" Meyra sana emanet Semih . Sevdiğim kadın sana emanet. " okuduğum cümleyi anlamaya çalışıyordum. Kapı aniden açıldı. Semih mavilikleriyle buluştu gözlerim. Elindeki portakalları yere düşürdü . Düşen portakallardan biri bana doğru yuvarlandı. Gözleri sonra elimdeki kara kaplı defterle buluştu . Dudaklardan çıkan sözler bundan sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının göstergesiydi. " Onu sende yaşatmak zorundaydım. " Küçük bir kader oyunu iki insanı birbirine bağlayan kuvvetli bir halat oluştururken aslında doğuracağı felaketlerden habersizdi...