2 ☆

27.7K 1K 112
                                    

Sorularınız için: ask.fm/skywalkerlover
Seviliyorsunuuz.

2 ϟ

ALMİRA

Ben ağlamazdım.

Onun için ağlamayacaktım.

Yanağımdan süzülüp akan şey gözyaşlarımın olamayacağı kadar soğuktu, sağanağa dönüşeceğini hissettiğim yağmurdu. Onun kalbi kadar soğuktu, bir kalbi varsa eğer...

Gökyüzü o kadar karanlıktı ki öğle vaktinde olduğumuza inanmak zordu, hava ruhumu yansıtırcasına kapalıydı ve bulutların rengi küle döndüğünü hissettiğim kendim gibi siyaha çalıyordu, sonbahar bile bitiyordu. Uzun ve sıcak bir yaz yaşayan bizler için kış gelmişti.

Bulutlar ağlıyordu, ben değil. Çünkü yıllar önce, odamda, tek başıma ağlarken ellerimle gözlerimi kurulayıp bir daha kimse için ağlamayacağıma dair kendime yemin etmiştim.

Güçlü biri olmak için ettiğim yemindi o. Tek başıma ayakta kalabilmek içindi. Duvarları olan biri değildim ama yine de kimsenin kalbime dokunmasına izin vermemiştim. O gelene kadar...

Gidişi yaşadığım en kötü anı olarak zihnime kazınacaktı ileride hatırlamak üzere. Unutmayacaktım. Kim ne söylerse söylesin onun yüzünden içinde bulunduğum bu acınası hali her gün ben hatırlatacaktım kendime.

Eğer bir gün düzelebilirsem tabi...

Beni geri birleştiremeyeceğim parçalara ayırmıştı.

İşin en kötü yanıysa hala ondan nefret edemiyor oluşumdu. Varlığını asla öğrenmek istemediğim aşk işte böyle bir şeydi. Her ruhun yalnızca tek bir eşi olabilirdi, benimkiyse gitmişti. Belki de hiç benim olmamıştı.

Öyleyse de eğer iyi bir yalancıydı. Beni sevgisine inandırmıştı. Ona ihtiyacım olduğuna inandırmıştı.

Kolayca manipüle edilecek biri değildim ben, sözler beni etkilemezdi. En ağırlarını küçük bir çocukken kendi annemden duymuştum ve harflerin ifade ettiklerine her zaman önem vermemeyi öğrenmiştim.

Belki de garip olan benim çarpık kişiliğimdi ama yağmurun kuşatması altında kalan denizi izlerken düşünecek çok vaktim olmuştu ve en azından artık kim olduğumu biliyordum.

Birine kendimi bırakırsam sonunda üzülenin ben olacağım gerçeği derinlerde bir yerde nüfuz etmiş olmalıydı zihnime. Bu yüzden arkadaş edinme konusunda bilinçli olarak berbattım.

Sınıfta en arkaya oturup kimseyle konuşmayan o kız değildim ama tenefüslerde kitaplarımın sohbetini tercih ederdim. Hayali olaylara kendimi oturtup mutlu olabilirdim. Karakterleri analiz edip kendi içimde gülebilirdim.

Bu eskidendi.

Hiçbir insana inanmadığım ve güvenmediğim gibi onların hayal ürünlerine olan inancım da yok olmuştu. Ne diye inanacaktım ki? Aptal İngiliz şarkıları ve romantik filmlerle, kitaplarla büyümek benim suçum değildi ama onlardan vazgeçmek benim elimdeydi. Kendime gösterebileceğim yıldızlı sebep de ellerimin içindeydi şimdi.

Tüm kitaplardan yaşadığımın benzeri bir durum aramıştım, yoktu, yoktu!

Tamam, giden bir adam veya kadın oluyordu, çoğunlukla ya ölüyordu ya da geri dönüyordu ama şu an benim yaşadığım bu değildi. Kitabın sonunda değil ortasındaydım daha ve tünelin ucunda bir ışık yokken sona nasıl ulaşacağımı bilmiyordum.

Geride kalan, bırakılan insan ne yapıyordu o belirsizlik boyunca?

Elime son bir kitap daha geçirdiğimde giden ve terk edilen birilerinin hikayesini nihayet bulmuştum.

Kayıp Sayfalar | İz Serisi #2Where stories live. Discover now