18.Sonun Başlangıcı...

Começar do início
                                    

"Şimdi sakin ol fıstık, elimi çekiyorum ve sen bağırmıyorsun tamam mı?" Leyla başını onaylarcasına salladı. Zaten öyle bir şey yapıp herkesi başına toplamaya niyeti yoktu...

"Levent sen!?" Diyebildi sadece Leyla. Her şey o kadar hızlı olmuştu ki neye uğradığına şaşırmıştı. Karşısındaki ukala ukala gülen adam, hayatının en karanlık en acı dolu günlerinin adamıydı. Şimdi böylesine mutlu ve huzurluyken ne işi vardı burada. Aaaa doğru ya Leyla'ya iki gün mutluluktan fazlası haramdı. Bu adamın karşısında güçsüz görünmeyi hiç istemezdi ama şimdi oturup içi dışına çıkana kadar ağlayıp bağırmak istiyordu. Yapmadı tabi çünkü bu ona ödül olurdu...

"Ne! ne istiyorsun benden, niye çıktın karşıma" Levent iyice Leyla'ya yaklaşıp...

"Aslında bir isteğim var ama inan, o nefesin yüzüme vururken unuttum her şeyi, seni şuracıkta ayakta götürmek..." Deyip Leyla'yı iyice vücuduyla duvar arasına sıkıştırıp gözlerinin içine bakarak devam etti...

"... Çok güzel olurdu.. ama fazla vaktimiz yok maalesef" Dedikten sonra birden bıraktı ve geri çekildi. Levent'in söyledikleri resmen midesini bulandırmıştı Leylanın...

"Oysa sen benim midemi bulandırıyorsun Levent. Şimdi bırak beni gideyim"

"Bunca zaman sonra buluşmuşuz, hemen gidecek misin yani, beni hiç özlemedin mi"

"Senin neyini özleyeyim be! PİSLİK!!" Leylanın sinirleri iyice bozulmuştu, ama buradan bir an önce kurtulmak için Levent'in damarına basmak istemedi...

"Bak Levent Ömer beni dışarıda bekliyor, eğer biraz daha burada kalırsam beni aramaya gelecektir ve bu senin açından hiç iyi olmaz"

"E gelsin bizde şimdi ve öncesi neler yaptığımızı anlatırız. benim için hava hoş sen düşün Ahu gözlüm" Dedi Ahu ismine baskı yaparak. Leyla sinirden çatlayacak duruma gelmişti...

"Levent yeter artık ne istiyorsun benden ne!"

"Aslında çok basit yarın bir ihale var ve ben rakamları bilmek istiyorum. Gerçi bu sefer teklifimle kazanma oranım çok yüksek ama ben yine de emin olmak istiyorum" Leyla dalga geçer gibi gülümsedikten sonra...

"İyi de benden niye istiyorsun ben nereden bilebilirim, Ömer'in sekreteri miyim ben"

"Yok sekreteri değil kapatmasısın onu biliyorum. Bak şimdi fıstık Ömer dosyalarını hep evrak çantasında taşır, sende gece veya sabah artık ne zaman yapabilirsen cep telefonunla belgelerin resmini çekip bana yollayacaksın tamam mı"

"Pardon ama niye yapayım ki böyle bir şeyi"

"Ömer'in beni hiç öğrenmemesi karşılığında"

"Bi bak bakayım Levent alnımda enayi yazıyor mu?" Deyip yüzünü iyice Levent'e yaklaştırıp devam etti...

"Ben seni tanımıyor muyum, istediğini yapsam sen ihaleyi kazandıktan sonra yine anlatırsın her şeyi. Ömer'den nefret ettiğini biliyorum bu zevkten mahrum bırakır mısın hiç kendini" Bırakmazdı tabii, ama bunu belli etmeye niyeti yoktu, çünkü Leyla'yı ikna etmesi gerekiyordu...

"Bak Leyla bu ihale şirketimin geleceği için çok önemli ve sen bana bu iyiliği yaparsan kesinlikle Ömer'e hiç bir şey anlatmayacağım. Biliyorum sana çok acı çektirdim ama madem bu hayattan kurtuldun, bende sana bir iyilik yapıp ağzımı kapalı tutacağım.

"İyilik öylemi, sen ve iyilik, güldürme beni Levent. Senin gibi bir pislik için Ömer'e ihanet etmem ben"

"İyi sen bilirsin gel o zaman birlikte gidelim yanına, bakalım anlattıklarımdan sonra senin yüzüne bakacak mı bir daha... Hadi yürü" Deyip Leyla'nın kolundan tutup çekiştirirken ikiside duydukları sesle kalakaldılar. Ömer Leyla uzun süre gelmeyince meraklanmış ve bakmaya gelmişti. Bunu fırsat bilen Levent...

Aşk'ı kıyametOnde histórias criam vida. Descubra agora