"Seninde söylediğin gibi bütün o olanlar on yıl önceydi. Şimdi bırak senin bana dokunmanı seninle şu an aynı havayı solumak bile beni fazlasıyla rahatsız ediyor. Bak ben çocuk filan istemiyorum hele senden asla. Servetini bırakabileceğin ve soyunu devam ettirecek bir varis istiyorsan tatlı küçük bir çocuğu evlat edinebiliriz. Bak gerçekten bu süper bir fikir. Hatta o çocuğu sevebilirim bile."

Christian bir el hareketiyle onu susturdu. Yüz ifadesinden söylediklerini fazlasıyla saçma ve gereksiz bulduğu belliydi. Fakat Cassandra tam aksine fazlasıyla mantıklı bir fikir sunduğuna inanıyordu. Her ne olursa olsun kocası olacak o şerefsizden çocuk filan yapmayacaktı.

"Ben kendi çocuğum olsun istiyorum. Açıkçası yaparken üzerinde emek harcamadığım başkasına ait olan bir çocuğu kendi çocuğum gibi sevebileceğimi sanmıyorum. Hem neden bu işe  karşı olduğunu anlayabilmiş değilim. Bir dükalığın varisinin annesi olacaksın."

Cassandra gözlerini devirdi. Christian'ın söyledikleri ona hiç cazip gelmemişti. Aksine onu bu işten daha da soğutmuştu. Aslında bir çocuk sahibi olmak korkutucu bir şey değildi korkutucu olan kocası gibi bir adamdan çocuk sahibi olmaktı.

"Ya bebek kız olursa ?"

Sanki bu dediği onu caydıracakmış gibi bu bahaneye tutundu.

Christian umursamaz bir havayla omuz silktikten sonra  sorusuna gayet kolay bir şekilde cevap verdi.

"O zaman bizde bir daha çocuk yaparız. Sonuçta yaşlanmış olabilirim ama o kadar da değil."

Cassandra yatağın kenarına oturup, kollarını göğsünde birbirine kenetledikten sonra kocasına baktı. Bu adam ona Tanrı tarafından gönderilen kozmik bir şaka olmalıydı. Ya da Tanrı onu ahlaksız bir kadına dönüştüğü için cezalandırıyor olmalıydı. Tamam eğer bütün bunlar o yüzden oluyorsa dersini almıştı. Hatta bundan sonraki hayatını bir rahibe olarak, dinine bağlı bir şekilde geçirebilirdi. Evet kesinlikle bunu yapabilirdi. Yeter ki kocası ondan böyle bir şey istemekten vazgeçsin. İçinden Tanrıya bir mucize gerçekleşmesi, kocasının fikrini değiştirip İngiltere'ye dönmesi için dua ederken, o sırada Christian konuştu.

"İstersen çalışmalara şimdi başlayabiliriz."  Cassandra o esnada paniğe kapılarak yerinden kalktı.

"Sakın kıyafetlerini çıkarmak gibi bir hataya düşme! Açıkçası seni çıplak görmeye pekte hevesli değilim."

Christian onu dinlemeyerek ceketini seri hareketlerle çıkardıktan sonra eli gömleğinin düğmesine gitti.Christian'ı soyunurken izlemeyi her ne kadar tahrik edici bulsada onu durdurmanın bir yolunu bulmalıydı. Christian gömleğinin düğmelerini açtıktan sonra ellerini beline koydu ve gözlerini ona dikti. Cassandra onun bakışlarının yoğunluğu karşısında kıpkırmızı kesildi. Her ne kadar utanmazın teki olsada onun bakışları utangaç birine dönüşmesine neden oluyordu.

Christian gözlerini devirdi.

"Hadi ama sende bir yerden başlasan iyi edersin."

Gözlerini sabahlığın açık yakasından taşan göğüslerine diktikten sonra yüzünde oluşan edepsiz bir gülümsemeyle, "Mesela sabahlığını çıkarmakla başlayabilirsin." Dedi. Cassandra iç güdüsel olarak yakasını eliyle kapattı.

Christian onun bu masum görünen haline bakarken içi cız etti. On yıl önce tanıdığı Cassandra sanki karşısındaymış gibi hissetti. Onun ahlaksız bir kadına dönüşmesinin nedenini kendisi olduğunu gayet iyi biliyordu. Ama artık yapabileceği bir şey yoktu. Olan olmuştu.

Cassandra'nın üstüne yürümeye başlayınca genç kadın arkaya doğru bir adım attı. Ardından eliyle ona durmasını işaret etti fakat Christian işine gelmeyen şeyleri anlamama gibi bir alışkanlığı olduğundan genç kadının bu hareketini görmezden geldi.

KALBİM SENİNLE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin