BÖLÜM 6:SANRILAR

1.3K 102 170
                                    

Vanessa peşindeki baba oğulun seslendirmelerine aldırmadan elindeki fenerle koşturuyordu. Patlama sonrasında güvenlik önlemleri devreye girdiğinden olası bir yeni patlamaya karşı elektrikler kesilmiş, asansörler iptal olmuştu. Sadece ikaz lambaları ve ihtiyaç halinde kullanılmak üzere az sayıda temel ışıklandırmadan başka herhangi bir aydınlatma yoktu. Güvenlik, personeli yangın merdivenlerinden dışarı çıkarırken, o da bina içi merdivenlere yöneldi. Kızının olduğunu tahmin ettiği kata çıkarken, neden - nasıl - ne zamandan oluşan soru kombinasyonları kafasında dönüp duruyordu.

Mesela bugün daha ne kadar berbatlaşabilirdi? Birkaç saat önce evde, yatağında uyurken bıraktığına emin olduğu kızı neden ve nasıl buradaydı? Tony bir kızı olduğunu öğrenmek konusunda neden bu kadar ısrarcıydı? Zengin ve yakışıklı bir adamdı. Kızıl saçlı sevgilisiyle yeni bir tane yapabilir ya da evlat edinebilirdi. Ama Serena onundu. Ve onu hemen bulmalıydı. Koca binada patlamanın olduğu yerde olamazdı değil mi? İşgüzar velet, Colin ne halt etmeye Serena'yı buraya getirmişti sanki! Hem de Tony buradayken. En azından Tony'i görünce Andrew'a gidip, adamın kendisini aradığını haber etmeyi akıl edebilmişti.

Vanessa'nın kafasında dönen bu hararetli tek taraflı konuşmayı merdivenlerden inen Heather sonlandırdı. Kız nefes nefeseydi. Ama onu görünce daha da hızlanıp yanına geldi. Panik halinde ve kesik kesik konuşmaya başladı.

"Dr. Sanders... patlama... biyokimya katında patlama... olmuş diyorlar..."

Bu haliyle konuşamıyordu. Andrew kızın haline acıdı.

"Sakin ol Heather, önce bir nefes al."

"Sakin falan olamam Dr. Holden. Az önce Serena... oraya... annesinin odasına gitti. Ama bir şey olmamıştır değil mi? Onu toksikoloji katında aradım... ama bulamadım. İşini bitirip patlama olmadan çıkmıştır. İyidir değil mi?"

***

Kız lafını bitirir bitirmez merdivene yığılıp ağlamaya başladı. Kendisini suçluyordu. Onu oraya o göndermişti. Yüzeysel ve hızlı nefesler almaya başlayınca Andrew kızın bir panik atak krizinin eşiğinde olduğunu anladı. Yanına çömelip, bundan şüphe duysa da, onu her şeyin yolunda gideceğine dair ikna etmeye çalıştı. Sonra daha demin duyduklarıyla dona kalmış Vanessa'nın merdivenleri hızla tırmanmaya başladığını gördü. Ama oğlu hala kıpırtısız onun gözünün içine bakıyordu.

"Git!" dedi Andrew bağırarak, alarm seslerinin arasından sesini duyurabilmek için.

"Onunla git Colin. Yardımına ihtiyacı olacak."

Colin onun kastettiği şeyi doğru anlayıp anlamadığını anlamak için gözlerine baktı. Muhtemelen yakın arkadaşının durumunun onun yardım edemeyeceği kadar kötü olabileceğinden korkuyordu. Bir kez daha seslendi oğluna.

"Hadi git, ben hemen arkanızda olacağım."

Ama önce Heather'ı sakinleştirip birilerine emanet etmeliydi. Daha sonra her ihtimale karşı, yanına lazım olabilecek birkaç şey almalıydı. Nasıl zamanında Vanessa en zor zamanlarında onun yanındaysa, o da şimdi kadının yanında olacaktı. Vanessa ve Serena'nın akıbetlerinin, kendisi ve Alice gibi olmaması için sessiz bir dua yolladı Tanrı'ya. Ve duasının bu sefer kabul edilmesini umdu.

***

Tony daldığı garip ruh halinden gelen seslerle sıyrılabildi. Kendisi güvenlik sistemine girip çalıştırdığı asansörle buraya gelse de, bu ses olay sonrası kilitlenmiş merdivenlerin olduğu kapıdan geliyordu. Tetikte olsa da fazla kıpırdamadı. Hemen yanı başında, düzenli nefeslerle göğsü inip kalkan, kendisini yıllardır tanıyormuş gibi sarılmış kızın tekrar korkmasını istemiyordu. Kızın kulağına usulca fısıldadı.

DREAMCATCHER II MARVEL [TONY STARK]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin