Bölüm 34/3: Kim O,

Start from the beginning
                                    

Adımlarımı güçlü bir şekilde atmaya başladım ve odadan dışarıya çıktım. Attığım her adımda beynimdeki her düşüncenin harfleri yerinden oynuyordu ama benimle birlikte kalan sağlam harflerimde vardı. Dört elle onlara sarıldım ve bir an önce salona ulaşmaya çalıştım. Çünkü geriye dönmek istemiyordum.

Uluç koltukta oturuyordu. Onu gördüğümde duraksadım ama adımlarımın hızını tamamen kesmedim.

Elinde tuttuğu viski bardağını gördüğümde ise temkinli olmaya karar verdim. Normal bir Uluç'tan daha korkuncu varsa bu sarhoş bir Uluç olurdu. Ama korkmama gerek yoktu. Çünkü Uluç kolay sarhoş olan biri değildi ve eminim bu içtiği onuncu bardağı dahi olsa onu sarhoş etmeye yetmezdi. Hem o kadar olduğunu bile düşünmüyordum çünkü viski şişesi yakınlarda değildi. Onun  karşısına gidip oturmadan önce mutfağa gidip bir bardak su doldurdum ve içine bir dilim limon attım. Suyu sade içmeyi seviyordum ama Uluç karşısında elimde oyalanmak için tutmak istiyorsam belki limon atmam su ile kalan vaktimi biraz daha uzatabilirdi.

Mutfaktan çıkıp ayağımı sürüyerek onun o hafif temkinli olmamı söyleyen aurasının yanından dikkatli bir şekilde geçtim ve ondan uzak olan koltuğa oturdum. Ona kaçamak bir şekilde baktığımda daha doğrusu bunu yaptığımı sandığımda onunla göz göze geldim. Birden ne yapacağıma karar veremeyerek akıl edebildiğim suyu devreye soktum ve suyumdan bir yudum aldım. Uluç başını belli belirsiz salladığında aciz fikrimi anladığını düşündüm. Ama ondan başka bir belirti göremediğimde bundan emin olamadım.

Uluç yerinden doğrulacak gibi olduğunda ona çaktırmadan bakmak yerine düz bir şekilde baktım. Fakat Uluç doğrulmuyordu. Yalnızca cebinden sigara paketini çıkarabilmek için hareketlenmişti. Onu elinde sigara paketi ile hiç görmemiştim ama içtiğini kokusundan anlayabiliyordum. Cebinde de hiç sigara paketinin yarattığı o kabarıklığı görmemiştim ama onunda nedenini yassılaşmaya yüz tutmuş sigara paketinden anlamıştım. Uluç sigaranın ne halde olduğunu umursamadan paketin içinden bir tane sigara çıkardı ondan önce çakmak aramaya başladığımda çakmağı da paketin içinden çıkardı ve hiçbir şeyi umursamadığını belli ede tavrıyla sigarasını yaktı.

Uluç'u sanki önemli bir iş üzerindeymiş gibi izlemeye devam ettiğimde kendime de bir taraftan kızıyordum. Onu önemsememeliydim.

Uluç sigaranın dumanını yanağında derin bir çukur oluşturacak şekilde içine çekti ve dakikalarca tuttu. Arada burnundan tuttuğu nefesi kaçırıyordu ve içine çektiği dumanın bir kısmı burnundan firar ediyordu. Küçük bir kız çocuğu merakıyla o dumanı gökyüzünde bazen şekil oluşturan bulutlara benzedim ve onları zihnimde belirebilecek anlamlara teslim ettim. Ama bu boşunaydı çünkü zihnim onlar için hiçbir kılıf bulamamıştı.

Uluç nefesini tutmaktan sıkılmış olacak ki bütün dumanın dudaklarını serbest bırakarak yavaşça süzülmesini bekledi ve duman tamamen çekildiğinde önce viskisinden bir yudum aldı. Ardından sigarayı yarısına kadar aynı düzende içti. Sigarayı bitirmeden sehpanın üzerinde olan küllüğe bıraktı ve sırtını aynı şekilde koltuğa yasladı.

Sigara cılız bir duman çıkarmaya devam ediyordu. Uluç'a baktığımda bunun onun için bir önemi olmadığını anladım. Konuşmak için etrafıma çaresiz bakışlar atarken önümdeki fırsatı es geçmemeye karar verdim.

"İçmiyorsan neden söndürmedin ?" Hem cevap bekliyor hemde cevap vermeme ihtimaline kendimi hazırlıyordum.

"Sanane."Dedi Uluç hiç beklemediğim bir anda. 

"Yalnızca sordum."Dedim, aslında verdiği cevapla hiçbir alıp veremediğim yokken. Uluç'un bu tavırlarına alışıktım.

Uluç viskisinin son damla birikintisini yudumlarken onu izledim.

SAHİPSİZWhere stories live. Discover now