5-ilk maceramız ve loli prenses

3.9K 356 13
                                    

Matsu des. Sabah handa uyanınca yanımda yatan Lilith'i görünce gülümsüyorum. Herhalde dün gece çok yoruldu onu uyandırmamak için yavaşça yataktan çıkıyorum. Gün daha yeni doğmuş dün Lilith ile konuştuğumuz zaman onun hiç dövüş tecrübesi olmadığını söylemişti bu yüzden ona bir dövüş tekniği yapmaya karar verdim . İlk olarak kitapcıdan boş bor kitap alıyorum bu 25 gümüş tutuyor bu bayağı pahalı ama bu dünyada kağıt az üretildiği için normal. Katip unvanı ve becerilerim sayesinde bir çift hançer tekniği yazıyorum hımm tekniğe ne isim versem acaba
[...]

[...]

[...]

"Buldum bu tekniğe [Bulut kesen hançer] diyelim"
[Yetenek kitabı oluşturmak istiyormusunuz bu işlem 1000 mana harcar
Evet/Hayır]
Cüş ama yapacak bir şey yok bu cidden canımı yakacak eveti seçiyorum ve
[Yetenek kitabı oluşturuldu]
Düşündüğüm kadar acıtmadı tuaf.5000 dayanıklılık yüzünden mi ? Neyse şuanda önemli değil odama geri döndüğümde Lilith yeni uyanmıştı beni görünce panikledi
"Özür dilerim efendim bir köle efendisinden sonra uyanmamalıdır lütfen beni affedin"
Normalde sorun değil derdim ama yetenek kitabı yüzünden birazdan korucak o yüzden
"Tek bir şartla korkma [parti daveti Lilith Zertengurd]"
Aniden Lilith'in önünde bir bildirim penceresi açılıyor ve Lilith çığlık atıp havaya sıçrıyor
"E-e-efendim bu bu bu da ne böyle"
Haaaa nefes veriyorum bu çok zahmetli olucak ama Lilithe güveniyorum en kötü ihtimal onu öldürüp bir undead olarak yanımda tutarım böylece ona hikayemi anlatmaya karar verdim.
"Yani efendim undead kralı mı?!"
"Sayılır ama tam değil korkmadın mı?"
Kafasını sallar
"Hayır efendim iyi biri beni kurtardı ve dün ben hazır olmama rağmen hiçbir şey yapmadı"
"Anladığında göre parti davetini kabul edip benimle birlikte bu macerayı yaşıyacak mısın? "
"Tabiki"
"Güzel ozaman yetenekler kasmaya başlayalım"
(3 saat sonra)
"Tamam buda bitti sayılır"
"Efendim acıyor"
"Dayan bu sonuncu"
Ve böylece Lilith 3 yetenek öğrendi bunlar çift hançer tekniği [Bulut kesen hançer]
Görünmezlikle aynı sayılacak [varlık silme ] ve bendeki den daha iyi olan [kılık değiştirme]
Ve bunların sayesinde Lilith artık tam bir suikastçı . Saat öğlene doğru ilerlerken maceracı locasına gidiyoruz. İçki kokusu ve kahkaha sesleri dışarıdan bile duyuluyor. Biz içeri girdiğimizde tüm sesler kesiliyor ve tüm gözler bize odaklanıyor yarısı bana kalan yarısı ise Lilith'in göğüs ve kalçasına . Lilithe bakanlara sert bir bakış gönderiyorum biri hariç hepsi bakışlarını çeviriyor. Bakışlarını çevirmeyen yaşlı ve pis sakallı savaşçı Lilithe yaklaşıp
"Merhaba küçük kız kardeş senin gibi biri bu kötü adamla niye geziyor yoksa seni tehtit mi etti ?"
Kötü adam mı? Wut dedin gülüm kötü ne yaptım ki
"Lütfen efendim hakkında böyle konuşmayın"
Yürü be Lilith kim tutar seni derken adam şaşkın kızgın bakışıyla
"Seni pislik böyle genç ve güzel bir kızı kölen olması için tehdit mi ettin? Bu amca şimdi sana insanları tehdit etmeyi göstericek üstelik geçen küçük kardeşimin ağır yaralanmasına sebep olmuştun seni kesin öldüreceğim" dedi ve eli kılıcına gitti. Mevzu şimdi anlaşıldı bi dünki hıyarın abisi. Tabi tam kılıcını kavrayacakken kılıcı çaldım ve
"Bu kürdanla bana günümü mü göstereceksin güldürme beni "
Diyerek kılıcın toz haline getirdim . Adan korkudan kıçının üstüne düştü ve burdan altına yaptığını görebiliyordum bir adım attım ve
"Hİİİİ ŞEYTAN YAKLAŞMA YAKLASMAAAAAAA"
kahkahamı tutmanın bu kadar zor olucağını düşünmemiştim. Güçsüz eziği rahat bırakıp resepsiyonist bayana doğru gittim bu sefer daha sakindi ve gülümsüyordu
"Hoş geldiniz Matsu-sama dün erken ayrıldınız bu yüzden rütbenizi belirleyemedik rütbe sınavına girmek istermisiniz ? "
"Evet lütfen"
"Beni takip edin"
Resepsiyonist hanımı takip ederek loncanın arkasındaki bir odada ortada yeşil bir kaya olan bir odaya geldik yaşlı bir adamda orda bizi bekliyordu
"Matsu-sama bu lonca üstadımız rütbenizi o belirleyecek şimdi bu kayaya istediğniz şekilde saldırın kayaya verdiniz hasar puanlama yapılmasını sağlıcak"
"Tamam"
Yumruğumu alev topuyla kapılıyorum ve kayaya tüm gücümle vuruyorum kayada mükemmel bir delik açılıyor
Lonca üstadı poker face ile
"A rütbe düzeyinde bir saldırı"
Fizuuv diye bir ses duyuluyor ve lonca kartım elmas bir kaplama ile köşesinde A yazacak şekilde değişiyor lobiye döndüğümüzde tüm undead görevlerini topluyorum ve undead bölgesine gidiyorum tüm undeadler bana saygı sunuyor vesaire vesaire bir saat içinde bosslarda dahil tüm undeadleri temizliyorum ve Lilith ile biraz dövüş antremanı yapmalarını sağlıyorum sonuç undeadler 15 Lilith 25 dövüşmeyi kısmen öğrendi sayılır. geri dönerken bir dükkanda kırmızı siyah ve gümüş işlemeli bir cüppe görüyorum hiç özelliği yok ama çok hoş gözüktüğü için 90 gümüşe satın almayı kabul ediyorum. Ana çıkacakken bir kalabalık görüyorum yanlarına gidip bir adama soruyorum
"Noluyor burda abi ?"
"Krallığımızın prensesi Sena-sama bu gün bu küçük şehri ziyarete geliyor"
Prenses haaa bir bakmaya çalışalım. Kalabalığın önüne geçiyorum ve iki düzüne şövalye ile bir ar arabasının içinde küçük pembe saçlı bir kız görüyorum (...) şimdi bu prenses mo en fazla on beş yaşında bir kız bu be ama şimdi bu ilk kez bir yöneticiyle karşılaşmam normalde böyle durumlarda sakince izlenir ama içlerinde en güçlü şövalye 223sv olunca insana bir cesaret geliyor Lilithi bir ara sokağa çekiyorum
"Efendim niye buraya geldik"
Cüppemi ona veriyorum
"Bunu giy ve siyah saç ile kırmızı göz yap kendine çok eğlenceli bir şey yapicaz" derken uğursuz gülümsemem yüzümde parlıyor yeni aldığım kırmızı siyah kıyafetimi giyip orjinal görüntüme dönüyorum hehehe şimdi eğlence vakti
...........................
Büyük bir kalabalığın ortasında bir grup şövalye ilerliyordu. Ortada aşırı süslü bir at arabası olucak şekilde formasyon almışlardı. At arabası açıkça çok kaliteli yapılmış ve saf kan beyaz atlarla çekiliyordu. Bu grup birden durdu onları durduransa bir kız ve bir adam. Şövalyelerden önemli görünen ve daha süslü bir zırh giyen birisi öne çıktı (Muhtemelen prenses ile görüşmek isteyen basit ve ahmak bir hayran köylü) tahminin kısmen doğru olduğu söylenebilirdi.
"Şu an yolumuzu kesiyorsunuz pis köylüler hemen çekilin"
Beyaz saçlı adam düz bir suratla
"Ya çekilmezsek"
"O zaman çekeriz" dedi ve kılıcına davrandı. Beyaz saçlı adamsa hafi bir sırıtma ile parmağını ileri kaldırdı ve şöyle dedi
[Undead yarat]
Tabiki bu adam Matsu' dan başkası değildi. Matsu'nun önünde aniden bir Zombi kral ve İskelet lordu belirdi ve kanatları açıldı
"Adamsan çekecen"
Ve şövalyeler donup kalırken halk
"Undeadler şehrin içinde" diye bağırarak kaçmaya başladı. Açıkça Matsu'nun sadistçe sırıtığı görülüyordu

Undead CrownHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin