lonely fish

3

Gözlerimin içine bakarak bağırıyor. Jongdae'yi ilk defa böyle görüyorum. Herkes tiyatro gösterisine gitmişken koridorda onu çekiyor ve neden böyle olduğunu soruyorum sadece. Aldığım tepki beni şaşırtıyor.
Jongdae Chanyeol'u istemiyor.

"Neden anasıfında okumak yerine liseye gelmiş ki?" diyor ve daha birçok şey.

Ne demem gerektiğini düşünüyorum boş boş krem rengi duvarı seyrederken. Gözlerinin içine bakamıyorum artık çünkü. Bakmak istemiyorum.

"Yanımızdayken neredeyse hiç konuşmuyor bile. Konuştuğundaysa deli gibi gülmeye başlıyorsunuz ama o yine de bir şey demiyor."
Sesim fısıltı şeklinde çıkıyor.

Jongdae üzerindeki mavi sörf tahtası baskılı gri tişörtünü çekiştiriyor. Kol saati pahalı. Saçları darmadağın. İşaret parmağını göğsüme doğrultuyor.

"Sorun da bu zaten," diyor.
"Bizimle takılmaması için elimizden geleni yapıyoruz ama o hala bir moron gibi peşimizde dolanıp duruyor!"

Gözlerim doluyor. Jongdae ve Sehun'un onu anlayışla karşılayabileceğini düşünüyordum.
Yanıldığımı görmek canımı yakıyor.

Sonra bir çift gözün bizi izlediğini görüyorum. Chanyeol'un büyük acı kahverengi gözleri. Biraz uzaktaki köşe başında duruyor ve ben ona baktığım an koşarak kayboluyor. Gün boyunca onu her ne kadar aradıysam da bulamıyorum.