(No.19) Dave the intern

4.2K 341 395
                                    

"...Anlıyor musun? Tam moda girmiştim ve o dedi ki 'Babacık, tatlı kızını sertçe becerek." İkisinin kahkahası Louis'nin kasvetli salonunda yankılandı.

"Tamam, ona babacık diye seslenmenin hoşuma gitmediğini söyleyemem ama aletimi kavrarken bana öyle hitap etmesi..."

Louis gözlerinden gelen yaşı silerken parmakları hemen sonra gülerken kasıldığından dolayı ağrıyan yanaklarına kapanmıştı.

"Kendimi o otel odasından nasıl attığımı hatırlamıyorum bile."

Louis, gülme krizini kontrol altına almak için birkaç derin nefes aldı. "Dostum, tecavüze uğramadan oradan kurtulduğun için çok şanslısın."

Harry, baş sallamayla onu onayladıktan sonra devam etti. "O hafta beni her gün aradı. Ben ise resmen karşılaşmamak için tanıştığımız barın önünden bile geçmiyordum. Telefonlardan sıkıldığımda ona bir karım ve iki çocuğum olduğu yalanını söyledim."

Louis, karşısındaki bu adamın karısı ve çocuğu olma ihtimalini düşündüğünde bir başka gülme krizi içerisine girmişti. Şaka bir yana düz olsaydı güzelliğine ihanet ediyor olurdu.

Harry'yi ikinci -aslında bu ilk sayılırdı. Çünkü bilirsiniz o gün sadece arka profilini görmüştü.- kez görmesi kapısının önünde gerçekleşmişti. Kapısı hızla çalınırken Louis mutfağındaki sandalyede pinekliyordu. Gece uyuyamamıştı ve sabahın sekizinde kendisine hazırladığı çayla beraber mutfak masasında günlük haberleri okuyordu.

Onun uyku düzeni orta okuldan beri böyleydi. Bazen üç gün uyumadığı oluyor ve o zamanların arkasından 18 saat uyuduğu günler takip ediyordu. Tembelliğe düşkündü. Bıraksalar bir yılını sadece yatağında hiçbir şey yapmayarak geçirirdi.

Fakat konu uyku olduğunda, işte o kısım tam bir vakit kaybıydı. Louis saçma ve kontrol dışı rüyalardan, gözleri kapalı ve vücudu çalışmıyor halde uzanmaktan nefret ederdi.
Louis, uykusuzluğuna çözüm ararken bir makalede okumuştu ki; beyin biz uyku halindeyken uyandığımızda sergileyeceğimiz davranışlara karar veriyordu. Louis, her uyandığında beyni ona umutsuzca hayatına son vermesini söylüyordu.
Louis'nin beyninin her gün için karar verdiği şey buydu. Onu depresyona biraz daha sürüklemek ve ona kendisini öldürmesi için ikna etmeye çalışmak.

"Kahve için teşekkürler, şimdi gidip güzellik uykusuna yatıp akşam çıkacağım randevuma hazırlanmalıyım."

Harry'nin gerinirken söylediği son kelimeler Louis'nin yüzünün düşmesine sebep olmuştu. Fakat sonra yersiz üzüntüsünden dolayı kendisine kızdı. Ne bekliyordu ki?

O, tek kelimeyle güzeldi. Yok, hayır. O, tek kelimeyle muhteşemdi. Tabii ki de alınmış olacaktı. Yine de "Randevun mu var?" diye sormaktan kendisini alamadı.

"Evet." Louis, onun ayaklandığını gördüğünde uğurlamak için kalkmak üzereydi ki Harry geri oturdu. "Ismi Dave. David gibi Dave değil, sadece Dave. Gittiğim psikiyatri servisinde asistanlık yapıyor ve Tanrım Lou, bacak kasları dar pantolondan bile belli oluyor."

Louis,kaşlarını kaldırarak karşısındaki adamın flörtünü yüceltmesini dinledi. "Yani bilirsin ya, çok bacak kası düşkünü değilim ama futbolla uğraşıyormuş ki bu onu seksi yapıyor ya zaten."

Louis de lise dönemi boyunca futbolla uğraşmıştı. Hatta bu konuda yeteneği onun takımını tuttuğu spor kulübü seçmelerine kadar götürmüştü. Fakat Louis'nin bitmek bilmeyen depresyonu ve kulübün önünden geçtiği an başlayan anksiyetesi sayesinde şu an yedek kulübesinde değil tek gözlü apartmanındaki koltuğunda oturuyordu. Eh, kimin ne olacağı belli olmuyordu işte.

"Kulağa oldukça etkileyici geliyor."


Harry, Louis'nin donuklaşan suratını görmedi bile. "Güzellik uykusunu boşver, ben koşuya çıkıyorum. Bacak kaslarımı bu akşam için kuvvetlendirmeliyim. Bayağı ihtiyacım olacak."

Harry, göz kırparak ayaklandığında ona rahatsız olmamasını söyleyip evden çıktı.

Louis'nin on dakika önce tatlı ses tonunun ve kahkahaların yankılandığı evinden eser kalmamıştı. Evine kahve için gelen yabancıdan geriye kalan tek şey silikleşmeye başlamış tatlı parfüm kokusu ve odasının bohem havasını bastırmış güzel enerjiydi.
Louis, bundan nefret etti.

Hızla ayaklandı ve açık güneşliği hızla çekti. Harry, ilk buraya 'Hadi bize kahve yap.' diyerek girdiğinde perdeyi ve camları açmıştı.

Louis, hayatına bu şekilde müdahale ettiği için tekrar ondan nefret etti.
Bitmiş sigara paketinin yerine stoğundan yenisini aldı ve yan daireden gelen müzik sesini görmezden gelerek içeriye geçip televizyonunu açtı.

İzlediği saçma program onu en fazla iki saat idare edebilmişti.

Louis, tezgahında birikmiş bulaşıkları yıkadı, bu süre içerisinde odada duyulan tek ses yeni başlamış dizinin sesiydi. İlk defa evinin içerisinde kendisine yetemedi. İki ve buçuk yıldır yaşadığı bu evin içerisinde ilk defa başka bir şey aradı. Kahverengi sade koltuklar gözüne rahatsız edici göründü ve renklerini değiştirme düşüncesiyle kenardaki parasını kontrol etti.

Sonra boş vermişlikle yatağına uzandı. Bunlar geçiciydi. Yan dairesine taşınan çocuğun hissettirdiği bütün güzel hisler veya Louis'nin atmasını sağladığı bütün kahkahalar gibi kendisi de geçiciydi.

Louis, bazen böyle insanlarla tanışmaktan hoşlanıyordu. Bu yüzden telefonuna günlük indirdiği tanışma sitelerinde vakit harcıyordu. Günün sonunda uygulama silinirken kendi yalnız yaşamına kıyasla kalabalık içinde daha iğrenç hayatlara sahip insanların olduğunu görmek kendi başarısız hayatıyla gurur duymasını sağlıyordu.

Ne ara uyuyakaldığını hatırlamadı. Fakat ne zaman ve neden uyandığını gayet iyi biliyordu.

Bir keresinde izlediği porno o kadar sıkıcıydı ki yarısında uyuyakalmıştı ve sitenin video atlama sistemi sürekli yeni pornoya geçip uykusunu inleme seanslarıyla geçirmesine sebep olmuştu. Onu uyandırmaya gelen küçük kardeşi dehşete düşmüş bir şekilde Louis'nin göğsünde duran telefona bakıyordu ve evet, porno izlerken annenize yakalanmaktan daha utanç verici bir şey varsa o da en küçük kardeşinize yakalanmaktı.

Louis, telefonunda açık kalan bir pornoyla uyanmamıştı. Zaten o sitenin kapanmasının üzerinden yıllar geçmişti. Louis, resmen yan dairesinde çekilen bir pornoyla uyanmıştı.

Bu sefer ondan nefret bile edemedi. Tek yaptığı şey aktif seks hayatına sahip olduğu için ona imrenmek oldu.

Neyse ki bu da geçiciydi, Harry'nin onda uyandırdığı tüm hisler gibi.

Somebody Else l.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin