32. Bölüm.

9.1K 555 251
                                    

Paragraf arası yorumları unutmayın!
-

"Gecikmesinden belliydi aslında. Uzun zamandır söylentiler dolanıyordu lakin her zaman ki gibi konuşulup ardından rafa kaldırırlar diye düşünmüştüm. Doğrusu şaşırttılar. Bir iki güne buradan ayrılmış oluruz."

"Nerede, bir bilgin var mı?" dedim.

"Derince merkez."

"Kaç kişi?"

"Aşağı odada kalan iki kızla beraber toplamda altı. Burada ki gibi dört kız aynı odaya tıkalıp kalmayacaksınız. Kiminle odayı paylaşacağına karar verebilirsin."

"Saatler hariç iyi olan tek konu bu sanırım." dedim.

Yurt sistemi artık tamamen değişiyordu. Bundan sonra ki süreçte bizler için bir daire tutulup, ev ortamı yaratılacaktı. Başımız da bir müdür yerine uzaktan, evde ki görevliler ile iletişim halinde olan hocalar sorumluluğu üstlenecekti.

Aslında buna sevinmiştim. Lakin çocuk evinde yaşamanın net kuralları da vardı. Bu kurallar ise yurtta ki  esnekliğe oldukça tersti.

Elimde ki kalemi çizdiğim resim ile beraber komodine bırakıp dizlerimi yeniden kendime çektim. O sırada Songül dolabıma girmiş, kıyafetlerimin olduğu askıları tek tek çeviriyor, beğendiklerine yüz hatlarıyla onay vererek bir sonrakine geçiyordu.

"Geçen gün Sıla dağıttığında hızla yerleştirdiğimden bakamadım ama kıyafetlerine yenileri eklenmiş gibi görünüyor. Aldın mı?" 

"Ilgın'ın aldıkları var. Ece'de elbisesini hediye etmişti."

"Bu ne?" deyip kaşlarını çattı ardından kendine çekince oturduğum yerden pantolonumun yalnızca paça kısmını gördüm. Cebinden bir şey çıkarıp bana gösterdiğinde saniyesinde ayağa kalkarak harekete geçtim.

"Öylesine karalamıştım." dedim  buruşan kağıdı parmakları arasından  sakince alırken. İfademi bozmadan bazama geri yürüdüm. Songül pek ilgili olmayıp tekrar işine dönmüştü.

Katlandığından dolayı yüzeyi damarlaşmış kağıdı özenle açtım. Parmaklarım Bars'ın yüz hatlarına istemsizce çıkıverdi. Onun o ifadesizliğine tezat, yüzüme bir gölge çöküp oturmuştu.

Tam bir hafta geçmişti. Aramızda geçen o konuşmanın üzerinden, sırtını bana dönüp gitmesinin ardından günler geçmişti. Bir araya hiç gelmemiştik. Sıraç için Piramit'e gitmek istemiştim ama Bars'ın beni artık orada görmek istemeyeceği aşikardı. Bu yüzden yalnızca Sıraç'ı aramakla yetinmiş, onda da bir cevap alamamıştım.

Bu bir hafta boyunca yurtta yaptığım şeyleri rutine bağlamıştım. Üniversite sınavı için derslere ağırlık vermiş, çizimler yaparken aynı zamanda Ece ile sürekli sohbet etmiştim.

"Ne zaman çıkacaksın? Ah, bak bunları giy." dedi.

"Özen göstermemi gereken bir durum yok." dedim.

"Al." deyip parmağına taktığı askıyla geldi. Songül'e kirpiklerim altından bir bakış attıktan sonra çizimlerimi dolabımda ki kilitli sandık kutuma koydum. Kıyafetleri alarak banyoya girdim.

Bugün psikolog seansından sonra beni biraz olsun iyi hissettirecek tek şey Ece'yi görecek olmamdı. Onu çok özlemiştim. Bursa'dan dönmüşlerdi ve yarın okulda onu görecek olmama rağmen ikimizde bugün görüşmek istemiştik.

Saçlarımı dağınık bir örgü yaptıktan sonra aynada ki halime baktım. Bir hafta boyunca yurtta olmamın yararlarından biri de düzenli yemek yediğimden dolayı yüzümde ki solgunluğun azalmış olmasıydı.

SUSKUN 1. (Tamamlandı)Where stories live. Discover now