✴Üçüncü Bölüm✴

Start from the beginning
                                    

Üniformanın üstü düz, siyah, esnek kumaştan hazırlanan uzun kolludan ibaretti. Kollarının ucunda baş parmağın geçirildiğı küçük delik ve eklemlerin üzerini kapatacak şekilde fazlalık vardı. Bu detay formaya ayrı bir hava katmıştı. Yukarıya doğru omuzlardan başlayarak genişleyen kısım yüzlerini kapatacak kapüşonlu görevi görüyordu.

Üniforma ile verilen bikeklikleri de kollarına taktıktan sonra küçük kulaklıklar kulaklarındaki, özel künyeler ise boyunlarındaki yerini aldı.

Geriye bir tek silahlar kalmıştı. Frederick'in gösterdiği gibi küçük, şeffaf panele kuzgun şifresini girdiler. Şifrenin ardından tik sesi duyulurken, duvardan çekmeceyi andıran ancak daha geniş ve uzun olan alt alta beş çıkıntı önlerinde boydan boya uzandı.

Will hemen küçük yıldız bıçakları pantolonun bıçaklar için olan deri kemer detaylarına yerleştirmeye başladı.

Kayra ise daha klasik bir bıçaktan yana kullanmıştı seçimini. Siyah uzun bıçakların sap kısmındaki yuvarlaktan parmağını geçirerek iki kez çevirdi ve kemerine yerleştirdi. Boyutları küçük olsa da yarattığı etki büyük olan minik topları da ceplerine attıktan sonra sıra daha büyük çaplı silahlara gelmişti.

Kayra tamamı ile siyah kaplı ikiz silahlardan birini alıp beline yerleştirdi. Özel yapım kurşunlar ile kendine yeterli cephaneliği de sagladığında artık hazırdı.

Bu sırada Will de aynı ikiz silahların uç kısmında gümüş renk detayları olanını almış ve ona uygun özel yapım kurşunları da almayı ihmal etmemişti.

Uzun çıkıntılar geri duvardaki yerlerine çekilirken iki gençte kapıda bekleyen Frederick'in yanına ilerlemişlerdi. Her adımda daha sert kişiliğe bürünüyor, gecenin bekçilerine has asalet ile hareket ediyorlardı.

****

Tamamı  teknolojik aletler ile dolu odada bir görevli sandalyesinde oturmuş, teker teker önündeki verileri inceliyordu.

Sağ tarafta kalan duvarda koca dijital bir harita asılmıştı. Üzerinde bir sürü anlaşılmaz işaretler vardı ve haritada sürekli veriler gelip gidiyordu.
Duvardaki koca haritada Ametist toplumunun bölgeleri belirlenmişti. Her bir bölgenin üzerinde kırmızı, küçük sinyal ışıkları vardı. O ışıkların yanması demek, bölgenin tehlikede olması demekti.

Haritayı her daim gözlemlemekle görevli adam, işine kendisini o kadar kaptırmışdı ki sinyalin yanıp söndüğünü görmemişti. Yedinci bölgenin kırmızı tehlike sinyalı tüm iticiliği ile yanıp sönüyordu. Yanan her bir ışık o bölgede verilecek olan masum canların habercisiydi. Her saldırıda mutlaka ölenler olurdu.

Sinyal adeti üzeri iki dakika yanıtsız kaldığında, odada sağır edici bir sesin yankılanmasına sebep oluyordu.
Bu ses aniden yükseldiğinde odanın içinde görevli irkilmiş ve sandalyeden yere düşmüştü. Tepe taklak olmuşken alttan yukarı haritaya baktı. Daha dikkatli baktığında, yedinci bölgeden gelen kırmızı sinyalleri gördü, yerinden fırladı ve gözlerini ovuşturdu. Işık hala yanıyordu. Oldukça şaşırmış bir şekilde yalpalayarak ön tarafa koştu ve acil alarm butonuna bastı.

Koruyucuların ortak salonunda alarm sesi yankılanırken, her biri kendi odasında dinleniyorlardı. Gelen sesle yerlerinden fırlayan koruyucular, hemen harekete geçtiler. Aralarındaki en hiperaktifi olan Jason bir kolunu giydiği ve diğerini de sokmak için çaba sarf ettiği üniformasıyla boğuşurken aynı zamanda kendini koridora atmış koşuyordu. Sonunda giymeyi başardığında, eş zamanlı olarak odaya giriş de yapmıştı.

Ametist baş koruyucusu Jason'un girişine göz devirip, ciddi ifadeyle direkt konuya girdi.

"Hangi bölge? Kaçıncı seviye?"

Paralelizasyon: Kış Masalı(Yakında)Where stories live. Discover now