Bana bakarak gülümsedi, ve el salladı. Cidden aşırı belli ediyordu.

Kafamı tekrar bizimkilere çevirdiğimde hepsi bir imayla beni izliyordu. Anlaşılan onlar hayatıma biri gireceği için çok mutlu hissediyorlardı, ama ortada büyük bir sorun vardı.

Ben taehyung' u seviyordum. Her ne kadar inkar etmeye çalışsam da gerçek buydu. Ve her geçen gün daha da bağlanıyordum. 

Ben öylece boş boş otururken taehyung ayağa kalktı. '' Nereye gidiyorsun? '' diye soran sevgilisine '' lavaboya '' diye net bir cevap vererek masadan uzaklaştı.

Onu gün boyunca bir daha hiç görmedim. 

Akşam olduğunda üzerime normalde giymeyeceğim tarzda siyah bir elbise giydim. Kolları sıfırdı fakat o sorunu üzerime ceket alarak halletmiştim. 

Elbisenin boyu ise, biraz kısa kalıyordu. Her gün bu kadar mini bir şey giymediğim için rahatsız hissediyordum. Fazla uzun olmayan topuklularımla yavaşça restorana yürürken, arkamdan biri omzuma dokundu.

Kafamı çevirip kim olduğuna baktığımda karşımda shin woo' yu gördüm. Gülümseyerek bana baktı, ardından beni baştan aşağı süzdü.

Tamam, bu biraz rahatsız hissettirmişti.

Selamlaştıktan sonra yürümeye devam ettik. Gözlerini üzerimde hissediyordum.

'' Çok güzel olmuşsun. '' diyerek gülümsedi.

Sessiz bir ses tonuyla ona teşekkür ettim. Evde hazırlanırken odama kapanmıştım, zaten Taehyung benden bir saat önce çıkmıştı. O giderken kapı arasından onu izlediğimi itiraf etmeliydim.

İnanılmaz görünüyordu.

Kalbimin çarpıntılarına engel olmaya çalışarak işime devam etmiştim. 

Restoranın kapısından içeriye girdiğimizde gözlerimiz hei ve taehyung' u aradı. 

Hei bir hevesle taehyung' a bir şeyler anlatıyor, taehyung da onu izliyordu. Kalbimin çarpıntısı iki katına çıkarken, shin woo' nun seslenmesiyle gözleri bizim üzerimize çevrildi.

Taehyung bana baktığında bakışları bir süre gözlerimde sabit kaldı. Daha sonra beni çaktırmadan süzmeye çalıştı, fakat bunu fark etmemem imkansızdı.

Rahatsızca elbisemin eteğini çekiştirirken onlara doğru yürüdük.

Ben Hei' nin, shin woo da taehyung' un karşısına geçti. 

'' Çok güzel görünüyorsun. '' diye konuşarak gülümseyen hei' ye karşılık verdim. 

'' Sen de. '' 

'' Shin Woo' ya özel olmalı. '' 

diye konuşan kim taehyung' un kafasına bir tane geçirmek istedim. Shin Woo yanımdayken böyle şeyler söylemesi canımı sıkmıştı. Onunla denersem belki taehyung' u unuturum diye düşünmüştüm ama, bu fikirden hemen vazgeçmiştim. 

Taehyung yanımdayken onu unutmam imkansızdı.

Shin Woo gözlerini bana çevirerek gülümsedi.

Yemek boyunca onlar konuşmayı tercih etti, ben ise susmayı. Shin Woo durmadan benimle konuşmaya çalışıyordu.

Ne yaparsam yapayım, ona karşı sıcak davranamıyordum.

'' Ben lavaboya gidiyorum. '' diyerek ayağa kalktım. 

Adımlarımı lavaboya doğru yönlendirdim. Ellerimi yıkadıktan sonra dışarıya çıktığımda tam karşımda shin woo yu gördüm.

'' Sen neden geldin? '' diye sorduğumda beni duvara itti yavaşça. Gözleri gözlerime kilitlendiğinde bakışlarında bir gariplik vardı.

treasure | taehyungDove le storie prendono vita. Scoprilo ora