11

95 7 1
                                    

multi medya : Sude
*Sudeden *
Abim kendisine çok karıştığım için beni bulunduğum ortamdan çok uzaklara gönderdi , taa dünyanın başka bir köşesine ; olduğum ortamdan çok farklı , uzak ve ıssız yerlere ...
Neymiş efendim , yok daha iyi bir eğitim içinmiş , benim bunlara karnım tok Atakan Bey !
Buraya gelmemin sebebi bütün bu yaptıklarına pişman etmek ! Benimle ne kadar uğraşabilecek çok merak ediyordum açıkçası . Uçak inişe geçtiğinde kahverengi saçlarımı geriye atıp ellerimle serinlemeye çalıştım . Ama sonuç hüsran ! Çok sıcaktı ve ben pişmeye devam ediyordum !
Hostesi çağırmalıydım !
Elimle bir işaret yaptım ve klimayı gösterdim kadın ısıtıcıdan ayarları soğuk dereceye getirdi . Gerçi iki dakikaya İstanbuldaydık ne fayda edecekti bilmiyorum ama yine de böylesi daha iyiydi ! Bu uçağa para veriyordum sonuçta otobüsle de gidebilirdim ! Yok gidemezdim her neyse ! Uçak inince kemerimi çözüp ayağa kalktım ve hemen sıranın önüne geçip ilerlemeye başladım . Uçaktan inince ciddi anlamda üşüdüm çünkü İstanbulda gece yarısı ve Mart ayı çekilmezdi sonuçta . Hava alanına girdim ve valizlerimi beklemeye başladım , bir yandan da ayağımla yerde tempo tutuyordum . En sonunda dolu dolu olan iki boyum kadar olan valizleri çıkardım . Sürüklemeye başladım . Dış hatlardan çıkıp kapıya gittim . Abimi beklemeye başladım . Kapının önünde lüks bir araba durdu ve camı açtı , camdan içeri bakmaya çalıştım . Abim miydi o ? Evet evet oydu ! Hemen yanına ilerledim . O da arabadan çıktı hemen valizlerimi alıp bagaja yerleştirdi . Ben de ona neşeyle sarıldım . Havalı duruşunu bozmadı sırtıma iki kere vurduktan sonra ayırdı beni kendinden . Daha sonra arabanın arkasından dolanıp ön koltuğa bindi . Ben de derin bir nefes alıp gözlerimi devirdim . Daha sonra vakit kaybetmeden , arabaya bindim . Abim arabayı çalıştırarak gaza bastı . Çok geçmeden dayanamadım :
- Abi birşey mi oldu ?
- Olmadı ya
- üf saçmalama olmuş bana neden anlatmak istemiyorsun ?
Bana döndü ve tekrar önüne dönerek ;
- Böyle şeylerde genelde bana engel olursun .
Sıkıntıyla nefes verdim .
- Bu sefer engel olmayacağım söyle !!
- Ortaklık teklif ettiğim bir firma diretiyor !
- Normal değil mi bu ?
- Bu kadar direnen görmemiştim ama her neyse , adam zeki çıktı adımı daha önce dolandırıcılıkla suçlandırıldığım sıralar duymuş . Aslında polislere çok para vermiştim bu konuda ağızlarını açmamaları için ama nafile . En azından yalan haber olduğunu söyledim . Çevresinde kimse bilmiyormuş , polis bir arkadaşı söylemiş ona da
- Abi belki de arkadaşı adamın iyiliğini istemiştir diyerek başımı önüme eğdim .
- İyilik göreceli bir kavramdı değil mi Sude ? Diyerek alayla döndü bana . Kendi lafımla tam doksandan vurmuştu yine .
- Kafandan neler geçiyor abi ?
- Eninde sonunda almam lazım o firmayı !
Alınca ne olacaktı acaba , batık bir firmayı anca satmaya kalkıp satamazdı .
- Alıp satacaksın değil mi ? Elinde patlar bence .
- Öyle düşünebilirsin sıkıntı yok ! Ben satabilirim ama almam şu an önemli olan .
- Boşver kalsın bu da , başka bir firmayla anlaşırsın . Tamam artık çenemi kapatmam gerekiyordu , Polyanalığa başladım galiba
- Bak bu seçenek benim için bir nimet gibi bir şey ! Elime delice para geçecek ve bu paraylada denizi görmeden ufuk çizgisini seçeceğim .
- Nasıl olacakmış o ellerimi tırnak yaparak " denizi görmeden ufuk çizgisini seçmek " ?
- İzle de gör diyerek hızını biraz daha arttırdı .
* Ekinden *
Bu patron ciddi anlamda inatçı ve zeki bir adam çıktı , nedense Atakanın dolandırıcı olduğunu bilen nadir hatta tek iş adamlarından biriydi . Sıkıntıyla nefes verdim . Atakanın istediği her şeyi yapmıştım ana yine de kendimi eksik iş yapmış gibi hissediyordum . Atakan kardeşini almaya giderken beni evime bırakmıştı . Ben de şu an kendime makarna ve salata yapmakla meşguldüm . Telefonum çalıyordu .
* Arayan : Çilem *
- Efendim Çilemcim ?
- Ekin yemeğin var mı ?
- Evet şu an yapıyordum gel sende !
- Mecbur gelicem ya neden bilmiyorum ama dışarıda yiyesim yok pek .
- Sormana bile gerek yok !
- Tamam o zaman en geç 20 dakikaya gelirim .
- tamam bekliyorum .
Telefonu kapattıktan sonra makarnanın sosunu yaptım ve yoğurt çıkardım. Hazır barbunyalardan da tabağa koydum . Salatayı da masaya , tabaklarıda masaya koyduktan sonra hepsi hazırdı . Kapı çalınca tam zamanı diyerek gülümsedim . Kapıyı neşeyle açtım . Ama karşımda iri yarı iki adam görünce neşem kayboldu .
- Pardon kime bakmıştınız acaba ?
- Ekin sen misin? Diye sordu iri adamlardan biri .
- Evet benim ama siz kimsiniz dedim ve biraz kapının arkasına sindim .
- Bizimle gelmen gerekiyor .
- Size kimsiniz diye sordum yanlış hatırlamıyorsam ! Neden tınlanmıyorum acaba ?
- Çok konuşuyor diye söylendi biri diğerine .
Kaşlarımı çattım ve hızlıca kapıyı kapatıp kilidi kilitledim . Işığı kapatıp delikten baktım . Hala kapının dibinde dikiliyorlardı . Çilem gelmişti gayet rahat tavırlarla adamların arasından geçti ve kapıyı çaldı . İçeriden bağırdım ,
- Çilem adamlar beni götürmeye geldi kapıyı açamam .
- Sakin ol ben buradayım , götüremezler ! Hadi aç kapıyı dedi . Ben de kapıyı açtım . Çilem içeri girdi arkasından da bizim yaşlarımızda bir çocuk daha girdi . Daha sonra Çilem adamlara dönüp
- Şimdi buradan kaybolun diyerek orta parmağını gösterdi . Kapıyı hızlıca çarptı .
- Böyle yapman gerekiyor dedi ve göz kırptı , yanındaki çocuk benden daha da şaşkındı . Kimdi acaba bu çocuk ? Çilem içeriden bağırdı .
- Yeterli yemeğin var değil mi Mira da geliyor .
- Makarna ve salata vardı .
- Tamam yeterli sanırım . Yalın sen başka bir şey yemek ister misin ?
- Hayır makarnayı gerçekten çok severim bu iyi oldu dedi rahat davranmaya çalışarak . Çilemin kulağına yanaştım ve
- Bu çocuk kim ? Dedim .
Oda dışından
- Bu çocuk benim bugün bulduğum kardeşim , annem ben 10 günlükken Yalına hamile kalmış sonra beni bırakıp Yalına bakmış . Gerçi ben buna pek inanmıyorum ama ikimizin annesi aynı ve ikimizde o orospu kadını istemiyoruz .
- Hımm anladım sorun yok
- Mira gelene kadar bekleyelim seninle konuşmamız gerekenler var .
& oy ve yorumlarınız bekliyorum & .

KuklacımWhere stories live. Discover now