'Çünkü , istediğin o mâlum bölgeleri geliştiririz.' dedim dalga geçen ses tonumla.

Bir süre düşündü.
Düşündü yani!

Sonunda cevap vermeye tenezzül ettiğinde otoparka inmiştik.
'Yok , aslında hiç ihtiyacın yok.'

'Ciddi olamazsın' dedim ağzımda geveleyerek.

'Anlamadım?'

'Diyorum ki araban nerede?'

'Yok.'

Etrafı tekrar kolaçan ederken kaşlarım çatıldı. 'Nasıl yani?'

'Bugün motorumla geldim.'

'Şaka yapıyorsun herhalde' dedim önümde adım atmamı engelleyen bir harley var olmasına rağmen.
Umudum başkasının olduğu yönündeydi.

'Sorun yok , kaskı sana takacağım.'

'Asla olmaz!' dedim fal taşı gibi açılmış gözlerimi motordan çekip ona döndüğümde.
'Ben taksi ile giderim.'

Güldü.
'Bir ilki daha benimle yaşamandan gurur duyarım.' Kollarıyla belimi sarıp beni motoruna çekerken 'Aren , çok korkarım.' diye isyan ettim.

Ben lunaparktaki küçük ahtapot'a  binmeden önce bile defalarca düşünürdüm.

Sonrasında çok severdim orası ayrı tabi!
Adrenalini severdim aslında , hem sever hem korkardım.
Bu durumda tam bir sevici olamıyorum sanırım.

'Bana güven , hızlı sürmeyeceğim.'

Bedenimi belimden tutup kaldırarak koltuğa oturmama yardımcı oldu. Kendisi de ters bir şekilde koltuğa oturup yüzünü bana doğru döndü.
Saçlarımı okşayıp kulaklarımın arkasına ittiği esnada bende yüzünü inceliyordum.
Okuyabildiğim şey ;şefkatti.

Şefkat!

Gerçekçi olmak gerekirse bu çok fazla hoşuma gidiyordu.
Yine tav olmama bir sebep!
Zaten bu sebeple beni ikna edebilmişti.

Kaskı nazikçe kafama oturttuktan sonra aparatını bağladı.
'Sıkı sarıl tamam mı?'

'Hızlı sürmeyeceğini söylemiştin!'

'Sürmeyeceğim , sadece daha güvenli'

Evet evet kesin!

'Herşey den kendine pay çıkartmasan olmuyor mu?'

'Söz konusu sen iken mi?'
'Asla olmaz.'

Bir kere de şaşırabilseydim keşke .

Bedenini döndürüp kolları kavradığında , gövdesini dikleştirip hafifçe boynunu bana döndürdü.
Bu sanırım 'Neyi bekliyorsun?' anlamına geliyordu.

Kollarımı bedenine dolar dolamaz sürmeye başlaması da düşüncemi kanıtlar nitelikteydi.
Onunla vakit geçirdikçe beden dilini çözebilme zorluğunu aşıyordum.
Öğrendiğim bir şey daha ise durum çıkarları olduğunda sık sık küçük yalanlar söylediğiydi.

Örneğin şu an!

Kesinlikle.
Hızlı sürmeyeceğini söylemiş olmasına rağmen oldukça hızlı kullanıyordu.

İşin gerçeği, korkmuyordum.
Aksine çok hoşuma gitmişti.

Kollarım gövdesine sarılı , başım ise sırtına yaslı idi.
Tek şikayetim deri ceketini giyiyor oluşuydu.
Hazır sarılmışken hiçbir şeyini hissedemiyor olmak tamamen haksızlıktı.

Küçük bir yerin önünde durduğumuzda mecburen bedeni ile olan bağlantımı kestim.
Etrafa kısa bir göz gezdirdiğimde küçük bir 'Mantı evi' ne gelmiş olduğumuzu fark ettim.
Her yeri de biliyordu!

KORWhere stories live. Discover now