✴Üçüncü Bölüm✴

Start from the beginning
                                    

Onlar artık çıraklıktan çıkmış, yepyeni bir rütbeye kavuşmuşlardı. Görevli Frederick onları kendisi ile beraber yeni odalarına yerleştirmek amacı ile götürmüştü.

Onlar artık çırak değillerdi. Bir savaşçı adı taşıyorlardı. Bir savaşçı kadar saygı görmeli, kendilerine ait odaları, şahsi silahları ve üniformaları olmalıydı.

İki gencin toplamı kadar iri yapıya sahip olan Frederick, ayak sesleri zeminde yankılanırken, bir kapının önüne kadar geldi. Elini gümüş renkli metalik kulpa götürürken, dönüp iki gence baktı. Gençler ayakları omuz hizasında açılmış, elleri arkada bir birine kenetli, başları dik, çenesi hafif yukarı bakar şekilde gözlerindeki heyecanlı parıltılarıyla Frederick'e bakıyorlardı. Bay Frederick gözlerinin etrafındaki karışıklıkların belirginleşmesine sebep olacak şekilde gülümsedi. Bu iki genç hiç bir zaman saygıda kusur etmemişlerdi çıraklıkları boyunca.

"Gençler rahat." dedi gözlerinden duyduğu gururun kırıntıları okunurken.

İki genç ellerini çözüp rahat pozisyona geçtiler ve kapıyı açıp, içeri geçen Frederickin ardından odaya giriş yaptılar. Oda siyah ağırlıklı döşenmiş olmasına rağmen arada ametist toplumunu temsil eden renklerin de kullanıldığı göze çarpıyordu. Bir birinin aynı iki siyah çarşaflarla bezeli yatak odanın iki ayrı yanında yerleşiyordu. Üzerinde Ametist toplumun rengini taşıyan küçük iki yastık bulunuyordu her bir yatağın. Yatakların yanına dolaplar konulmuştu. Yerde açık tonlarda bir halı vardı. Tavandan sarkan avizenin taşları sanki ametist taşlarına benziyordu, lakin ametist taşları böyle basit şeyler için kullanılmayacak kadar değerliydi. Bu yüzden alelade taşlar olduğunu tahmin etmek zor değildi.

İki genç odayı beğeniyle süzerken şaşkınlardı. Her köşesinden demirin sert, metalik kokusu gelirken, üssün böyle odalara sahip olması onları şaşırtmıştı. Bekledikleri kesinlikle böyle bir odayla karşılaşmak değildi. Ranzalı bir yatak, duvara monteli demir dolap görmek alışık oldukları bir şeydi.

Frederick şaşkın ve hayran bakışlarla odayı süzen iki gence tebessüm etti.

"Gelin gençler. Size bir şey göstereceğim." dedi ve yatakların yanında duran dolaplardan birinin kapağını açtı. Eline aldığı iki siyah üniformayı gençlere uzattı.

"Bunlar savaşçı uniformalarınız. Üniformalar özel kumaşlardan yapılma. Vücut ısınızı her daim dengede tutar. İster kışın ortasında eksi kırk derece, isterse de çölün ortasında kırk bir derece olsun. Kumaşın esnek yapısı size dövüş sırasında istediğiniz gibi hareket etme imkanı yaratacaktır. Kemerinin iç kısımlarında küçük gözcükler var. İçlerinde acil durumlar için ilaç takviyesi bulunuyor. Aynı zamanda kemerin toka kısmı bir çeşit alarm sistemine sahip. Eğer ki size verilecek telsizler bozulacak olursa bu alarm sayesinde üssü haberdar ede bilirsiniz. Ancak yalnızca üstesinden gelemeyeceğiniz ciddi bir durum söz konusu olursa kullanmanız gerekiyor. Alarm direk koruyucuları harekete geçiriyor. Aynı zamanda sinyal sistemine saat görününmlü bileklikleriniz de olacak. Şahsi silahlarınızın savaş sırasında sizden kopmamasını sağlayacak bu bileklikler." diyerek elindeki siyah, deri, kalın iki bilekligi savaşçıların bileğine taktı ve devam etti.

"Bileklikler sürekli silahlarınızla iletişim halinde olacaklar. Eğer ki silahlarınızı kaybedersiniz bileklikler otomatik olarak size yerini bildirecektir. "

Dolabın kapısını kapatıp, yanında duvarda duran küçük panele dokundu. Dokunur dokunmaz önünde şeffaf, üzerinde rakamlar olan daha küçük bir panel açıldı.

"Bu gördüğünüz sizin özel silahlarınızın bulunduğu bölmeyi açmak için kullanacağınız güvenlik sistemi. Şifre şimdilik kuzgun. Siz istediğiniz gibi değiştirirsiniz. Zaten şifreyi sizden başka kimse giremez. Sensör şifreyi girerken parmak izinizi de otomatikmen kontrol ediyor. " diye anlatırken Frederick, bir yandan da şifreyi giriyordu.

Paralelizasyon: Kış Masalı(Yakında)Where stories live. Discover now