Alayına Karşı|29

En başından başla
                                    

Denizhan gülümseyip yüzünü yüzüme yaklaştırdı. "Ha üstüme binmek istiyorsun yani?" Diye fısıldadı. Duyduklarımın etkisiyle gözlerim irice açılırken şok içinde ona baktım.

Allah'ım ben ne kadar da edepsiz ve yaramaz birine aşık olmuştum?

Kendimi toparladığımda sinirle göğsüne vurdum. Allah'ım lütfen bu zavallı kuluna sabır ver. lafı evirip çevirip istediği yere öyle güzel getiriyordu ki gerçekten ne diyeceğimi dahi bilemiyordum.

"Denizhan öldürürüm seni!" Dedim sinirle fısıldayarak. "Delirtme beni Konuşmalarına da dikkat et sinirlerimi bozuyorsun."

"Denizhan bey," dedi Çiçek tuhaf bir şekilde bize bakarken.

Ah Çiçek. Öyle bakmakta o kadar haklısın ki. Ben de olsam bu iki ruh hastası ne saçmalıyor diye tuhaf tuhaf bakardım.

Denizhan Çiçek'in elindeki kağıtları alıp göz gezdirmeye başladıktan sonra okuduğu şeyle gülümseyip kağıdı bana uzattı.

"Madde 12," dedi keyifle gözleriyle kağıdı işaret etti. "Oku civciv."

'Yakınlaşma ve yetişkin içerikli sahnelerde yer almayı kabul ediyorum.'

"Bu ne kadar saçma bi sözleşme maddesi!" Dedim sinirle ve Denizhan'a fırlatırcasına kağıdı verdim. "Boktan boktan sözleşmeler yapıyorsun haberin olsun."

Denizhan kahkaha attı. "Sana özel değil," dedi Denizhan. "Senin yerine başka biri de gelseydi o imzalayacaktı bu kağıdı ama gel gör ki işte kaderin cilvesi." Gülümseyip yanağımdan makas aldı. "Elime sen düştün. Bak kağıdın altında da senin imzan var." Elini ittirdim ve yanağımı sildim. Bu hareketimle Denizhan'ın kaşları çatıldı. Onun dokunuşundan rahatsız olduğumu düşünüyordu. Bu yalandı ama böyle düşünmesi daha iyi gibiydi.

"İzmir ben sana bahsetmiştim klibin yakınlaşmalı olacağından," dedi Çiçek mahçup bir şekilde. "Seni rahatsız edeceğini düşünememiştim."

Al işte!

Denizhan'ı sinirlendirmeye çalışırken şerefsiz beni asla umursamamış ve olan Çiçek'e olmuştu. Bana kırılmıştı. Ya da diğer ünlüler gibi triplere girip kapris yaptığımı falan zannediyordu.

"Hayır hayır," Dedim hızla Çiçek'e doğru bir adım atıp. İnsanları kırmaktan nefret ediyordum. "Ben zaten bunu bilerek imzaladım Çiçek. Senden hiç bir sorun yok zaten ama Denizhan-"

"E o zaman problem yok İzmirciğim." Dedi Denizhan sözümü kesip gülümseyerek ve sözleşmeyi yeniden Çiçek'e uzattı. "Çekimlere başlayabiliriz."

Sen tam bir zalımın oğlusun Denizhan!

"O zaman," dedi yönetmenimiz. "Denizhan sen hazırlan, biz de İzmir'in girişini çekelim."

Denizhan bana göz kırpıp ilerlemeye başladı. "Çok özleme beni, geliyorum iki dakikaya." Dedi. Siktir git.

Puşta bak nasıl da zevke geliyor.

"Cehennemin dibine kadar yolun var." Dedim soğukça. Biz seninle ne yapacağız Denizhan?

Denizhan güldü. "Ben Cehennemin dibine hazırım, sen giyindin mi kırmızı jartiyerini?" Dedi ve alt dudağını ısırıp bana arkasını döndü ve karavanların olduğu tarafa gitti.

Bu bensiz kalınca azıyordu. Çözmüştüm. Ya da ona sinirlendiğimde bana yavşıyordu.

Tamam, hoşumuza da gitmiyor değildi hani e seviyorduk normal olarak ama bunu çaktıramazdık. Ne kadar konuşsam da inatlaşsam da ona hâlâ çok sinirliydim. Klip çekiminde olduğumuz için mecburen iletişim halindeydim ama bu çekim biter bitmez yine onu görmezden gelecektim.  Çünkü biliyordum. Bu gün iyi olsak yarın ben yine paramparça olacaktım ve artık duvarlarımı tıklamaya kararlıydım.

Alayına KarşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin