Gökyüzündeki yıldızlar senin için yansa ben bir seni görsem

66 14 2
                                    

Rüzgadan:

Utkunun bir lavabodan çıkması ne kadar uzun sürebilirdiki yani bir ellerini yıkayıp çıkacaktı odama girmiş olabileceği düşüncesi aklıma gelince rahatsızca kıpırdandım. Bu tarafa doğru gelen ayak sesleriyle arkama döndüm ben utkuya tuhaf bakışlarımı atarken o sadece bana gülümsemekle yetiniyordu.

Bizimkiler koltuklara yayılmıştı ve boş kalan ikili koltuğa baktım ve oraya doğru ilerleyip bende koltuğa kuruldum utkuda başka yer kalmadığı için yanıma oturmuştu hazırladığım abur cubukları yiyor bi yandanda bizimkilerin konuşmalarını dinliyordum

Arada birde gözüm utkuya kayıyor ve onunda bana attığı kaçamak bakışlarla karşılaşıyordum. Futbol konusu açılmıştı ben tam bu konu daha uzar azcık uyurum diye düşünürken arkadan dahi bir insanın sesi "bırakın futbolu da hep beraber şişe çevirmece oynayalım " dedi bu fikir banada uyuyordu onlar taman derken ben başımı sallayıp mutfaktan bir pet şişe getirmeye gittim.

Geri döndüğümde ortada duran küçük masayı çekmiş ve yere daire şeklinde oturmuşlar bende aydanın yanına oturdum utku hemen karşımda oturuyordu yan tarafında deniz obur tarafina eylülonun yanına arda denizin yanına da yağız oturmuştu.

Hemen "şişeyi ilk ben çeviririm " dedim ve şişeyi çevirdim çok güzel bir akşam geçireceğim kesin şişe yağızla eylül arasında durdu eylül soruyor yağız cevaplıyordu

Eylül : doğruluk mu cesaretlilik mi ?
Yağız : doğruluk

Eylül'ün ne soracağını çok merak ediyorum ve kesin aşk falan meselesi açacak ben bunları düşünürken eylül " sevdiğin birisi varmı varsa şu an burda mı? " yağız bu soruya karşılık ne diyeceğini düşünüyor olmalıydı ve "sevdiğim değil hoşlandığım birisi var uani ikinci soruna cevap vermek zorunda değilim " dedi ve göz kırptı

Çok zekice bir kelime oyunu yapmıştı şişeyi yağız çevirdi ve şişe utku ve benim aramda durdu utku soracak ve bende cevaplayacağım aman zaten en fazla ne sorabilir ki beni daha yeni tanıyordu eylül gibi bir soru sorar geçer diye düşündüm ve "doğruluk mu cesaret mi " diye sordu ben önce cesaret demeyi düşünsem de bi an yemedi belki korkunç şeyler yaptırır diye düşünğüm için " doğruluk dedim

Düşündüğünü belli eden bir kaç mırıltı çıkarttı ve bulmuş gibi " gökyüzü olacak olsan... gece çıkan ay veya yıldızmı yoksa gunduz açan güneş mi olurdun ?" Işte şimdi ilgimi dahada çekmeye başlayan bu oyun gittikçe tuhaflıklarla doluyordu

Ne diyeceğimi düşünmeme bile gerek yoktu ama neden böyle bir soru sormuştu nerden bilebilirdi hemde daha bir saat önce yazdığım şiiri cevap vermemi beklediğini belli eden bir ses çıkarınca bende "bulut olurdum " dedim o ise "neden bulut? " diye sordu ben tam cevap verecekken ayda "sadece tek soru sorma hakkın var " dedi uyarıcı bir tonda

Utku da birşey demedi bense şişeyi çevirdim ayda deniz yağız da durdu derken sıkılmıştık ve hiç kimse birsey demezse ben film izleyelim diyecektim ee sıkıldım ne yapayım en sonunda eylül " gelirken park gördüm azcık dışarıya mı çıksak ne " dedi bana mantıklı gelmişti bu fikir "bana uyar" dedim ve sırayla herkes kabul edince hepimiz üzerimize ince birşeyler alıp dışarıya çıktık park zaten çok uzak değildi ve parka vardığımızda hemen koşup Salıncağa bindim ve bağırmaya başladım "bu Salıncak beni gökyüzüne çıkarsa ne olurdu sankii"

Zaten bizden başka bir kaç tane çocuk olan parkta sesim hafice yankı yaptı ve arkadan salıncağı birinin hızlıca ittirmesiyle salıncağa daha da sıkı tutundum ve azımdan kaçan küçük çığlıkla arkadakinin kim olduğuna bakmaya çalıştım eğer yanlış görmediysem beni bu kadar hızlı sallayan utkuydu

" yavaş olsana biraz " diye bağırdım o ise "gökyüzüne daha çıkmadın sen biraz sakin olup su güzel gökyüzünün tadını çıkarsana " dedi ve o zaman daha demin dediğimi ciddiye aldığını anladım. Başımı hafifçe yukarıya kaldırıp gökyüzüne bakmaya başladım ve arkamdan kısık bir sesle "yıldızlar senin için yanıyor " dedi utku

B..bu ne demekti yoksa düşündüğüm gibi odama mı girmişti inanmıyorum yada dur benmi çok şüphe ediyorum belkide hiç öyle bişey olmamıştır bende kısık sesle salıncak geriye doğru giderken "bu ne demek?" Diye sordum o da "yıldızlar bu gece senin için parıldıyor yani " dedi.

Gerçekten bazen bu çocuğu anlamıyorum hem beni şurda onbeş dakikadır sallıyor yorulmadımı bu hafifçe " artık durabilir misin ?" Dedim o ise bir şey söylemek yerine salıncağı durdurmaya karar vermişti durdurunca yavaşca ayağa kalktım ayda eylül ve deniz heo beraber çardak gibi olan o yerin içine oturmuş bir şeyler konuşuyorlar arda ve yağız yanlarında değildi yanlarına doğru yürümeye başladım ve utkuda büyük bir ihtimalle arkamdan yavaş ve sakin adımlarla beni izliyordu

Eylüllerin yanına gidince utku artık arkamda değil yanımdaydı durduve "bizimkiler nerede " diye sordu eylül " çekirdek istemiştik onlarda gelirken kuruyemişci gördüklerini ve alıp geleceklerini söylediler " dedi utku anladığını belirten bir şekilde başını salladı ve arkadan ardanın sesi geldi "çekirdekler " dedi arkasından da küçük bir kahkaha attı

Eylül ve ayda aynı anda "olley bee " diye bağırdı. Denizse onların bu bağırmaya olan tutkularına karşı göz devirdi. Bende eylüllerin yanına oturdum hep beraber çekirdek çitliyor ve bir şeyler anlatıp gülüyorduk utkularda aynı şekilde birseyler konuşuyorlardı ve bir ara utku durup " artık gidelim saat çok geç oldu hem havada soğumaya başladı " dedi haklıydı ben de "tamam o zaman hadi " dedim ve hep beraber yavaş yavaş toparlanmaya başladık.

Hep beraber eve doğru yürüdük evin kapısının önüne gelince arda "biz artık gidelim sizde rahat rahat dur..." o cümlesini tamamlayamadan araya ben girdim ve "olmaz öyle şey o kadar yoruldunuz bizin için neler neler yaptınız hem zaten bir gece itiraz falan kabul etmiyorum haberiniz olsun" utku ağzı açık bana bakıyordu ve hiç biri bir şey demeden içeriye teker teker geçti

Yatakları hazırlamaya başladık salona tek kişilik dört yatak yaptık küçük kardeşimin yatağına da temiz çarşafları serdik bir kişinin yatağı kalmıştı ve onada yiğitin odasına bir tane yer yatağı yaptık. Salonda kızlar hep beraber yatacaktı salonda kalan son yatağa da yağız yatmayı kabul etmişti. Yiğitin yatağına da arda yere de utku yatacaktı tabi bende kendi odamda uyuyacağım.

Herkes yatınca bende odama doğru yol aldım ve yavaşca kapımı kapatıp yattım penceremden dışarıya bakarak uykuya dalmaya çalıştım ve sonunda uykunun o derin kollarına kendimi bıraktım...

~_~_~_~_~_~_~_~_~_~_~_~_~_~

Utkudan :

Herkesin uyuduğuna emin olmak için saat gece üçe kadar bekledim ve emin olduğum zaman yavaşca yataktan kalktım ve rüzgarın odasına doğru yavaş adımlarla gitmeye çalışıyordum bir de şu Tahtaların gıcık eden sesi olmasa hersey daha güzel olacaktı odasının kapısının önünde durdum ve biraz tereddüt etsemde kapıyı yavaşça açıp içeriye girdim.

Arkasını dönmüş olarak yatan rüzgara baktım ve pencereye de göz attım yavaşça rüzgarın yanına doğru gittim ve yavaşça bana doğru döndü ama uyuyordu melek gibi uyuyordu yatağının bir köşesine oturup saçlarını okşamaya başladım ve dudaklarım benim bile kendime itiraf edemediğim o kelimeler dökülmeye başladı

~_~_~_~_~_~_~_~_~_~

Umarım beyenirsiniz sizleri çok seviyorum yorumlarınız benim için çok ama çok değerli iyiki varsınız keyifli bir bölüm olmuştur umarım :)

2 Tane 50 Kuruş... (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now