseye "Git" de demem, diyemem. O kişi vazgeçilmez olduğundan mı? Hayır. Ona o kadar şeye rağmen, o kadar değer veririm ki, hergün yaptıklarına utansın diye...

Ama bir gün öyle bir giderim ki; Kaybedeceğim hiçbir şey olmaz!

Okuduğum cümleler bir tesadüf müydü, yoksa bana bir işaret miydi? Düşünmeden edememiştim. Hei ile birlikte oturduğumuz masada bu yazıların çıkması garip hissettiriyordu.

Umutla kafamı kaldırıp etrafıma baktığımda, etrafımda kimseyi görememiştim. Bir süre vakit öldürdükten, taehyung' un attığı mesajı görünce ayağa kalktım, sonrasında ise ayağa kalkıp çıkışa doğru ilerlemeye başladım.

treasure | taehyungWhere stories live. Discover now