Acıya alışmak diye bir şey var . En acısı da bu ya !
Alışmak ... Acıya alışmak ...
Her olumsuzluğa , her çaresizliğe , her ölüme alışmak. Alışmış olmak kirlenmek demektir. İnsan hangi şartlarda yaşadıklarına gülüp geçer . Ve yahut 'ta hangi insanoğlu acı çekmek ister ki . Ben küçük bir kız çocuğuyken hep dünya'nın iyi bir yer olduğuna inanırdım .
Fakat büyüyünce böyle olmadığını fark etmem pek de uzun olmadı . Ortaokul 6.Sınıf 'ta iken arkadaşlarım tarafından dışlanan bir çocuk oldum . Annem ve babam olmadığı için beni aralarına almazlardı . Çocuklar o kadar çok acımasızdılar ki . Her şeyi yüzüme vururken ağlamamı önemsemiyorlardı . Bu yüzden ben hala dünyanın iyi bir yer olduğuna inanmak istiyorum . Kendi yalanlarıma inanmak ve mutlu olmak istiyorum.
Mucize ararsın, şaşırmak istersin ama gerçekler hiçbir zaman şaşmaz . Umut işte sonunu bile , bile inanmak istersin ...
Yavaşça yatağımda doğruldum. Pencereden gelen ışık süzmesi gözümün kamaşmasına neden oldu .Tek elimle güneşi kapatmaya çalıştım . Tek gözümü kapatarak küçük çocuklar gibi elimi makas haline getirip güneşi kesmeye çalıştım . Bir kaç saniye oyalandıktan sonra yataktan kalkmaya karar verdim .
Ayaklarımı yataktan sallandırırken soğuk zemine değen parmak uçlarımla soğuk bir titreme vücuduma yayıldı . Yavaşa odamın kapısına doğru ilerlerken gözüm duvar saatine doğru ilişti . Saat 11.30 'a yaklaşıyordu . Muhtemelen amcam şirkete gittiğini düşünerek kapıyı açtım . Özel bir şirkette muhasebeci olarak çalışan amcamın bu saatte evde duracağını düşünmekle hata ederdim sanırım .
Uyuşuk adımlarımla banyoya doğru yol aldım . Burnuma enfes kokular yayılırken yengemin akşam için hazırlık yaptığını anlamam uzun sürmedi. Banyo'nun kapısını açıp içeri girdim. Musluğu sıcak su tarafına doğru çevirip suyun akışını seyrettim . Elimi suyu doğru uzattım kaynar suyun buharı yüzüme doğru geliyordu . Elime değen kaynar su ile reflex olarak geri çekildim . Musluğu tersi yönüne doğru çevirdim. Kendime gelmek için soğuk suya ihtiyacım vardı sanırım. Avucuma soğuk su doldururken suyun keskinliği ellerimin acımasına yetmişti . Yüzüme soğuk su çarparken kendime geldiğimi hissettim . Suyu kapatıp ellerimi havluyla kurutmaya çalıştım .Kapıyı açtım ve kendimi dışarı doğru attım . Evin içi sıcaktı ama ben üşüyordum .
Odama doğru gidip üstümü değiştirmeye karar verdim . Kapıyı açtım ve içeriye doğru bakınca odamı toplamam gerektiğini düşündüm . Seri hareketlerle odamı topladım . Üstümdeki sevimli pijamalarımdan kurtulduktan sonra kot uzun tuniğimi ve siyah dar paça pantolonumu üzerime geçirdim . Topuzu yaptıktan sonra siyah başörtümü çenemin altına doğru iğneledim. İki uçunu arkaya atıp düğümledim. Omuzlarıma doğru düzeltmeye çalıştım. Bedenimi kıyafet dolabımın yanındaki boy aynasına doğru çevirdim. Sanırım hazırdım . Çelimsiz vücudumun olabileceği güzel hallerinden biriydi. Kapıya doğru yürümeye başladım . Kapının kulpunu çevirerek kapıyı açtım . Uzun koridorda yürümeye devam ettim . Mutfağa doğru kendime bir yörünge çizdim .
Mutfağa girmem ile ihtişamlı bir çiçekle karşılaştım . Meraklı gözlerle çiçeğe doğru bakışlarımı indirdim .
''Günaydınnn ''sesin geldiği yöne doğru baktığımda yengemin ocağın başında bir şeyler hazırladığını gördüm .
''Günaydın . Bunlar da nereden çıktı yoksa amcam sana mı gönderdi ''çiçeği işaret ederek göz alıcı çiçeklere bakmayı sürdürdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESRAR- I AŞK
General Fiction" Meyra sana emanet Semih . Sevdiğim kadın sana emanet. " okuduğum cümleyi anlamaya çalışıyordum. Kapı aniden açıldı. Semih mavilikleriyle buluştu gözlerim. Elindeki portakalları yere düşürdü . Düşen portakallardan biri bana doğru yuvarlandı. Gözl...