Ateşin içinde yan benimle

25 5 2
                                    

Rüzgardan :

Bütün bunlar ne içindi diye geçirip duruyordum aklımdan oylamadan hemen mavi elbiseyi giymeye koyuldum ayakkabılarımı giydim eylül kapıyı tıklattı hazırsan hadi gelde görelim seni diye sesleniyordu

Oyalanmayı bırakıp çıktım hemen kızların hepsi aynı anda oo çekip bir de ardından ıslık çalmaya başlayınca yüzüm kızarmıştı. Hemen aynanın karşısına geçtim. Omen tonrem ama ben bu elbisenin boyuyla nasıl dışarı çıkacaktım kızlar zaman kaybetmeden saç makyaj işlerini hallettiler.

Eylül bana dönüp "işte şimdi hazırsın" dedi

İyide ben ne için hazırdım bu elbise bütün bunlar ne içindi eylül umut falan kesin biliyordur diye geçirdim içimden sonra tam ben eylüle sıra sende anlat neler oluyor bakışlarımı atarken odanın kapısını birisi tıklattı ardından " rüzgar hazırsan hadi " dedi bense nasılsa gidince her halükarda öğrenirim edasıyla odadan çıktım ben odadan çıkınca arda ıslık çalmaya başladı utancım dahada artarken eylül ardanın yanına gidip cimcik atmaya başladı ve

" kız zaten utanıyor senin yaptığın iş mi şimdi " diye çemkirdi

Arda yavru köpek bakışları atmaya başlayınca dayanamayıp " beni meraktan çatlatmaya bayılıyorsunuz onu anladım da hadi gidelim yoksa daha fazla dayanamayıp bir sürü soru sormaya falan başlayacağım "

Ki gerçekten sorarım mesela neden bu saatte dışarı gidiyoruz benim bu üstüm ne alaka ve utku.. utku nereye gitti gibi bir dünya soru dolanıyordu kafamda beni bu soruların içinden çıkaran arda oldu ve

" ee o zaman hadi piremsesi balosuna yetiştirmek benim görevim izninizle piremses gidelim " diye dalga ile karışık bir konuşma sergiledi ve bana en büyük tiyoyu verdi

Bende " ee hadi o zaman Arabacı götür beni " dedim

emreder bir ses tonuyla söylediğim bu cümleden sonra merdivenlerden inen ardayı takip ettim arabanın başına gelince kapıyı açtı bende bindim ve bana

" rüzgar yol 15 -20 dakika sürecek haberin olsun ve bu süre boyunca soru sormak hatta konuşmak bile yok" dedi sesinde ricadan çok emir var gibi gelince sadece başımı sallamakla yetindim tüm düşünceler kafamın içinde tekrar tekrar belirmeye başladı bense gidene kadar kafayı yememek için radyoda yabancı şarkı çalan bir istasyonu açtım ve dinlemeye başladım şansıma gercekten ezberledigim ve anlamını da bildiğim tek ingilizce şarkı çalıyordu ( şarkı multimedya da var)

Hafifce şarkıyı mırıldanıyordum tam kendimi şarkının ritmine kaptırdım derken arda arabayı durdurdu ve ıssız bir sokak gibi görünen ama aslında yaz tatilimi burada geçirdiğim denizin kıyısında olan bir cafenin önünde duruyorduk tam dudaklarımı aralamıştım ki arda emir verirmişcesine

" şimdi rüzgar bu cafeye giriyorsun orada seni bir şey bekliyor sonra oradan çıktığında ben burda olmayacağım eve döneceğim sana iyi eğlenceler " dedi bense cafede beni neyin beklediğini merak ederek arabadan aşağı indim

Cafeye yaklaştıkça burda geçirdiğim onca zaman aklıma geldi ah ne çok anım vardı burda habire gelirdim yaz tatilimin çoğunu burda çalışarak geçirmiştim taaki sahibi cafeyi satana kadar ben bunları düşünürken bir yandan da cafeye doğru yürüyordum cafeden içeriye girdim neredeyse bom boş olan cafede gözüm bir garson aradı ama onun yerine bir adam karşımda dikildi ve

"bizde seni bekliyorduk" dedi

Ben şaşkınca adama bakarken o bana

" gel benimle"  dedi ve itiraz etmeden peşinden gittim elim ayağıma dolanırken adam cafenin mutfağına girdi bense üzerimdeki şaşkınlıkla bir an duraksasamda yürümeye devam ettim mutfağa girdiğim de adam aeka kapı olduğunu varsaydıgım kapıya doğru ilerledi tam bende gidecekken bana " tezgahın üstündekiler sana ait" dedi ve dışarı çıktı

2 Tane 50 Kuruş... (Düzenleniyor)Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu