Bölüm 19: Sesler,

Começar do início
                                    

"Onun sana ihtiyacı var biliyorsun değil mi ?" Sesi yalvarır gibi çıkmıştı.

"Kimin ?" Dedim merakla.

"O kötü bir çocuk değil. Yemin ederim değil. "Bu sefer diğerinden daha kötü ağlamaya başladı. Yüzünü ellerime kapadığında ne yapacağımı bilemez halde kaldım.

"Her şey benim suçum. Benim yüzümden bu halde. Her şeyi mahvettim." Yüzü hâlâ ellerime kapanıktı. Birden kafasını doğrultup parmaklarını yüzümün iki yanına yerleştirdi.

"Sen ona yardım edersin öyle değil mi ?" Bir şeyler söylememe fırsat dahi vermeden eliyle bir yeri işaret etti. Ne olduğuna bakmak için geriye döndüğümde Zümrüt'ü küçük bir kızla oynarken gördüm. Benim ona baktığımı hissettiğinde kafasını çevirip bana baktı. Yanındaki küçük kızda bana dönmüştü. Bu küçük kız bana Zümrüt için bileklik veren kızdı. Gözlerim dolarken neler olmuş olacağını düşündüm. Sonra bunun bir rüya olduğunu hatırladım ve gerçekle hayal olanı ayırt edebilmek için elimden geleni yaptım. Ama yanımdaki ses yeniden konuştuğunda en başa dönmüştüm.

"Onlara burada göz kulak oluyorum. Lütfen...Sende orada ona göz kulak ol. O kötü biri değil kızım. Yalnızca çok acı çekiyor o kadar. " Elini kalbime koydu ve o sırada kulağıma belirli aralıklarla gelen ditleme sesi aldı. Bu ses benim kalp atışımdı.

"Ona kalbini ver. " Dedi kadın. Görüntü silikleşmeye başladığında parmaklarını kalbimin üzerine daha çok bastırdı ve sesini duyurmak için bağırdı.

"Eğer ona kalbini verirsen benimkinden vazgeçip seninkine sahip çıkacaktır. Lütfen ona yardım et."

Gözlerim artık belirli sınırları olmayan varlıkları görmeye başladığında aslında bunun bir varlık olmadığını anladım. Bu bir boşluktu. Ve önümü göremeyeceğim kadar karanlıktı. Tutunabildiğim tek şey kalbimin sesiydi.

Kulaklarım uğuldamaya başladığında önce kalbimin sesini duyamaz oldum. Sonra Uluç'un sesi kulaklarımı tırmanıp beynime tutundu.

"Nerden bileyim ben kendini atacağını ? Benim suçummuş gibi konuşma. O kadar zayıf olmasaymış o da. "Bir hışırtı sesi duymamla soğuk bir elin koluma dokunması aynı anda oldu.

"Kız sinir krizi geçirmiş. Bunun bir zayıflıkla alakası yok koca oğlan. " Uluç'un gözlerini dikip karşısında bulunan kişiye sert sert baktığına emindim.

"Neyse ne. Ölmedi işte. "Kolum havaya doğru kaldırıldı.

"Hala tehlikenin boyutunu anlamadın öyle değil mi? Uluç kızı ezebilirdin de. Artık geçmişi bırakıp önüne bakma vaktin gelmedi mi ?" Uluç'un sesi yaklaştı.

"Bana yıllardır bulaştığım pisliklerin istersem hiç olmamış gibi olacağını mı söylüyorsun ? Bu mesele benim meselem ve sonu olmadan yeni bir başlangıç olmayacak. Hem ona ne oluyor ki ? Birde bu çıktı başımıza. "Kolum eski yerine konulduğunda alnıma bir el değdi.

"Şu kıza bak. Ne kadar narin olduğuna bak Uluç. Tabiiki etkilenecek. "Uluç hemen konuştu.

"Etkilenmemeyi de öğrenir öyleyse. "Kadının verdiği nefes koluma değmişti.

"Hiç bitmeyecek öyle değil mi ? Beslediğin o duygu asla sönmeyecek. "Kadının topukları üzerinde yürüdüğünü gelen seslerden anladım. Uluç yakınımda olduğu için onun verdiği kısık sesli cevabı da rahatça duyabilmiştim.

"Belki bir gün ama şimdi değil. "Sonra bir kapının kapanma sesi geldi. Uluç'un gitmiş olup olmadığını merak ettim. Gözlerimi açmak buranın neresi olduğunu görmek istiyordum.

SAHİPSİZOnde histórias criam vida. Descubra agora