BÖLÜM 9:BU HİKAYENİN SUÇLUSU

En başından başla
                                    

Bu kesinlikle takdir ettiğim bir yöntem değildi. Aslında bu işi yüz yüzeyken daha az kalp kırarak halletmeyi planlamıştım. Normalde de kibir yapıp ilk o aramaya tenezzül etmezdi. Ama enstitüdeki olay sonrasında bile bu tavrını sürdürmüş, bir defa bile görüşmemiştik. Oysa ki benim okulum şehir dışında olsa da onunki buradaydı ve şu an aynı şehirdeydik. Ayrılmayı zaten uzun süre önce kafaya koysam da son olanlar iyice tuz biber olmuştu. Kısacası bunu fazlasıyla hak etmişti.

"Yani görüşmek için yalvarmasının nedeni bu mu?"

Yanaklarımı şişirip öflerken onaylamak için kafamı salladım. Colin'in parmaklarını ekranda aşağı yukarı kaydırdığını görebiliyordum. Kevin dünden beri, karşılık vermediğim onlarca mesaj yollamıştı. Muhtemelen onun benden ayrılması yerine benim bu işi bitirmem kibirli bünyesinde deprem etkisi yaratmıştı. Zaten ondan hiç hoşlanmayan Colin'in mesaj yığınını okudukça yüzünün şekli değişti.

"Görüşecek misin onunla?"

"Sence Cole? Tabii ki hayır, cehennemin dibine kadar yolu var."

Son cümlemi bavuluma birkaç şey tıkıştırmaya çalışırken söylemiştim. İşim bittiğinde telefonumun hala Colin'de olduğunu gördüm. Elleri hızla ekranın üzerinde kıpırdıyordu.

"Ne yapıyorsun sen!"

Sırıttı. Bunalımına en büyük ilaç, benim özel hayatıma müdahale etmeseymiş meğer.

"Sen meşgulsün diye ben cevap yazayım dedim. Ama hakikaten çok bozuldu Serena. Bir kız bana cehennemin dibine git dese var ya..."

Sırıtmaya devam etse de lafını tamamlayamadı. Çevremde bulduğum müsait şeyleri ona fırlatmaya başlamıştım çünkü. Mini basket topum, orta boy hello kitty figürüm, dolap askılığı... Tabii ki hiç biri isabet etmiyordu. Son olarak yastık koleksiyonumun en nadide parçası Colin'in kafası yerine duvardaki rüya kapanına çarpıp zeminde yerini aldı. Bu sefer başaracağım diye tekrar pozisyon alırken arka taraftan gelen sesle fırlatmaya hazırlandığım çorap topunu sakince yere bıraktım.

"İsabet konusunda oldukça iyi bir arkadaşım var. İstersen sana seve seve yardımcı olur, Serena. Yalnız o yastık yerine ok kullanıyor."

Tony biraz erken gelmiş kapının oradan dik bakışlarla Colin'i süzüyordu. Colin hiç utanma belirtisi göstermeden ona selam verdiğinde oralı bile olmayıp doğrudan bana döndü.

"Hazır mısın, Serena?"

"Evet, işim bitti sayılır. Hemen üstümü değiştirip geliyorum."

Yine de kapıdan ayrılmayıp Colin'e bakmaya devam etti. Derken Colin de mesajı almış gibi ayaklandı.

"Görüşürüz Serena. Ben de çıkayım, yoksa okula geç kalacağım."

Vedalaşmak için sarılıp yanaklarımdan öperken kulağıma fısıldadı.

"Baban bana bayıldı."

Ya ne demezsiniz, tüm babalar ona bayılırdı zaten. Tony onun arkasından "Aman sakın geç kalma." diye söylendikten sonra bir ona bir de bana baktı. Evet, kesinlikle onu çok sevmişti(!)

***

Tony bugün kızını görmeye geldiğinde evde her zamankinin aksine olağan dışı bir kalabalık ve hareketlilik vardı. Serena'yı odasında bavulunu hazırlarken bulmuştu. Çakma Kazanova da oradaydı. Anlaşılan Serena ile oldukça yakınlardı. Yine de bu, çocuğun her taşın altından çıkmasının sinir bozucu olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.

Colin gidince o da odadan çıkmıştı. Serena hazırlanana kadar aşağıda bekleyecekti. Merdivenden inerken Dr. Holden ve Vanessa'nın sessiz ve hararetli bir sohbet yaptıklarına tanık oldu. Yolunda gitmeyen bir şeyler olduğundan şüpheleniyordu. Bugünden beri kadın oldukça gergin ve endişeli görünüyordu. Tony geldiğinde durumu fark edip sormuş olsa da Vanessa düşünceli bir tavırla onu geçiştirmişti. İşin ilginci bir şeyi söyleyip söylememekte kararsızmış gibi duran haliydi.

DREAMCATCHER II MARVEL [TONY STARK]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin