24-İstemiyorum ama...

2.1K 214 15
                                    

Lacertilia birinin kendisine seslendiğini duyunca babası olduğunu anladı çünkü burada sadece babası ve arkadaşı Enola konuşurdu arada bir undeadler garip ses ve homurtular çıkarıp birbirleriyle konuşsa da Lia daha bu dili çözememişti. Enola yanında olduğuna göre konuşan kişi sadece babası olabilirdi ve babası önemli birşey olmadıkça o oyun oynarken çağırmazdı. Geçen seferki gibi tünel kazarken yolunu kaybetmiş devasa bir yılan beklerken hiçbirşey göremeyince tedirgin oldu.

"E-efendim baba"

Tedirgin olduğu için kekeledi ama Matsu buna gülümseyince utanmadı

"Çok şirinsin Lia. Şimdi sana söylemem gereken önemli şeyler var ama önce sana bir soru sorucam benim kim olduğumu biliyormusun?"

Lia anlamamış şekilde baktı ve şöyle dedi

"Sen benim babamsın başka kim olabilirsin ki ?"

"Doğru ben senin babanım ama aynı zamanda Undead Crown isimli bir canavarım ve bir meleğim"

Lia babasının melek olduğundan şüphelensede ve bir undead olduğnu bilse de bunu beklemiyordu o dünyanın tepesinde duran ve tanrılardan sonra gelen iki şeyin birleşmesinin imkansız olduğunu okuduğu kitaplardan biliyordu okumayı doğduktan tam üç ay sonra sökmüş ve saniyede yüz yirmi kelime okuyacak okuma hızına sahipti nasıl bu dünyayı anlatan kitapları bilmezdi. Babasının kimliğini öğrenince ilk aklına gelen soruyu sordu

"Ama baba bu imkansız bir şey değil mi ? Undead Crown şeytan özünden oluşmuş bir varlıkken melekler ilahi güçle oluşmuş varlıklardır nasıl birleşebilirler ? "

Matsu biraz bu soruyla biraz hüzünlendi bu dünyaya gelmeden önceki anılarını hatırladı o olayı ailesiyle yaşadığı tartışmayı bu dünyaya gelişini elde ettiği yeteneği ve ona çoğundan güçlü olduğu halde çöp gibi davranan yoldaşlarını yinede kendini çabucak topladı Lia önünde böyle davranamazdı kızının sorusuna cevap verdi

"Aslında Lia evet imkansız ama ben imkansız olan şeyleri gerçekleştirme yeteneğine sahibim bu olay biraz rastgele olsada şuan bu durumda olmamanın tek sebebi eğer yeteneğim olmasaydı ölmüştüm veya hala kılıç sallayıp duruyor olurdum ama en önemlisi baban olamazdım"

Bu duyduklarından sonra Lia bir süre durdu babası niye ona bunları şimdi anlatıyordu sebebi neydi merak içinde babasına sordu

"Peki baba bunları bana niye anlatıyorsun? "

"Çünkü Lia şu an temel atman gereken zaman geldi . Senin vücudun çok özel ve güçlü olman kesin ama eğer iyi bir temel atmazsan en fazla benim kadar güçlü olabilirsin. Eğer güçlü bir temelin olursa bir tanrı gücüne erişebilir hatta onlardan daha güçlü olabilirsin"

Matsu derin bir nefes aldı bu söyleyecekleri ona çok zor geliyordu boğazına oturan yumruyu görmezden geldi ve kızının göz hizasına gelmek için bir dizinin üstüne çömeldi acı gerçeği söyledi

"Gerçek şu ki Lia sen benim öz kızım değilsin seni yedi ay önce bir savaş alanında buldum ve vücudunun  içindeki potansiyel için sana soyumu verdim yinede sen bana çok daha güzel bir şey verdin hayatımın en mutlu anlarını seninle beraber geçirdim..."

Matsu Liaya sarıldıktan sonra devam etti

"...öz kızım olmasanda seni her şeyden çok seviyorum şuan bazı şeyleri yapmak zorundayım ve senin temelin için sana yardımcı olamayacağım bunlar için beni affedermisin"

Lia babasından ayrıldı ve ona bir tokat attı

※( ಠ ͜ʖ ಠ)

"Aptal baba affedecek ne var bunları zaten biliyorum"

"N-ne biliyormusun nasıl ?"

"Geçenler de İkez ablayı bir ilizyon olarak bana gösterdiğinde sen fark etmeden hepsini anlattı ilk başlarda çok üzülsemde sonra bir şey fark ettim öz kızın olmamama rağmen beni bu kadar çok seviyorsan öz kızın olsaydım beni sevginle öldürebilirdin sonra bir undead yapıp tekrar öldürürdün ama yinede bana bunları sen anlatınca mutlu oldum ve hiç bir şey değişmedi sen hala benim babamsın değil mi ?"

"Liaaaa"

Ve Matsu uzun bir süre ağladı arada Lacertilia onu tesselli etti ve babasının ağlaması kesilince şöyle dedi

"Peki baba bana söylemek istediğin başka bir şey varmı"

"Evet *burnunu çeker* Lia bir okula gitmek istermisin temelinin çoğunu burda sana fark ettirmeden hazırladım ama bunun işlenmesi gerekiyor. İstemiyorum ama bir süre buluşamayacağız ve bu sürede okulda hem enerjini işlersin hem arkadaş edinirsin hemde gerçek hayatı tecrübe edersin bunu istiyormusun?"

Lia'nın gözleri parladı o hep dışarıyı merak etmişti ve babasının onun için yaptığı şeyleri hemen güçlenerek ödemek istiyordu cevap verdi

" Evet istiyorum"

Matsu küçük kızın cevabını duyunca sevindi

"Hadi şimdi gidip eşyalarını hazırla yarın Noseb'e doğru yola çıkacaksın"

Lacertilia odadan yıldırım hızıyla çıktı ve eşyalarını hazırlamak için odasına gitti.

Matsu Lacertilia odadan çıkınca gidip tahtına oturudu ve kırmızı bir küre çıkardı bu küre undead kralının onu test ettiği kürenin ta kendisiydi

"Demek benden öncekilerin bana bıraktıkları günahlar sensin ha"

Küre kadim bir sesle cevap verdi

"Evet sen ve senden öncekilerin hepsi benim testimden geçti yeterince güçlendiğinde benim içimdeki tüm enerjiyi emebileceksin o zaman undead king olabilirsin ama şimdilik en fazla yedi ölümcül günah olarak bilinen undeadlerden birini çağırabilirsin"

"Desene intikamım için bir koz daha elde ettim"

Matsu ayağa kalktı ve tahtın arkasındaki bir balkona açılan kapıya girdi aşağı baktığında yerde kıpraşan yüz binlerce ceset savaşçı vardı

"Beş ay sonra intikamımı almaya başlayacağım ve bu çok eğlenceli olucak"

Derken sadist gülümsemesi olan dudaklarını yaladı

Yn: evey bu arc ta bitti çok kısa oldu demi neyse bunu telafi etmek için sizi iki hafta yerine sadece bir hafta bekleticem haftaya kaldığımız yerden devam Matsu intikam için undead ordusunu toplarken biz Lacertilia ile okulda olacağız formalarınızı ve kurşun geçirmez yeleklerinizi giyin çünkü "Yeni Noseb Okulu" çok değişik bir okul olucak

Undead CrownHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin