"O bazıları ben ve benim gibiler mi oluyor ?" Kur mu yapıyordu ? Bunu düşünmeyi bir kenara bıraktım. Korktuğumun başıma gelmesi şöyle dursun bu fikrin ihtimali bile şimdi buracıkta öğürmeme neden olabilirdi. Ona doğrudan cevap vermek yerine omuz silktim.

"Kuş tüyü, üzerinde kuşlar olan. Ne dersin ?"

"Ne ?" Gülümseyerek bana baktı.

"Dövmeyi diyorum. Sırtına. Omurgan boyunca uzanan ve boynunda güzel üç tane kuş olan." Yeniden omuz silktiğimde aslında güzel olabileceğini düşündüm. Gözümün önüne binlerce resim dolmak yerine tek bir görüntü dolduğunda bu fikre sıcak baktım.

"Kesinlikle bu tip bir şey olacak. Ben bizim dövmeciyi arayacağım. Sende kendini hazırla. Bu gece sırtında güzel bir dövme olacak." Annesine istediğini yaptıran yaramaz çocuklar gibi büyük bir heyecanla yerinden kalkıp  bacağını koltuğa sürüyerek ileriye yürüdü. Sonra bir şey unutmuş gibi geri döndü ve bana doğru konuştu.

"Ve boynunda."

*

Haldun'un ciddi olduğunu biliyordum, bu dövme fikrine bende birden çok uzak durmaktan vazgeçmiştim ama şimdi hissettiğim şey yanlış yaptığımla ilgili beni uyarıyordu.

Sonucunun kötü olacağından değilde kara bulutların ne tepki vereceğinden emin olmayışımdı belki de bu duygunun sebebi.

Uluç beni umursamıyordu ama yinede birçok konuda kendini benim üzerimde hak sahibi gösteriyordu. Ve buna alışan yanım onun bu işe ılımlı yaklaşacağını düşünmüyordu. Bir yanım ise bu fikrin gerçek olmasını umut ediyor ve büyük bir zevk duyuyordu. Ve o yanım benim özgürlüğe aşık kör olasıca belalı yanımdı. Zaten tüm bu işin içine beni sürükleyende yine o yanım değil miydi ?

"Hazırsan buraya gel Anka." Hizmetli kadın benimle birlikte kafasını ses gelen tarafa çevirdi. Haldun incelik gösterip birden odaya dalmak yerine onca merdivenleri tırmanıp ayağıma kadar gelmiş ve kapıyı birden açmak yerine kibarca seslenmişti. Buraya gel Anka'da tabii ki rica içeren bir kelime yoktu ama kullandığı ses tonu başlı başına yumuşacıktı.

Hizmetli kadın hızlıca ilerleyip kapıyı açtığında ben çoktan hazırdım. Biraz tuhaf bir halim vardı. Bir hasta önlüğü giymiştim ve hizmetli kadın benim için arkasını kesmişti. Bir elbise gibi sırtımda dekolte vardı ve eşofman altım hala bacaklarımda sarılı bir şekilde duruyordu. Haldun ile göz göze geldiğimizde bana gülümsedi ve hiç beklemeden konuştu.

"Hadi, senin için bütün hazırlıkları yaptırdım. Biraz canın yanacak ama ona da çare buluruz." Beni beklemeden arkasını dönüp gitti. Hizmetli kadın kapının eşiğinde durmuş beni izliyordu, sanırım beni bekliyordu. Ondan duyduğum rahatsızlığı gizlemeye gerek duymadan ilerledim ve temkinli davranarak yanından geçip bende odadan çıktım.

Hâlâ boynuma şırınga geçirecek korkusu yaşamam ona arkamı dönmememi söylüyordu ama bunu önemsemedim. Haldun'a taparcasına hizmet ettiklerine göre bana bir şey yapamazlardı. Tabii Haldun emir vermediği sürece.

Salona girdiğimde karşılaştığım hazırlık beni şok etti. Benim için bir sedye kurulmuştu ve sedyenin başında bana sırtı dönük bir adam oturuyordu. Saçları uzundu ve ensesinde toplamıştı. Bir ara erkek olduğundan şüphe duyacak olduysamda geniş ve kaslı omzu onun bir kadın olamayacağını güpegündüz ortaya seriyordu. Haldun gözlerinde o yaşına ters düşen ışıltıyla bana döndü ve sağ elini kaldırarak beni çağırdı.

Ona doğru ilerlemeye başladığımda dövmeci de bana dönmüştü ve tahminimde doğru çıkmıştı. Bu bir erkekti. Kumral bir teni vardı ve gözleri tuhaf bir renkteydi. Ne kahverengi ne de elaydı ama ikisini de andırıyordu. Ondan bakışlarımı çekmek için hareketlendiğimde bana sırtıttı ve zaten göz önünde olan kaslarını kollarını birbirine dolayarak gözler önüne serdi.

