29. Bölüm.

10.3K 674 263
                                    

İyi ki doğdun SUSKUN.

Paragraf arası yorumları unutmayın

-

Gözleri korkutuyordu.

Ayna da Bars'a bakarken okyanuslarının ortasına kuyulanan o girdaba çekiliyormuş gibi hissettim. Kelimeleri yutan boğazımın hemen ardından parmaklarım sanki birşeyler fısıldamak istercesine birbirine dokundu, eski boşluğuna müsaade etti.

"Bars." dedi Baha ve bunu der demez Bars'ın eli havaya kalktı, ardından gelecek olan kelimelerin önünü jilet gibi kesti. Bunu yaparken bakışlarını benden koparmamıştı.

"Ayza bana dön." dedi, son derece soğuk ve sert bir ses tonuyla.

Bars'a döndüm ve kafamı yüzüne kaldırdım. Kendime sürekli suçlu olmadığımı hatırlatmak istiyordum lakin gözlerinden bir parça olsun düşmeyen merhametten kendime pay edemiyordum. Sanki üzerini soğuk buzlar kaplamış ve o buzlar birbirine sıkıca geçerek sert bir tabakayı irislerine örtüvermişti.

"Yapacak mıydın?" diye açıkça sordu.

Gelen soru karşısında verdiğim tek tepki kirpiklerimi kırpıştırmak olmuştu. Tehlikeli sessizliğin aldığım her nefeste altını kanatarak bıraktığı çizgilere, bedenime ağır gelen bu ruhu asıp, ardıma bakmadan kaçıp gitmek istiyordum.

Baha bizi izliyordu, bakışlarının ağırlığı omuzlarıma uzaktan dahi olsa çökmüştü lakin bu bakış suçlayıcı değildi, olan biteni anlamak ister gibiydi. Bars'ın ise bunun tam tersiydi. Bana suçlayıcı bakmıyordu fakat bu yaptığımı ihanetin kucağına sürüklüyordu.

"Yapamadım." dedim.

"Yapacak mıydın?" diyerek üsteledi. Gözleri bir kat daha aralanmış ve kararmıştı. Net bir cevap istediği belliydi. Başımı yavaşça iki yana salladım, yüzümden binlerce intihar gerçekleşiyordu. Ayaklarımın ucuna dökülen hislerim terk edildiği duygunun rahmine yeisler beslerken bomboş bir suratla Bars'laydım.

"Yapmadım." Dudaklarımı ıslattıktan sonra devam ettim. "Böyle birşeyi beceremeyeceğim açıkça ortada değil mi?"

Bana bir adım attı, uzun boyundan dolayı yüzünü yüzüme eğerken soğuk bakışlar eşliğinde göğüs kafesime uzanan saç tutamını baş ile işaret parmağının arasında okşadı, kaşları hafiften çatıktı, kızğınlığını görebiliyordum ve öfkesi tenine ağır kızıllıklar vuruyordu. Konuşacağı sırada saç tutamını sırtımdan geriye gönderdi.

"Seni ne ile tehdit ettiler Ayza?"

Ruhumun asılı olduğu ip aniden koptu, bir uçurumun dibinde ki parçaları paylaşan bir kadere dönüşüverdi.

"Hiç bir şey."

Kafamı dik tutmak için kasılan damarlarım bir ağacın kökü gibi boynuma sarıldı. Kolye ile tehdit ettiklerini söylersem ne tepki verirdi? Sırf bir kolye uğruna onlara katlandığımı öğrendiğinde öfkesi yakıp kavurmaz mıydı? Muhtemelen benim aptal biri olduğumu düşünecekti ya da çocuksu bir saçmalığa yoracaktı.

"Partide olmak istiyorlar. Cezalı oldukları içinde tek çare illegal yollara başvurmak. Benim bunu sağlayacağımı düşünüyorlar."

Parmakları çenemi buldu ve kafamı kendisine doğru kaldırdı.

"Ne karşılığında?" dedi sabırsızlığını sesine yansıtarak. Parmakları çenemden uzaklaşırken bıraktığı yerlerde öfke çemberleri dolaşıyordu.

"Eskisi gibi rahat bırakmayacaklarını, Karaer'de bana yapılanların aynısını yaşatacaklarını söylediler. Başka neyle tehdit edebilirler ki Bars?"

SUSKUN 1. (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin