YUSUF

15 2 0
                                    

Okula geldiğimde ilk olarak müdürü gördüm. Müdür beni her zamanki gibi boş boş azarlarken bir çocuk geldi ve elimden tutup koşmaya başladı. Müdür de arkamızdan geliyordu. Hiçbir şey söyleyemeden sadece çocuğun beni sürüklediği yere gidiyorduk. Çocuk hiç durmadan koşuyordu, yaklaşık 2 dakika koştuktan sonra nereye koştuğumuzu anladım. Kantine gidiyorduk. Nedenini bilmiyorum ama kantin kapısından girdik. Çocuk bir hırka giyiyordu, hırkanın kapişonunu indirdi. Turuncu saçlı çilli zayıf bir çocuktu. Bana birini hatırlatıyordu ama..... Pişkin pişkin bana bakarak gülüyordu. Arkadan müdür de geldi. Çocuk, "Baba, Yonca'yla beni yalnız bırakır mısın?"dedi. Çocuğun babası olduğunu öğrendiğim müdür,ağır ağır kantin kapısından çıkıp uzaklaştı.




O çocuk kimdi? Adımı nerden biliyordu ve müdürün oğlu muydu? Aklıma takılan bir sürü sorunun cevabını almak için ağzımı açtım ve kelimeler ağzımdan çıkmadı bir türlü.
Çocuk, eliyle ağzımı kapamıştı. O sırada kantinde sadece ikimizin olduğunu farkettim. Elime bir kağıt verip kantinin turuncu kapılarından çıktı.
Kağıdı açtım:
Ben Yusuf. Seninle önemli bir şey konuşmam gerekiyor. Bugün gece saat 11 de okulun yanındaki Perili Baraka'ya gel.
Perili Baraka bizim okuldaki küçük çocukların bu adı verdiği, okulun yanındaki eski, yıkık bir evdi.
Yusuf denen çocukla buluşmaya gitmeli miydim? İçimden bir ses git diyordu ama annekuşum buna ne der bilemiyordum. İsmini az önce öğrendiğim biriyle buluşmaya gitmeme izin vereceğini sanmıyordum. Karar verdim. Gidecektim. Çünkü bana ne söyleyeceğini merak ediyordum. Ayrıca o kapişonu indirişini aklımdan çıkaramıyordum. O güzel turuncu saçlarını aklımdan çıkaramıyordum. Pişkin pişkin gülüşünü aklımdan çıkaramıyordum....
.
.
.
.
Dersler bitti, eve döndüm. Hep izlediğim ve çok sevdiğim Harry Potter 'ı izledim. Akşam olunca da annekuşumun yatmasını bekledim.


On beş dakika kadar bekledikten sonra daha iyi duyabilmek için bir bardak alıp annemin kapısına dayadım ve içeriden gelen sesi dinledim. Annekuş, telefonda birisiyle konuşuyordu. "Tamam tamam T...." dedi ve telefonu kapattı. (T'yle başlayan bir isim söylemişti ama ne dediğini tam olarak anlayamadım)



Biraz daha kapıyı dinledim ve annekuşum ağlamaya başladı. Telefonda konuştuğu kişi her kimse onu çok üzdüğü belli oluyordu. Ama şu an onunla konuşamazdım. Odama geri gittim ve bir süre daha bekledim.



Uyuduğundan emin olduktan sonra yavaşça telefonumu alıp evden çıktım. Ev okula uzaktı ama okula yürüdüm, Perili Baraka 'yı gördüm. Ve evet oradaydı. Kızıl gizem(ona kendimce bu ismi takmıştım) , orada durmuş beni bekliyordu. Geldiğimi görünce yüzüm kızardı, heyecanlandım. "Seninle önemli bir şey konuşmam gerekiyor Yonca."dedi. Sesini ilk defa duymuştum. Dizlerini bükerek yere oturdu. Ben de yanına oturdum. "Benim hiçbir zaman annem olmadı, yani ben öyle düşünüyordum. Ama geçen gün bir şey öğrendim ve bunu sana söylemem gerekiyor. Benim bir annem varmış. Ben amcamla büyüdüm ve bunu bana geçen gün söyledi. Sen biliyor muydun bilmiyorum ama... BİZ KARDEŞİZ!" Kalbim duracak gibi oldu, kalbimin attığına emin olmak için ellerimi göğsüme dayadım ve "Emin misin? Yani benim bir kardeşim yok. Öyle değil mi? Bu nasıl olabilir ki, sana bunu amcan mı söyledi?"dedim yumuşak ve ürkmüş bir ses tonuyla. "Bunu seninle sonra konuşuruz şimdi benim gitmem gerek."dedi Yusuf. Ve yavaş yavaş arkasını dönüp yürümeye başladı. Ben de eve gittim.

Böyle bir şey nasıl olabilirdi? Annekuşum bana yalan mı söylemişti? Kızıla güvenmeli miydim? Bu kadar yıldır bi yalanı mı yaşıyordum? Tanıdığım herkes yalancı mıydı? Üstelik o çocuktan hoşlanmaya başlamıştım.... Yine aklımda onlarca soru oluşmuştu. Annekuşla bunu konuşmalıydım. Ama ne zaman konuşacaktım? Yarın konuşmalıyım, evet. Annekuşum her şeyi bana açıklayacak. O her şeyin en iyisini bilir. O bana yalan söylemez çünkü o en iyi annedir. Dünya üzerindeki en büyük kanatlı, en sevgi dolu kuştur annekuş. Bana yalan söylemezsin değil mi annekuş? Yoksa söyler misin?

Bunu düşünmekten uyuyamadım. Sabah uyandım, minionlu pijamalarıma baktım.....Halıyı inceledim...... Köpeğim Zencefil' le göz göze geldim...... Yeni bir güne başlamaya hazır değildim...

KIZIL GİZEMWhere stories live. Discover now