"Beni kırmadığın için teşekkür ederim Anka. Madem beni kırmadın dövmeyide senin seçmeni istiyorum." Adam geriye dönüp oldukça geniş olan bir defteri benim için kurulmuş sedyenin üzerine bıraktı. Gözlerim beyaz kaplı defterin üzerinde oyalandı.

"Bir kuş tüyü dövmesi yaptırmak istediğini sanıyordum." Bana anlayışla gülümsedi ve elini sırtıma koyarak beni öne itti.

"Hâlâ yaptırmak istiyorum, orada hemfikiriz. Ben yalnızca çorbada seninde tuzun olsun istiyorum," Benim hareket etmeyeceğimi anlamış olacak ki Haldun öne eğildi ve defteri benim için açtı.

"Burada binbir çeşit kuş tüyü var, sen yalnızca bunlardan birini seçeceksin." Kendimi bir aptal gibi hissetmemek için ve bu işin bir an önce bitmesini belli etmemeye çalışarak öne eğilip parmaklarımı defterin sayfaları arasında gezdirmeye başladım. Haldun sanki biraz önce bana seçim hakkını kendisi tanımamış gibi araya girdiğinde bir an ne yapacağıma karar veremedim ve karşımda duran iki adama bakakaldım. Haldun defteri benim önümden alıp en son sayfasına doğru hızlıca gitti ve hayatımda gördüğüm en güzel dövmeyi önüme açtı.

Dövme incecik, tıpkı bir güvercin kanadından kopmuş gibiydi ve bazı yerlerinde tüyleri seyrekken, bazı yerlerinde sanki koptuğu yerden kan boşalmışcasına simsiyahtı. Dövmenin sivri ve tüysüz olan yanı belimden aşağı bakacaktı ve tüylü uzun olan yanı ise boynuma tırmanacaktı. Ve dövmenin boynuma uzanan kısmında havaya saçılan üç tane kuş vardı, ne olduğundan tam olarak emin olamasamda boyutları küçük kuşlardandı. Ben hayranlıkla dövmeye bakmayı sürdürürken Haldun konuştu.

"Senin son sayfaya gelmeni bekleyemedim. Ben bunu çok beğendim, eğer sende beğendiysen vakit kaybetmeyelim." Dövmeden gözlerimi çekmeden onaylarcasına kafamı aşağı yukarı salladım. Haldun abartılı bir sevinçle ellerini birbirine vurduğunda korkuyla irkildim. İkiside bana gülerken başımı kaldırıp dövmeci adama baktım.

"Uyuşturucu yapmamı ister misiniz? Dövme biraz uzun sürebilir." Beden benim değilmiş gibi, başka bir adamın iznine ihtiyaç duyuyordum çünkü dövmeci adam bu soruyu sorarken bana değil doğrudan Haldun'a bakmıştı.

Haldun arkama geçip kalın parmaklarını omuzlarıma bastırdı ve sesinde hiçbir şüphe olmadan adamın sorusunu yanıtladı.

"Kesinlikle hayır. Her anını hissetmesini istiyorum." Kafasını saçlarıma gömmüştü resmen, onu iteklemek istedim ama sabit durmaya vücudum daha elverişliydi. Dövmeci adam arkamda duran Haldun'a gülümseyerek konuştu.

"Öyleyse onu yatırında başlayalım." Haldun sanki kaçacakmışım gibi kolumu parmakları ile sardı. Ona ne oluyor dercesine baktığımda yüzünde masum olmayan bir sırıtış yakalamıştım. Bu ifade beni tedirgin ederken duracak gibi oldum ama Haldun beni ileriye iteklemeden vazgeçmediği için durmadan devam etmek zorunda kalmıştım.

Başta paylaştığım kesitler vardı ya hani, onların hepsini gelecek bölümde okuyacaksınız.  ♥


Herkese iyi geceler diliyorum öncelikle. Umarım  güzel  bir gün geçirmişsinizdir. Görmeyen kaldı mı bilmiyorum ama 200 bin olmuşuz. Gördüğümde bir şok geçirmedim desem yalan olur, cidden hızlı büyüyoruz. Hepinize bunun için teşekkür ediyorum.

Bölüm kısa bunu biliyorum ama inanın bir haftadır yazma moduna bir türlü  giremiyorum ki birde okul bunun üzerine tuz biber oluyor. Neyseki bu hafta tüm  performans vb şeyler bitiyor, sonra sizinim :D 

Ve şey diğer bölüm Uluç  girecek, Uluç'u özlediğinizi biliyorum ;).

Benimle tahminlerinizi paylaşın, aklınıza ne geliyor bilmek istiyorum.

SAHİPSİZजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें