Giriş

320 11 9
                                    

    Gündüzler insanlar tarafından daha çok sevilir. Karanlıktan uzakta ve her şey ortada. İnsanlar görebildiği ve kavrayabildiği şeyleri sever. Çünkü sadece onlar durdurulabilir.

    Peki ya gece? Neden güneş yok olduğunda, ay gökyüzüne çıktığı zaman insanlar evine gider? Neden sabah ki maraton aynı hızı devam etmez?

    Hiç kimse bu sorulara net cevap veremez. Çünkü herkesin kendine göre daha mantıklı bulduğu cevaplar vardır. Ama bu cevapları tek bir kelime içinde toplayacak olsaydık bunun adı "KORKU" olurdu. 

    Geceleri insanların sevmediği şeyler oluyor. Karanlıkta her şey bulanık ve her yer sensiz. Boş bir sokakta gecenin bir yarısı yürürken arkanda hissettiğin bir nefes, belki de arkana bakmadan koşmana sebep olur.

    Bazı insanlar vardır ki bu sessizliği ve boşluğu çok akıllıca kullanır. Dar ve karanlık sokaklarda gizlenip etrafı izlerler. Gerekirse saatlerce pusuda beklerler. İstedikleri av önünden geçtiğinde ise PAM! Av onun ağzında demektir.

    İnsanlar bu işlemi yapanlara "KÖTÜLER" demiştir. Kendi içinde kollara ayrılıyordu tabi. Oysa ki, bu kötülerin yaptığı tek şey, geceyi normal insanlardan önce sahiplenmesiydi. Gündüze iyiler sahipleniyorsa geceler bizim olmalı demişlerdi. Bu istek onların hakları mıydı? Tartışılır. Ama bu konudan çıkarılabilecek tek bir sonuç vardı. Oda, bu olaydan insanların rahatsız olmasıydı. Çünkü bu "kötüler" elindeki ile yetinmeyi bilmeyen yaratıklara dönüşmelerine sebep olmuştu. Gündüzü de istiyorlardı. Dünyanın her yakasını bir bir fethedip kendi egemenliklerini kurmak istiyorlardı. 

    Ama unuttukları bir konu vardı. Oda, insanların onlardan baskın gelmesiydi.

Yıl bin dokuz yüz altmış yedi...

    Amerika Birleşik Devleti bir karar verdi. Ve verdiği karar ile dünyayı kalkındırdı. Askeri güçlerin hat safa da olmasını  söyledi. Ve diğer ülkeler ona kulak verdi. Uzun zamandan sonra insanlar, kötülerin üstüne yürümeye dair karar vermişti.

    Askeri üsler çoğaltıldı. Askerlerin çalışma koşullarını zorlaştırıp onları mükemmele çevirmeye çalıştılar. Tabi bu dünyanın bildiği kadarıydı. Birde perdenin öbür tarafında dönen birkaç şey vardı.

    Sadece devlet büyüklerinin bildiği harika bir TİM kurmaya karar verdiler. On iki kişiden oluşan harika bir takım. Dördü kadın, sekizi erkeklerden oluşan bu takım, büyük başların istediği türden bir takımdı.

    Bu on iki kişi ile muazzam bir anlaşma yapmışlardı. Gündüzleri sıradan hayatlarını yaşarken, gece olduğu zaman insanlara adalet dağıtacaklardı. Yani kelimenin tam anlamıyla "KAHRAMAN" olacaklardı. Kahraman olmak söylendiği kadar kolay bir iş değildi. 

    Kahramanlar için bunu kolay hale getirmek istediler ve yüklü miktarda para teklif ettiler. Yakaladıkları her haydut için torbalar dolusu para kazanacaklardı. Buna kim hayır diyebilirdi?

    Kahramanlar bin dokuz yüz yetmiş yılında yılbaşı gecesi işlerine başladı. Geceleri bir hayalet gibi sokakta dolanıp kötüleri, iyilerin arasından cımbız gibi çekiyorlardı. Ve her kelle için para kazanıyorlardı. Bu da, işlerini daha da sevdiriyordu. 

    Akıllı kahramanlar, kazandıkları paraları iyi yatırımlara götürdü. Mike harika bir işletme kurdu. Holdinglere dönüştürdü işini. 

    Howard ise bir sürü market satın alıp marketler zinciri kurdu.

    Terry, aralarında emekliliği iple çeken kişiydi. Elli yaşından sonra bu işi yapamayacaklardı. O zamanı beklemek istemeyenler için de büyük başlar zorlama uygulamamıştı. İsteyen istediği anda bırakabilirdi. Bunu bilen Terry, kırk yaşına geldiği zaman birkaç küçük hastalığını bahane edip ayrılmıştı. 

    Annabel ise çok güzel ve zeki bir kadındı. Kazandığı paralarını biriktirip gelecek için saklamıştı. Ama para sıkıntısı onun geleceğinde yoktu. Çünkü çok zengin birisi ile evlenmişti. Hamile kaldığını öğrendiği anda işi bırakmıştı. Kendini, ailesine adayan bir kadın olmak istediğini söylemişti. 

    Aralarında durdurulması en zor olan kişi Greg'ti. Daima Annabel'de gözü vardı ama Annabel onu sadece arkadaş olarak görüyordu. Onun evlendiği gece kutlamaya katılmak yerine bol bol içki içip ağlamayı tercih etmişti. Annabel'in hamile kaldığını öğrendiği zaman ise kendini evine kapatıp kahramanlarla olan ilişkisini tamamen kesti.

Adaletin BekçileriWhere stories live. Discover now