Ateşin içinde yan benimle

Start from the beginning
                                    

Ben daha üzerimdeki şoku atlatamadan tezgaha doğru ilerlemeye başladım ve bir an yüzümde küçük bir tebessüm belirdi bu cafede çalışırken her gün buranın bir sıcak çikolatasını içerdim ve simdi de tezgahın üzerinde siyah, kulplu, büyük  bir bardakta sıcak çikolata duruyordu hiç beklemeden elime aldım ve hemen bir yudum içtim içim ısındı adeta..
ki şimdi diyorsunuz ki aha bu da manyak deniz kenarında yaşıyor hava en az 25 derece ama sıcak çikolata içiyor bu nasıl iş. İnsan dondurma falan yer. Ama bunun gibi bir çok fark beni sıradan insanlardan ayırıyordu..

Sıcak çikolatam bitmişti elimde ki siyah , kulplu bardağı tam bırakacaktım ki siyah bardağın rengi değişmeye başladı üzerinde bir resim beliriyordu dudaklarım şaşkınlıkla aralanıyordu çünkü bu resimde bir iskele iskelenin ucunda oturan bir kız vardı bardağın siyahlıgı tamamen yok olunca resim iyice netleşti ve ben bu nasıl olur diye aklımdan geçirmeye başladım neden mi çünkü resimdeki bendim yaz tatilinde bu iskelede oturmuş ağlıyordum şaşkınlıgım kafamdaki durmak bilmeyen soruları harekete geçirdi bir sürü soru beynimde çalkalanırken bardağı elimden düşürmemek adına tezgaha koymaya karar verdim

Bardağı koyduğumda tezgahın üzerinde fark etmediğim bir ses kayıt aleti olduğunu fark ettim ellerimin titremesi yetmiyormuş gibi birde heyecandan karnım ağrımaya başlamıştı zar zor elime kayıt cihazını aldım ve play yazan tuşa tıkladım ve merakla dinlemeye başladım

" geçen sene yaz tatilinde her gün geldiğin ve sıcak çikolata içip çalıştığın cafede olsan gerek .." durdurdum çünkü bu utkunun sesiydi iyide o nerden biliyordu aklımda milyonlarca soru belirmeye başlarken bu soruları teker teker yok etsin diye ses kaydını dinlemeye devam etmeye karar verdim

" muhtemelen şimdi diyorsun bu utku ne yapıyor bütün bunları nerden biliyor falan ama şimdi bu soruları bir kenara bırakıp dediklerimi dinlemeye devam et..."

Titreyen ellerime birde titremeye başlayan bacaklarım eklenince mutfakta gördüğüm sandalyeye oturdum ve devam ettim.

" kupadaki resmi merak ettiğini biliyorum o gün sen iskelede ağlarken her düşen göz yaşını denize hapsettin ve o göz yaşları da gelip beni buldu ben seni orada gördüğüm zaman aşık oldum sana bu kadar romantiklik benim için bile fazla ama güzel bir şeyler olsun diye devam edeceğim
Ben seni ilk liseye başladığın zaman görmüştüm aslında dikkatimi fazla çekmemiştin taaki benim arkadaş ortamıma girene kadar aslında senle fazlasıyla ortak arkadaşımız var her neyse lisenin ilk iki senesi zaten sen beni tanımıyordun ki emin de değildim çünkü habire göz göze geliyorduk sonra bölümler seçilir ve senle aynı sınıfa düşeriz işte böyle başladı bizim hikayemiz şimdi sana dediklerimi yapmanı istiyorum cafeden çık "

Ses kaydını durdurdum ve dediğini yaptım tabii bunu yaparken kalbim yerinden çıkacakmışcasına atıyordu ama olsundu hem ben ben utkuyu fark etmiştim şimdiye kadar hemde birçok kez hatta göz göze gelmemizin nedeni de buydu muhtemelen ama fazla umursamamıştım çünkü o zamanlar fazlasıyla meşgul olduğum işlerim vardı ve pekte önemsememistim tesadüf deyip geçmiştim fazla zaman kaybetmeden ses kaydını tekrar çalıştırdım

" cafeden çıktığını varsayıyorum şimdi senden istediğim iskeleye yürümen yürürken önüne bir çiçekçi çıkacak ondanki emanetini de alda gel seni bekliyor olacağım " ses kaydı bitmiştive tam o sırada bahsettiği çiçekçiyi gördüm ve yavaş adımlarla yanına gidip

" sizde bir emanet varmış.. " derken çiçekçi kadın sözümü kesti ve

" evet senin olan bir şey senelerdir bende ve bende bu günü bekliyordum kızım " dedi

Çiçeklerin arasından bir kutu çıkardı ve bana uzattı bense

" teşekkür ederim " diyerek kutuyu aldım ve yürümeye devam ettim kutuyu titreyen ellerimle zar zor açtım ve içinden bir kolye ve bir de not çıktı kolyenin ucunda kalp şeklinde olan bir gümüş ve gümüşün üzerinde de maviyle yazılmış 50 kuruş yazısı çok ama çok hoşuma giden kolyeyi hemen boynuma taktimtve iskeleye doğru yürümeye devam ettim

Sonunda iskeleyi görmeye başladığım da iskelenin tutunma yerlerindeki rengarenk  balonları gördüm ve iskelede birisi dikiliyordu muhtemelen bu kişi utkuydu heyecandan titreyen ellerimle karnımdaki ağrıyı unutmaya çalışarak iskeleye çıktım ve iskelenin üzerindeki gül yaprakları ve mumdan olan yol eşliğinde utkunun yanına doğru yürümeye başladım o ise geldiğimi fark edince gözlerini üzerimde gezdirdi ve sonunda gözlerini gözlerime kenetledi..

Yanına gittiğim de

" çok güzel olmuşsun " dedi ve bir tepki beklermişcesinr durdu bende

" teşekkür ederim hersey için " dedim sonlara doğru sesim kısılmıştı çünkü hayatımda birisi ilk kez bana bu kadar değer veriyordu gözlerim doldu kafamı aşağı eydim utku ise çenemden tuttu ve konuşmaya başladı

" rüzgar bak benim kendime itiraf edemediğim şeyi şu anda sana söylemeye çalışıyorum gözleri boynumdaki kolyeye takıldı ve devam etti neden 50 kuruş neden biliyor musun dedi ve bilegini göstererek çünkü dedi çünkü iki tane 50 kuruş yan yana gelince tamamlanır dedi ki kolunda bir bileklik vardı ve üzerinde 50 kuruş yazıyordu ve devam etti rüzgar sen beni tamamlıyorsun sen benim diğer yarımsın ben seni seviyorum hemde tahmin edemeyeceğin kadar çok sesi titremeye başlamıştı ellerini ellerime kenetledim benim soğuk olan ellerim onun sıcaklığıyla buluştu ve devam etti rüzgar ben sevgili aşık ve bunun gibi kelimeleri sevmiyorum çünkü bunlar benim sana hissettiklerimi açıklayan kelimeler değil bunlar sıradan insanların kalıplaştırmış oldukları kelimeler dedi ve kafasını kaldırarak devam etti ben de kafamı istemsizce gök yüzüne doğru çevirdim devam etti

Rüzgar biz seninle denizle gökyüzü olalım uzayla evren olalım rüzgar biz seninle sonsuz olalım yani daha doğrusu sonsuz olalım mı ? " dedi

Bunları duymayı hayal bile edemeyen ben şu anda gerçekten ait olduğum yerdeydim ve dudaklarımdan

" biz seninle sonsuz olalım.." sözcükleri döküldü...


¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤

Yorumlarınızı bekliyorum umarım beğenmişsinizdir bir dahaki bölümün gelmesi bu kadar uzun sürmeyecek emin olabilirsiniz MR.BLUE


2 Tane 50 Kuruş... (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now